Translation of "Anlamış" in English

0.004 sec.

Examples of using "Anlamış" in a sentence and their english translations:

Yanlış anlamış olmalıyım.

- I must have misunderstood.
- I must've misunderstood.

Yanlış anlamış olmalısın.

- You must've misunderstood.
- You must have misunderstood.

Ve aradığını bulduğunu anlamış.

and knew he was the one.

Onun söylediğini anlamış olamazsın.

You can't have understood what he said.

Anlamış gibi görünmüyorsun Tom.

You don't seem to get it, Tom.

Tom dediğini anlamış olamaz.

Tom can't have understood what you said.

Onu yanlış anlamış olabiliriz.

We might have misunderstood her.

Dediklerini anlamış gibi görünmüyordu.

He didn't seem to understand what you were saying.

Mary yanlış anlamış hissediyor.

Mary feels misunderstood.

Beni yanlış anlamış olabilirsiniz.

You might've misunderstood me.

Tom'un söylediğini anlamış olamazsın.

You can't have understood what Tom said.

Bir bakalım iyi anlamış mıyım.

Let's see if I've got that right.

O sizi yanlış anlamış olabilir.

He may have misunderstood you.

Tom Mary'yi yanlış anlamış olmalı.

- Tom must've misunderstood Mary.
- Tom must have misunderstood Mary.

Tom açıklamanı anlamış gibi görünmüyordu.

Tom didn't seem to understand your explanation.

Tom sizi yanlış anlamış olabilir.

Tom may have misunderstood you.

Tom Mary'yi yanlış anlamış görünüyor.

Tom seems to have misunderstood Mary.

Tom bunu anlamış gibi görünüyordu.

Tom seemed to have figured it out.

Bunu ben bile anlamış değilim.

I don't even understand it myself.

Seni yanlış anlamış olabileceğimi fark ettim.

It occurs to me that I may have misunderstood you.

O, o şiiri anlamış gibi görünmüyor.

He can't seem to understand that poem.

Tom projenin amacını anlamış gibi görünmüyordu.

Tom didn't seem to understand the purpose of the project.

Tom ne dediğimi anlamış gibi görünüyor.

Tom seems to understand what I say.

Köpek ne söylediğimi anlamış gibi havladı.

The dog barked as if it understood what I'd said.

Sanırım Tom tekrar onu yanlış anlamış.

I guess Tom got it wrong again.

Tom Mary'nin şiirini anlamış gibi yaptı.

Tom pretended to understand Mary's poem.

Probleme neyin sebep olduğunu hâlâ anlamış değilim.

I still haven't figured out what's causing the problem.

Anlamış olsan bile, bu açıklaması zor bir teori.

Even having understood, it is a difficult theory to explain.

- Bir sebep göremiyorum.
- Anlam veremiyorum.
- Maksadı anlamış değilim.

I don't see the point.

"Hiçbir şey anlamıyorsun!" " Ben de anlamış gibi davranmıyorum."

"You don't understand anything!" "I don't even pretend to."

Tom Mary'nin bahsettiği şeyi anlamış gibi kafasını salladı.

Tom nodded as if he understood what Mary was talking about.

Tom ne olduğunu anlamış olmasına rağmen anlamamış gibi davrandı.

Even though Tom understood what was going on, he pretended that he didn't.

- Tom çok yanlış anladı.
- Tom olayı tamamen yanlış anlamış.

Tom had it all wrong.

Üzgünüm. Birbirimizi yanlış anlamış olmalıyız. Ben dün geceden bahsettiğimizi sanıyordum.

I'm sorry. We must have our wires crossed. I thought we were talking about last night.

- Bu neyi değiştirecek, anlamadım.
- Bunun ne gibi bir fark yaratacağını anlamış değilim.

I don't see how this changes anything.