Translation of "Almamalısın" in English

Kilo almamalısın.

You must not put on weight.

Tom'u içeri almamalısın.

You shouldn't let Tom in.

Yanında bir şemsiye almamalısın.

You must not to take an umbrella with you.

Onun duygularını hafife almamalısın.

You should not trifle with his feelings.

Bu şeyleri hafife almamalısın.

You shouldn't take those things for granted.

Bu ilacı aç karnına almamalısın.

You shouldn't take this medicine on an empty stomach.

Tom'un söylediği şeyleri ciddiye almamalısın.

You shouldn't take the things Tom says seriously.

Tom aptal. Onu fazla ciddiye almamalısın.

Tom is a fool. You shouldn't take him so seriously!

İnsanları anlamak istiyorsan onların söyledikleri ile ilgili herhangi bir not almamalısın.

If you want to understand people, you shouldn't take any notice of what they say.

- Belki kendini tehlikeye atmamalısın.
- Belki risk almamalısın.
- Belki riske girmemelisin.
- Belki ölüme meydan okumamalısın.

Maybe you shouldn't tempt fate.