Translation of "Söyledikleri" in English

0.074 sec.

Examples of using "Söyledikleri" in a sentence and their english translations:

Televizyonda söyledikleri budur.

That's what they said on television.

Başkalarının söyledikleri hakkında üzülme.

Don't worry about what others say.

İnsanların söyledikleri canını sıkmasın.

Don't bother about what people say.

Onların bana söyledikleri bu.

That's what they have been telling me.

Onların söyledikleri doğru olmalı.

It must be true what they say.

Söyledikleri şeyler hissettiklerine aykırı.

What they say is contradictory to their feelings.

Tom'un söyledikleri, konuyla alakasızdı.

- What Tom said was besides the point.
- What Tom said was beside the point.

Söyledikleri her şeyi anlayabiliyorum.

- I can understand everything they are saying.
- I can understand everything they're saying.

Tom'un söyledikleri beni kızdırmıştı.

What Tom said made me angry.

Onların şarkı söyledikleri duyuldu.

They were heard to sing.

İnsanların ne söyledikleri umurumda değil.

- I do not mind what people say.
- I don't mind what people say.

Tom'a göre Mary'nin söyledikleri aptalcaydı.

- Tom thought what Mary said was stupid.
- Tom thought that what Mary said was stupid.

Yönetmeliklerin ne söyledikleri umurumda değil.

I don't care what the regulations say.

Bize söyledikleri her şeye inandım.

I believed everything they told us.

Gitmemizi söyledikleri yere gitmek zorundaydık.

We had to go where they told us to go.

Tom hakkında söyledikleri doğru mu?

Is it true what they say about Tom?

Tom söyledikleri için özür diledi.

Tom apologized for what he said.

Tom'un söyledikleri herkesi şaşkına çevirdi.

What Tom said stunned everyone.

Söyledikleri şeye gerçekten inanıyorlar mı?

Do they really believe what they say?

Onların sana söyledikleri şeyi yap.

Do what they tell you.

Onların söyledikleri gibi yapmanızı öneririm.

I suggest you do as they say.

Tom Mary'nin söyledikleri tarafından derinden etkilendi.

Tom was deeply moved by what Mary said.

Onların Tom hakkında söyledikleri doğru mu?

Is it true what they're saying about Tom?

Onlar yapacaklarını söyledikleri şeyi asla yapmadı.

They never did what they said they would do.

Onların söyledikleri bizim için önemli değil.

What they say doesn't matter to us.

Bize yapmamızı söyledikleri şeyi yapmak zorundaydık.

We had to do what they told us to do.

Onların yapmamı söyledikleri her şeyi yapmadım.

I didn't do everything they told me to do.

Onların bana söyledikleri şeye inanmayı reddettim.

I refused to believe what they told me.

Yapmamızı söyledikleri şeyleri yapmaktan başka seçeneğimiz yok.

We have no choice but to do what they told us to do.

- Onun söylediği doğru.
- Söyledikleri doğru.
- Söylediği şeyler doğru.

What he said is true.

Tom Mary'nin söyledikleri ile oldukça ilgileniyor gibi görünüyordu.

Tom seemed to be pretty interested in what Mary was doing.

Tom, bize söyledikleri gibi odalarımızda kalmadığımız için sinirlenecek.

Tom will be angry since we didn't stay in our rooms like he told us to.

Onların sana söyledikleri şey dün bana söylediklerinin tam tersi.

What they said to you is exactly the opposite of what they told me yesterday.

- İnsanların ne dediği umurumda değil.
- İnsanların söyledikleri umurumda değil.

I don't care what people say.

Anne babalar ve yetişkinler çocukları yalan söyledikleri zaman cezalandırırlar.

Parents and adults punish children when they tell a lie.

Hiçbir seçeneğimiz yoktu. Yapmamızı söyledikleri şeyi yapmak zorunda kaldık.

We had no choice. We had to do what they told us to do.

Bana yapmamı söyledikleri he şeyi yapmaktan başka seçeneğim yoktu.

I have no choice but to do everything they've told me to do.

- Onun eylemleri sözlerine uymuyor.
- Onun yaptıklarıyla söyledikleri birbirini tutmuyor.

His actions run counter to his words.

- Tom'un söylediği şey çok anlamsızdı.
- Tom'un söyledikleri tamamen manasızdı.

What Tom said was completely meaningless.

Tom ve Mary'nin bize yalan söyledikleri hakkında hiçbir fikrim yoktu.

- I had no idea Tom and Mary were lying to us.
- I had no idea that Tom and Mary were lying to us.

Söyledikleri bir şey damarına basmış olmalı ki onlara bağırmaya başladı.

Something they said must have hit a nerve, so he started yelling at them.

İnsanları anlamak istiyorsan onların söyledikleri ile ilgili herhangi bir not almamalısın.

If you want to understand people, you shouldn't take any notice of what they say.

Daha fazla insanın yaptıkları şeylerden daha ziyade söyledikleri şeylerden başı belaya girer.

More people get into trouble for things they say rather than for what they do.

- Tom, kendisine söyledikleri kadar ücret almadı.
- Tom'a, kendisine taahhüt edildiği kadar ödeme yapılmamış.

Tom didn't get paid as much as they told him they'd pay him.

Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.

Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.

- Tom'un söyledikleri herkesi şok etti.
- Tom'un söylediği şey herkesi şoke etti.
- Tom'un söylediği şeyler herkesi şaşkına çevirdi.

- What Tom said shocked everyone.
- What Tom said shocked everybody.