Translation of "Acıkmış" in English

0.006 sec.

Examples of using "Acıkmış" in a sentence and their english translations:

- Acıkmış olacaksın.
- Acıkacaksın.

You will be hungry.

Biz acıkmış olacağız.

We'll be hungry.

Biraz acıkmış hissediyorum.

I feel a little hungry.

Acıkmış gibi görünüyorsun.

It looks like you're hungry.

O acıkmış ve susamış.

She's hungry and thirsty.

Tom acıkmış ve susamış.

Tom is hungry and thirsty.

Sanırım Tom acıkmış olmalı.

- I think Tom must be hungry.
- I think that Tom must be hungry.

Tom çok acıkmış hissediyordu.

Tom was feeling pretty hungry.

Herkes acıkmış gibi görünüyor.

Everybody seems to be hungry.

Tom'un acıkmış olabileceğini düşündüm.

- I thought that Tom might be hungry.
- I thought Tom might be hungry.

Tom acıkmış gibi görünüyordu.

Tom seemed to be hungry.

Tom acıkmış gibi görünüyor.

Tom seems to be hungry.

Tom çok acıkmış gibi görünüyordu.

Tom seemed to be very hungry.

Eve döndüğüm zaman acıkmış olacağım.

I'll be hungry when I get home.

Tom yine acıkmış, değil mi?

Tom is hungry again, isn't he?

Tom çok yorgun ve acıkmış.

Tom is very tired, and he's hungry.

Sanırım Tom şimdiye kadar acıkmış olmalı.

- I think Tom must be hungry by now.
- I think that Tom must be hungry by now.

Tom ve Mary acıkmış gibi görünmüyor.

Tom and Mary don't seem to be hungry.

Bence Tom eve geldiğinde acıkmış olacak.

- I think Tom is going to be hungry when he gets home.
- I think that Tom is going to be hungry when he gets home.

Tom ve Mary ikisi de acıkmış.

- Tom and Mary are both hungry.
- Both Tom and Mary are hungry.

Hem Tom hem de Mary acıkmış.

- Tom and Mary are both hungry.
- Both Tom and Mary are hungry.

Tom eve geldiğinde çok acıkmış olabilir.

- Tom may be very hungry when he gets home.
- Tom might be very hungry when he gets home.

- Acıkmaya başlıyorum.
- Kendimi acıkmış hissetmeye başlıyorum.

I'm beginning to feel hungry.

Tom epey çok yedi. Acıkmış olmalı.

- Tom sure ate a lot. He must've been hungry.
- Tom sure ate a lot. He must have been hungry.

- Çok aç görünmüyorsun.
- Çok acıkmış gibi görünmüyorsun.

You don't seem very hungry.

Tom'un eve geldiğinde çok acıkmış olacağından eminim.

I'm sure Tom will be very hungry when he gets home.

- Sanırım çok aç olmalısın.
- Sanırım çok acıkmış olmalısın.

I guess you must be very hungry.

- Oraya vardığımda aç olacağım.
- Oraya vardığım zaman acıkmış olacağım.

I'll be hungry when I get there.

- Tom Mary'nin aç göründüğünü söyledi.
- Tom Mary'nin acıkmış gibi göründüğünü söyledi.

- Tom said Mary seemed to be hungry.
- Tom said that Mary seemed to be hungry.

Tom biraz acıkmış hissediyordu, bu yüzden oda servisini aradı ve bir hamburger sipariş etti.

Tom was feeling peckish, so he rang room service and ordered a hamburger.

- Tom ve ben henüz çok aç değiliz.
- Tom ve ben henüz çok acıkmış değiliz.

Tom and I aren't very hungry yet.

- Sence Tom aç mı?
- Tom'un aç olduğunu mu düşünüyorsun?
- Tom'un acıkmış olduğunu mu düşünüyorsun?

Do you think Tom was hungry?