Translation of "Olabileceğini" in English

Neler olabileceğini bilemezsiniz.

We can't know what will happen.

Neler olabileceğini düşünün.

then put the ends together.

Bunun olabileceğini düşünüyorum.

- I think it could happen.
- I think it might happen.

Ne olabileceğini öngöremem.

I can't predict what might happen.

Üzgün olabileceğini düşünmüştüm.

- I thought you might be upset.
- I thought that you might be upset.

Faydalı olabileceğini düşündüm.

- I thought it might be of some use.
- I thought that it might be of some use.

Susamış olabileceğini düşündüm.

- I thought you might be thirsty.
- I thought that you might be thirsty.

Burada olabileceğini ummuştum.

I'd hoped you might be here.

Bunun olabileceğini biliyordum.

I knew it could happen.

Meraklı olabileceğini düşündüm.

- I thought you might be curious.
- I thought that you might be curious.

Aç olabileceğini düşündüm.

- I thought you might be hungry.
- I thought that you might be hungry.

Bunun olabileceğini düşündüm.

- I thought this might happen.
- I thought that this might happen.

Bunun olabileceğini biliyorduk.

- We knew that might happen.
- We knew that that might happen.

Bunun olabileceğini biliyordun.

You knew this might happen.

Ne olabileceğini düşünüyorsun?

What do you think might happen?

Ne olabileceğini bilmiyorum.

I don't know what might happen.

Bunun olabileceğini sanmıyorum.

- I don't think that could happen.
- I don't think that that could happen.

Meşgul olabileceğini düşündüm.

- I thought you might be busy.
- I thought that you might be busy.

Ne olabileceğini düşünelim.

Let's consider what might happen.

Savaş olabileceğini anladılar.

They understood that war might come.

Onun olabileceğini sanmıyorum.

- I don't think that it can happen.
- I don't think it can happen.

Ama başarılı olabileceğini düşünüyoruz.

But we think it's also achievable.

Neler olabileceğini kim bilebilirdi.

who knows what might have been.

Gelecekte ne olabileceğini söyleyemeyiz.

We can't tell what may happen in the future.

Size yardımcı olabileceğini umuyorum.

I hope he can help you.

Tom'un ölmüş olabileceğini düşünüyorum.

- I think Tom might be dead.
- I think that Tom might be dead.

Yüzmenin güzel olabileceğini düşünüyordum.

- I thought a swim might be nice.
- I thought that a swim might be nice.

Bunun yararlı olabileceğini düşündüm.

- I thought it might be useful.
- I thought that it might be useful.

Tom'un hapishanede olabileceğini düşündüm.

- I thought Tom might be in jail.
- I thought that Tom might be in jail.

Tom'un hasta olabileceğini düşündüm.

- I thought Tom might be sick.
- I thought that Tom might be sick.

Tom'un yaralanmış olabileceğini düşündüm.

- I thought Tom might have been hurt.
- I thought that Tom might have been hurt.

Yardıma ihtiyacın olabileceğini düşündüm.

- I thought you might need help.
- I thought that you might need help.

Buna ihtiyacın olabileceğini düşündüm.

- I thought you might need this.
- I thought that you might need this.

İlgili olabileceğini düşünüyor musun?

Do you think you might be interested?

Yağmur yağmış olabileceğini söyledim.

I said that it might have rained.

Çok saldırgan olabileceğini düşünüyorum.

I think you might be too aggressive.

Ne olabileceğini düşünmek zorundaydım.

I had to consider what might happen.

Burada mutlu olabileceğini düşünüyorum.

I think you might be happy here.

Tom'un uyuyor olabileceğini düşündüm.

- I thought Tom might be sleeping.
- I thought that Tom might be sleeping.

Bize yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

I think you might be able to help us.

Tom'un seninle olabileceğini düşündüm.

- I thought Tom might be with you.
- I thought that Tom might be with you.

Ne olmuş olabileceğini anlamıyorum.

- I don't understand what could have happened.
- I don't understand what could've happened.

Durumun böyle olabileceğini düşündüm.

- I figured that might be the case.
- I figured that that might be the case.

Bunun muhtemelen olabileceğini sanmıyorum.

- I don't think that's likely to happen.
- I don't think that that's likely to happen.

Onun zor olabileceğini biliyorum.

I know it might be hard.

Burada ne olabileceğini biliyorum.

I know what can happen here.

Tom'un aç olabileceğini düşünüyorum.

- I think Tom might be hungry.
- I think that Tom might be hungry.

Yardımımıza ihtiyacın olabileceğini düşündüm.

- I thought you might need our help.
- I thought that you might need our help.

Onun önemli olabileceğini düşündüm.

- I thought it might be significant.
- I thought that it might be significant.

Onun karmaşık olabileceğini düşündüm.

- I thought it might be complicated.
- I thought that it might be complicated.

Bana kızgın olabileceğini düşündüm.

- I thought you might be mad at me.
- I thought that you might be mad at me.

Ne olabileceğini merak ediyorum.

I wonder what it could be.

Tom'un yorgun olabileceğini düşünüyorum.

- I think Tom might be tired.
- I think that Tom might be tired.

Ne olabileceğini asla söyleyemezsin.

You never can tell what might happen.

Ne olabileceğini asla bilmezsin.

You never know what might happen.

Tom'un üzgün olabileceğini düşündüm.

- I thought Tom might be upset.
- I thought that Tom might be upset.

Bunun ne olabileceğini düşünüyorsun?

What do you think it could be?

Bir şey olabileceğini düşünüyorum.

- I believe anything can happen.
- I think anything can happen.

Komşumun ölmüş olabileceğini düşünüyorum.

- I think my neighbour may have died.
- I think my neighbor may have died.

Bunun havyar olabileceğini düşünüyorum.

I think this might be caviar.

Şimdi meşgul olabileceğini düşündüm.

- I figured you might be busy now.
- I figured that you might be busy now.

Tom bunun olabileceğini söyledi.

- Tom said this could happen.
- Tom said that this could happen.

Gerçekten partimizde olabileceğini düşünüyoruz.

We really hope you can be at our party.

Onlara yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

I think you can help them.

Ona yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

I think you can help him.

Tom'a arkadaşım olabileceğini söyledim.

I told Tom he could be my partner.

Tom'a asistanım olabileceğini söyledim.

I told Tom he could be my assistant.

Ne olabileceğini söylemek imkansız.

It's impossible to tell what might happen.

Tom'un hasta olabileceğini düşünüyorum.

- I think Tom might be sick.
- I think that Tom might be sick.

Tom'un haklı olabileceğini düşünüyorum.

- I think Tom could be right.
- I think that Tom could be right.

Kasabadan ayrılmış olabileceğini düşünüyordum.

- I thought you might've left town.
- I thought that you might've left town.

Tom'un Boston'da olabileceğini düşünüyoruz.

We think Tom might be in Boston.

Bunun ciddi olabileceğini biliyorduk.

We knew it could be serious.

Onun burada olabileceğini düşünüyorum.

I think that could happen here.

Tom'un meşgul olabileceğini düşündüm.

- I thought that Tom might be busy.
- I thought Tom might be busy.

Tom'un acıkmış olabileceğini düşündüm.

- I thought that Tom might be hungry.
- I thought Tom might be hungry.

Tom'a ne olabileceğini söylemedim.

I didn't tell Tom what might happen.

Bunun zor olabileceğini biliyorum.

- I know that can be tough.
- I know that that can be tough.

Bunun olabileceğini hiç düşünmemiştim.

- I never thought this could happen.
- I never thought that this could happen.

Ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.

if you're not making smart decisions.

O, onun doğru olabileceğini söyledi.

She said that it might be true.

Bir polis olabileceğini düşünüyor musun?

Do you think you could be a cop?

Gitmesem daha iyi olabileceğini düşündüm.

- I thought it might be better if I didn't go.
- I thought that it might be better if I didn't go.

Tom'la konuşmanın önemli olabileceğini düşündüm.

- I thought it might be important to talk to Tom.
- I thought that it might be important to talk to Tom.

Ben bunun doğru olabileceğini düşündüm.

- I thought it might be true.
- I thought that it might be true.

Bu hediyenin senden olabileceğini düşündüm.

- I thought this present might be from you.
- I thought that this present might be from you.

Tom'un başının belada olabileceğini düşünüyoruz.

We think Tom may be in trouble.