Translation of "İpler" in English

İpler birlikte bağlandılar.

The strings are tied together.

İpler birbirine dolandı.

The threads got tangled.

Arkada ipler kimin elinde?

Who's pulling the strings behind the scenes?

- İşler gergin.
- Ortam gergin.
- İpler gergin.

Things are tense.

- Hala sürücü koltuğundayız.
- İpler hâlâ bizim elimizde.

We're still in the driver's seat.

Belli uzunlukta ipler asılı, uzun ve kısa olan şeklinde,

is a length of string - a long one, and a short one,

Tom, hafta sonu Meryem'in internette biriyle ilişki yaşamakta olduğunu fark edince ipler kopma noktasına geldi.

Things came to a head at the weekend when Tom found out that Mary had been having an online affair.