Translation of "Gergin" in English

- İşler gergin.
- Ortam gergin.
- İpler gergin.

Things are tense.

Suçlu gergin.

The criminal is nervous.

Tom gergin.

Tom is skittish.

Gergin değildim.

I wasn't nervous.

Gergin görünüyorsun.

You seem stressed.

Onlar gergin.

They're jittery.

Gergin misin?

Are you nervous?

Mürettebat gergin.

The crew is tense.

Durum gergin.

The situation is tense.

Sırtım gergin.

My back is tense.

Kaslarım gergin.

My muscles are tense.

Gergin değilim.

I'm not nervous.

Gergin hissediyorum.

I'm feeling nervous.

Gergin hissetmiyorum.

I don't feel nervous.

Gergin görünüyordu.

He seemed nervous.

- Omuzlarınız çok gergin.
- Omuzların çok gergin.

Your shoulders are very tense.

Tom biraz gergin.

Tom is a little uptight.

Tom gergin görünmüyor.

Tom doesn't seem to be nervous.

Ruh hali gergin.

The mood is tense.

Biraz gergin hissediyorum.

- I'm feeling a little tense.
- I'm feeling a bit stiff.

Tom gergin görünüyor.

- Tom looks jittery.
- Tom looks tense.
- Tom seems tense.
- Tom appears to be on edge.
- Tom looks like he's nervous.

Onlar çok gergin.

They're very tense.

Biraz gergin görünüyorsun.

You do seem a little on edge.

Tom da gergin.

Tom is nervous, too.

Çok gergin görünüyorsun.

You seem very nervous.

"Gergin misin?" "Biraz."

"Are you nervous?" "A little bit."

Tom gergin mi?

Is Tom nervous?

Herkes gergin görünüyor.

Everyone seems tense.

Oradaki durum gergin.

The situation there is tense.

Durum hâlâ gergin.

The situation is still tense.

O gergin görünüyordu.

She seemed nervous.

Gergin hissetmeye başlıyordum.

I was beginning to feel nervous.

Gergin mi görünüyorum?

Do I look nervous?

Gergin biçimde izledim.

I watched nervously.

Tom gergin olabilir.

- Tom may be nervous.
- Tom might be nervous.

Tom gergin olmalı.

- Tom must be nervous.
- Tom has to be nervous.

Bence Tom gergin.

- I think Tom is tense.
- I think that Tom is tense.

Lütfen gergin olmayın.

Please don't be nervous.

Tom gergin olmayacak.

Tom won't be nervous.

Tom gergin görünmüyordu.

Tom didn't seem to be nervous.

Gergin gibi görünüyorsun.

It looks like you're tense.

Tom gergin görünüyordu.

- Tom looked nervous.
- Tom seemed to be tense.
- Tom seemed tense.
- Tom looked tense.

Tom gergin gözükmüyordu.

Tom didn't seem tense.

Herkesin sinirleri gergin.

Everybody's on edge.

Tom gergin olacak.

Tom is going to be nervous.

Tom gerçekten gergin.

Tom is really nervous.

Hiç gergin görünmüyorsun.

You don't look nervous at all.

Sen gergin görünmüyorsun.

You don't seem to be nervous.

Sami çok gergin.

Sami is very nervous.

Hala gergin misiniz?

Are you still tense?

Biraz gergin görünüyor.

He looks a little bit tense.

Fazla gergin görünmemeye çalış.

Try not to look so nervous.

O çok fazla gergin.

He's a nervous wreck.

Tom birazcık gergin görünüyor.

Tom looks a little nervous.

Tom gergin, değil mi?

Tom is tense, isn't he?

Tom, aşırı gergin görünüyor.

Tom looks extremely nervous.

Bu gergin bir durum.

It's a tense situation.

Tom biraz gergin görünüyor.

- Tom appears to be a bit nervous.
- Tom seems a little tense.

O kadar gergin değilim.

I'm not that tense.

Çok gergin olmamaya çalışın.

Try not to be so tense.

Tom biraz gergin görünüyordu.

Tom looked a bit nervous.

Bu kadar gergin olma.

Don't be so tense.

Tom çok gergin görünüyor.

Tom looks very tense.

Tom gergin biçimde üfledi.

Tom exhaled nervously.

Tom gergin biçimde güldü.

Tom laughed nervously.

Tom gergin biçimde bekledi.

- Tom waited nervously.
- Tom nervously waited.

Tom gergin biçimde izledi.

Tom watched nervously.

Tom hala gergin görünüyor.

Tom still looks depressed.

Tom oldukça gergin görünüyor.

Tom looks rather nervous.

Şu anda işler gergin.

Right now, things are tense.

Bu gergin bir andı.

It was a tense moment.

Tom çok gergin hissetti.

Tom felt very nervous.

Her zaman gergin hissediyorum.

I always feel tense.

O, konseri hakkında gergin.

She's nervous about her concert.

Tom gergin göründüğümü söyledi.

- Tom said I looked tense.
- Tom said that I looked tense.