Translation of "Arkada" in English

0.099 sec.

Examples of using "Arkada" in a sentence and their english translations:

Arkada bırakıldık.

We were left behind.

Arkada kalacağız.

We'll stay behind.

Arkada oturalım.

Let's sit in the back.

Arkada kalmayın.

Don't get left behind.

Burada arkada oturuyorum

So I'm sitting in the background here,

Arkada kalmamı söyledi.

He bade me stay behind.

O arkada bırakıldı.

He was left behind.

Onlar arkada bırakıldı.

They were left behind.

Kızlar arkada bırakıldı.

The girls were left behind.

Tom arkada oturuyor.

Tom is sitting in the back.

Tom'u arkada bırakamazsın.

You can't leave Tom behind.

Arkada kalmak zorundaydım.

I had to stay behind.

Seni arkada bırakmayacağım.

I won't leave you behind.

Tom arkada bırakıldı.

Tom was left behind.

Arkada oturmak zorundasın.

You have to sit in the back.

Beni arkada bırakmayın!

Don't leave me behind!

Ben arkada kaldım.

I remained behind.

Tom arkada oturdu.

Tom sat in the back.

Ben arkada oturdum.

I sat in the back.

Arkada gördüğünüz kazıcı olan.

In the back, you see the digger.

Kızlardan biri arkada bırakıldı.

One of the girls was left behind.

Birkaç öğrenci arkada bırakıldı.

- A few students were left behind.
- Some students stayed behind.

Arkada bir şemsiye bıraktım.

I left an umbrella behind.

O, çocuklarını arkada bıraktı.

She left her children behind.

- Geride bırakıldım.
- Arkada bırakıldım.

I was left behind.

Sadece Tom'u arkada bırakamayız.

We can't just leave Tom behind.

Tom'un arabası hâlâ arkada.

Tom's car is still out back.

Lütfen arkada park edin.

Please park in the back.

Arkada ipler kimin elinde?

Who's pulling the strings behind the scenes?

Biz onları arkada bıraktık.

We left them behind.

Onlar onu arkada bıraktılar.

They left him behind.

Ben onları arkada bıraktım.

I left them behind.

Ben onu arkada bıraktım.

I left him behind.

Sen onu arkada bırakamazsın.

You can't leave him behind.

Biz seni arkada bırakamayız.

We can't leave you behind.

Biz onu arkada bırakamayız.

We can't leave him behind.

Arkada kalmamın sebebi bu.

That's why I stayed behind.

Arkada bir oda istiyorum.

I'd like a room in the back.

Tom, Mary ile arkada.

Tom is in the back with Mary.

Tom arkada oturuyor olacak.

- Tom will be sitting in the back.
- Tom will sit in the back.

Tom arkada oturmayı planlıyor.

- Tom plans to sit in the back.
- Tom plans on sitting in the back.

arkada en ufak iz bırakmıyor.

And it leaves very little mark.

Artık arkada ne bırakacağımızı düşünmeliyiz.

so we have to think about what we leave behind.

Ve arkada yaklaşık 1.000 Yeniçeri,

and a contingent of around 1000 elite Janissary infantry in the rear,

Sana arkada kalmanı söylediğimi düşündüm.

- I thought that I told you to stay behind.
- I thought I told you to stay behind.

Orada arkada bir şey gördüm.

I saw something back there.

Arkada acil bir çıkış var.

There's an emergency exit in the rear.

Biz sadece onları arkada bırakamayız.

We can't just leave them behind.

Biz sadece onu arkada bırakamayız.

We can't just leave her behind.

Tom ve Mary arkada oturuyorlardı.

Tom and Mary were sitting at the back.

Tom her zaman arkada oturur.

Tom always sits in the back.

Tom Mary'ye arkada oturabileceğini söyledi.

Tom told Mary she could sit in the back.

"Tarlada çalışırken, arkada bir gömlek bıraktım,

"Working in the fields, I left a shirt behind,

Tom neden bugün arkada oturmak zorunda?

Why does Tom have to sit in the back today?

Tom arkada bir şey saklıyor gibi görünüyor.

Tom seems to be holding something back.

Tom onu arkada bırakmaktan nefret etmiş olmalı.

- Tom must've hated leaving it behind.
- Tom must have hated leaving it behind.

Tom'a yardım etmek için arkada kalmak zorundaydım.

I had to stay behind to help Tom.

Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi.

Mary walked first, and Tom came behind.

Geri geri gitme. Arkada bir ağaç var.

Don't back up. There's a tree behind you.

Ben Tom'a yardım etmek için arkada kaldım.

I stayed behind to help Tom.

Fakat bu durumdan sonra skandallar arka arkada patlayıveriyor

but after this situation, scandals explode one after the other

Tom'la özel olarak konuşabilmek için arkada kalmak zorundaydım.

I had to stay behind so I could talk to Tom privately.

Çin'in kırsal kesimlerinde arkada bırakılmış 60 milyon çocuk var

There are 60 million left-behind children scattered across China's rural landscape.

Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.

Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.

- Sami altı çocuğunu geride bıraktı.
- Sami altı çocuğunu arkada bıraktı.

Sami left his six children behind.

Ben arkada kalmak ve Tom'un temizlik yapmasına yardımcı olmak zorunda kalacağım.

I'll have to stay behind and help Tom clean up.

Tom ve ben hemen çıktık, ancak Mary John'u beklemek için arkada kaldı .

Tom and I left right away, but Mary stayed behind to wait for John.

Daha geride ise, Roma merkezinin ve arkada ki birliklerin ön hatta neler olduğunu anlaması vakit alıyor.

Further back, it is some time before the Roman centre and rear realise what is happening in the front.

Macar cephesinin önderliğindeki Batı Haçlılarının takip ettiği bir orduyu Buda'dan nehrin sol yakasında ilerleyen ve Sigsimund arkada Macar ordusuna liderlik etti.

in support of the army that marched out of Buda, led by the Hungarian vanguard