Translation of "İnci" in English

Kadın bir inci kolye taktı.

The lady wore a necklace of pearls.

Onun inci gibi gözleri var.

She has pearly eyes.

Onun inci gibi dişleri var.

She has pearly teeth.

Onun dişleri inci gibi beyaz.

His teeth are white like a pearl.

Annem bana inci bir kolye verdi.

My mother gave me a pearl necklace.

Tom kumaşın inci beyazlığına hayran kaldı.

Tom admired the pearly whiteness of the fabric.

O güzel inci kolyeyi çok seviyor.

She likes the beautiful pearl necklace very much.

Bu kadar büyük inci asla görmedim!

I've never seen a pearl of such magnitude!

Bir de inci sözlüğün trolemesi var ki

and there is a trojan of pearl dictionary

Onun muhteşem konuşması domuzun önündeki inci gibiydi.

His great oration was like pearls before swine.

- Mügeler yakında açacak.
- İnci çiçekleri yakında açacak.

The lilies of the valley will flower soon.

Bugün Esperantoca'nın 125'inci yıl dönümünü kutluyoruz!

Today we celebrate the 125th anniversary of Esperanto!

Kuyumcu broşa büyük bir inci monte etti.

The jeweler mounted a big pearl in the brooch.

Tom, Mary'ye bir inci kolye satın aldı.

- Tom bought Mary a pearl necklace.
- Tom bought a pearl necklace for Mary.

Tom, Mary için bir inci kolye aldı.

Tom bought a pearl necklace for Mary.

Bir dalgıcın büyük bir midyeden inci almaya çalışırken

A story goes that a diver had lost his legs

Kız kardeşime doğum gününde bir inci gerdanlık verdim.

I gave my sister a pearl necklace on her birthday.

Tom, Mary'nin inci kolyeyi nerede satın aldığını bilmiyor.

Tom doesn't know where Mary bought her pearl necklace.

15'inci yüzyılda Portekiz büyük bir sömürgeci güçtü.

In the 15th century, Portugal was a great colonial power.

Tom Mary'nin evine girdi ve onun inci kolyesini çaldı.

Tom broke into Mary's house and stole her pearl necklace.

O, karısı için bir inci kolye satın almak istiyor.

He wants to buy a pearl necklace for his wife.

Ona 350.000 dolar değerinde bir inci kolye hediye etti.

He gave her a string of pearls worth $350,000.

Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletleri'ne kabul edilen 31'inci eyaletti.

California was the 31st state admitted to the United States.

Tom Mary'nin inci kolyesini nereden satın aldığını bilmediğini söylüyor.

Tom says he doesn't know where Mary bought her pearl necklace.

Karısını mutlu etme umuduyla ona bir inci kolye aldı.

Hoping to cheer up his wife, he bought her a pearl necklace.

Tom, John'un Mary'ye inci bir kolye vermesinin uygun olacağını düşünmedi.

Tom didn't think it would be appropriate for John to give Mary a pearl necklace.

Kitabın 2'nci, 5'inci ve 13'üncü bölümleri eksik.

The book is missing the 2nd, 5th, and 13th chapters.

Japon kültive incileri dünya inci pazarının % 60'ına kadarını tekeline almıştır.

Japanese cultured pearls have come to monopolise as much as 60% of the world pearl market.

O, onu, ona inci bir gerdanlık alması için ikna etmeye çalıştı.

She tried to persuade him to buy her a pearl necklace.

Balık tutmaya ve inci satmaya dayanan bir ülkeden önemli bir küresel merkeze.

From a country that relies on fishing and selling pearls to an important global center.

Büyük kaplumbağaların çoğu, 18'inci ve 19'uncu yüzyılda, korsanlar tarafından öldürüldü.

Giant tortoises were decimated by pirates in the 18th and 19th century.