Translation of "Çekmecede" in English

Eşarplar çekmecede.

The handkerchiefs are in the drawer.

O, çekmecede.

It's in the drawer.

Çekmecede anahtarı aradı.

He fished in the drawer for the key.

Kasap bıçağı çekmecede.

- The butcher's knife is in the drawer.
- The butcher knife is in the drawer.

Temiz havlular çekmecede.

- The clean towels are in the drawer.
- The clean towels are in the dresser drawer.

Sanırım istediğin şey çekmecede.

I think what you want is in the drawer.

O, çekmecede anahtarları aradı.

He looked for the keys in the drawer.

Çekmecede kurşun kalemler var.

There are some pencils in the drawer.

Bu çekmecede bir şey yok.

There's nothing in this drawer.

Çekmecede başka bir şey yok.

There's nothing else in the drawer.

Çekmecede başka bir şey var.

There's something else in the drawer.

Bu bıçak neden çekmecede değil?

Why is this knife not in the drawer?

Çekmecede bundan daha fazlası var.

There are more of those in the drawer.

O çekmecede başka ne var?

What else is in that drawer?

Çekmecede daha fazla para var.

There's more money in the drawer.

Çekmecede kalan bir şey yok.

There's nothing left in the drawer.

Üst çekmecede bir makas var.

There's a pair of scissors in the top drawer.

Büyükannemin eski saati yıllardır çekmecede duruyordu.

My grandmother's old watch has been lying in the drawer for years.

Tom çekmecede ne olduğunu görmek istiyor.

Tom wants to see what's in the drawer.

Tom çekmecede ne olduğunu görmek istiyordu.

Tom wanted to see what was in the drawer.

- Tom'un pasaportunun alt çekmecede olduğunu nasıl biliyorsun?
- Tom'un pasaportunun alt çekmecede olduğunu nereden biliyorsun?

- How did you know that Tom's passport was in the bottom drawer?
- How did you know Tom's passport was in the bottom drawer?

Üst çekmecede bir kutu kibrit olması lazım.

There should be a box of matches in the top drawer.

- Bu çekmecenin içindeki ne?
- Bu çekmecede ne var?

What's in this drawer?

- Sami parayı bir çekmecede sakladı.
- Sami parayı bir çekmeceye sakladı.

Sami hid the money in a drawer.

Çekmecede 30 avro bulursan, çok banknotum olduğundandır ve onları sana bıraktım.

If you find 30 euros in the drawer, it's because I had too many bills and left them with you.