Translation of "Anahtarı" in English

- Anahtarı bulmalıyım.
- Anahtarı bulmak zorundayım.
- Anahtarı bulmam gerekiyor.

I have to find the key.

Anahtarı olabilir.

and our place in the universe.

Anahtarı aradı.

- He looked for the key.
- He searched for the key.

Anahtarı onarayım.

Let me fix the switch.

Anahtarı getir.

Bring the key.

Anahtarı kaybettim.

I have lost the key.

Anahtarı buldum.

I've found the key.

Anahtarı arıyorum.

I'm looking for the key.

Anahtarı bulmalıyım.

I have to find the key.

Anahtarı bırakın.

Leave the key.

Anahtarı çevirdim.

I turned the key.

Anahtarı nerede buldunuz?

Where did you find the key?

O anahtarı döndürdü.

He turned the key.

Başarının anahtarı eğitimdir.

- It is education that is key to the success.
- Education is the key to success.

Bana anahtarı uzat.

Hand me the wrench.

Anahtarı alabilir miyim?

May I have the key?

Ben anahtarı aradım.

I looked for the key.

O anahtarı aradı.

He looked for the key.

Aradığım anahtarı buldum.

I found the key that I was looking for.

Bana anahtarı ver.

Give me the key.

Çekmecede anahtarı aradı.

He fished in the drawer for the key.

Anahtarı çantasına koydu.

She put the key in her bag.

Anahtarı bulmak zorundayız.

We've got to find the key.

Anahtarı bulmaya çalışabiliriz.

We could try to find the key.

Tom anahtarı aradı.

Tom searched for the key.

Anahtarı odada bıraktım.

I left the key in the room.

Sana anahtarı alayım.

Let me get you the key.

Anahtarı kilide soktu.

- He put the key in the lock.
- He inserted the key in the lock.

Anahtarı kilitte bırakma.

Don't leave the key in the lock.

Cennetin anahtarı bende.

I have the key of Paradise.

Oda anahtarı, lütfen.

- My room key, please.
- The room key, please.

Sonunda anahtarı bulduk.

- We found the key at last.
- We finally found the key.

Tom'un anahtarı var.

Tom's got the key.

Bu anahtarı arıyorum.

I'm looking for this key.

Anahtarı bana getir.

- Get me the key.
- Bring me the key.

Lamba anahtarı nerede?

Where's the light switch?

Tom anahtarı çevirdi.

Tom flipped the switch.

Tom anahtarı fırlattı.

Tom flicked the switch.

Tom anahtarı soktu.

Tom inserted the key.

Anahtarı olan benim.

I'm the one who has the key.

Tom'un anahtarı bende.

I have Tom's key.

Kutunun anahtarı budur.

This is the key for the box.

Mutluluğun anahtarı yüreğimizdedir.

The key to happiness is in our hearts.

İşte oda anahtarı.

Here's the room key.

Tom'a anahtarı verdim.

- I gave Tom the key.
- I gave the key to Tom.

Anahtarı almayı unuttum.

I forgot to take the key.

Işık anahtarı nerede?

Where is the light switch?

Kayıp anahtarı arayın.

Look for the lost key.

Anahtarı getirdin mi?

Did you bring the key?

Bu anahtarı kaybetme.

Don't lose this key.

İşte odanın anahtarı.

Here's your room key.

Evin anahtarı Sami'deydi.

Sami had the key to the house.

İşte odanızın anahtarı.

Here's the key to your room.

Tom'a anahtarı ver.

- Give Tom the key.
- Give the key to Tom.

Anahtarı Tom'a ver.

- Give Tom the key.
- Give the key to Tom.

Mary anahtarı kaybetti.

Mary lost the key.

"Ne haber?" "Anahtarım yok." "Ne anahtarı?" "Bisiklet anahtarı."

"What's up?" "I don't have the wrench." "What wrench?" "The bicycle wrench."

- Bundan sonra anahtarı unutma.
- Şu andan itibaren anahtarı unutma.

From now on, don't forget the key.

- Anahtarı arabanın içinde unuttum.
- Arabanın anahtarı içeride kilitli kaldı.

I've locked myself out of my car.

Ve anahtarı çevirmek üzereyim.

and I'm about to flip the switch.

Anahtarı kaybetmek senin dikkatsizliğindi.

It was careless of you to lose the key.

Oğlan kayıp anahtarı arıyordu.

The boy was searching for the lost key.

Senfoninin anahtarı Sol-minördür.

The key of the symphony is G minor.

Jim anahtarı kilide koydu.

Jim put the key into the lock.

Biz sonunda anahtarı bulduk.

We found the key at last.

O, anahtarı kilide soktu.

He put the key in the lock.

Lütfen ana anahtarı getir.

Please bring the master key.

Anahtarı unutup kapıda kaldım.

I locked myself out of my apartment.

Sen yanlış anahtarı aldın.

You took the wrong key.

Kapıyı kilitleyemem. Anahtarı kaybettim.

I cannot lock the door. I have lost the key.

Tom anahtarı Mary'ye uzattı.

- Tom handed Mary the key.
- Tom handed the key to Mary.

Bütün sorunların anahtarı sevgidir.

Love is the answer for everything.

O, ona anahtarı verdi.

- She handed out a key to him.
- She handed him the key.

Tom anahtarı kapıdan çıkardı.

Tom removed the key from the door.

Bu odanın anahtarı nerede?

Where is the key to this room?

Çocuk kaybettiği anahtarı arıyordu.

The boy was searching for the key that he had lost.

Tom anahtarı cebinden çıkardı.

Tom took the key out of his pocket.

Anahtarı Tom'a verdiğini sandım.

- I thought I had given Tom the key.
- I thought that I had given Tom the key.

Tom anahtarı kontağa taktı.

Tom put the key in the ignition.

Tom, Mary'ye anahtarı verdi.

- Tom gave Mary the key.
- Tom gave the key to Mary.