Translation of "Temiz" in English

Temiz,

No clean cloth,

Ağzım temiz.

My mouth is clean.

Caddeler temiz.

The streets are clean.

Temiz değil.

- It's not clean.
- It isn't clean.

Bardak temiz.

The glass is clean.

Onlar temiz.

They're clean.

O temiz.

It's clean.

Ev temiz.

The house is clean.

Temiz tut.

Keep clear.

Çarşaflar temiz.

The sheets are clean.

Temiz mi?

Is it clean?

Oldukça temiz.

It's pretty clear.

Mutfak temiz.

The kitchen is clean.

Sahil temiz.

The coast is clear.

- Bu temiz değil.
- Temiz değil bu.

This isn't clean.

- Ben temiz gelmeliyim.
- Benim temiz gelmem gerekiyor.

I need to come clean.

Ellerini temiz tutmalısın.

You must keep your hands clean.

Kendimizi temiz tutmalıyız.

We should keep ourselves clean.

Ellerimizi temiz tutmalıyız.

- We must keep our hands clean.
- We should keep our hands clean.

Dişlerini temiz fırçala.

Brush your teeth clean.

Odanı temiz tutmalısın.

You must keep your room clean.

Ellerin temiz mi?

Are your hands clean?

Ayakkabılarını temiz tutmalısın.

You must keep your shoes clean.

Yüzünüzü temiz silin.

Wipe your face clean.

Odanızı temiz tutun.

Keep your room clean.

Yollar temiz değil.

- The roads are dirty.
- The roads are unclean.

John'un eli temiz.

John's hand is clean.

Zemin temiz tutulmalıdır.

The floor must be kept clean.

Tuvaleti temiz tutun.

Keep the toilet clean.

Bu masa temiz.

This table is clean.

Onlar temiz kalpliler.

They're harmless.

Bu çok temiz.

It's so clean.

Yer temiz mi?

Is the place clean?

Buradaki hava temiz.

The air here is clean.

Pembe yastık temiz.

The pink pillow is clean.

O çok temiz.

- He's very clean.
- She's very clean.

Odaların hepsi temiz.

The rooms are all clean.

Dişlerini temiz tutmalısın.

You must keep your teeth clean.

Benim vicdanım temiz.

My conscience is clear.

Balık temiz sudadır.

The fish is in clear water.

Plajlarımızı temiz tutalım.

Let's keep our beaches clean.

Ayakkabılarını temiz tut.

Keep your shoes clean.

O temiz görünüyor.

That seems clear.

Gerçekten temiz görünüyor.

It looks pretty neat.

Odan temiz mi?

Is your room clean?

Temiz havayı severim.

I like the fresh air.

Tom temiz geldi.

Tom came clean.

Onun hepsi temiz.

It's all clear.

Onu temiz tut.

Keep it clean.

Bu temiz değil.

- That's not clear.
- It's not clear.
- That isn't clear.

Tom şimdi temiz.

Tom is clean now.

Oda çok temiz.

The room is very clean.

Bu sınıf temiz.

The classroom is clean.

O gerçekten temiz.

That's really neat.

Yastık temiz değil.

The pillow isn't clean.

Sınıfınızı temiz tutun.

Keep your classroom clean.

Su temiz değil.

The water is not clean.

Temiz havlular çekmecede.

- The clean towels are in the drawer.
- The clean towels are in the dresser drawer.

Ellerini temiz tut.

Keep your hands clean.

Odan gerçekten temiz.

Your room is really clean.

Banyo temiz mi?

Is the bath clean?

Temiz suyumuz bitiyor.

We're running out of fresh water.

Çevreyi temiz tutun.

Keep your environment clean.

Sizin odanız temiz.

Your room is neat.

Tabağınız temiz değil.

The plate is not clean.

Bu gömlek temiz.

This shirt is clean.

Arabasını temiz tutar.

He keeps his car clean.

Vicdanım temiz değil.

My conscience is not clean.

- Nehir o kadar temiz değildi.
- Nehir çok temiz değildi.

The river was not so clean.

- Temiz bir çorap bulamıyorum.
- Bir çift temiz çorap bulamıyorum.

I can't find a clean pair of socks.

Temiz su, balıkları beslemez.

Clear water breeds no fish.

Yer çok temiz olmalı.

The floor must be very clean.

Yazlık temiz ve düzenliydi.

The cottage was clean and tidy.

Döküm kalıbından temiz geldi.

The casting came cleanly out of its mold.

O, odasını temiz tutar.

- His room is kept clean by her.
- She keeps his room clean.

O, temiz pantolon giydi.

He put on clean trousers.

Kediler çok temiz hayvanlardır.

Cats are very clean animals.

Biraz temiz hava girsin.

Let in some fresh air.

O düzgün ve temiz.

It's neat and clean.

Su dibe doğru temiz.

The water is clear to the bottom.

Toplantı odası temiz olmalı.

The meeting room must be clean.

Biz temiz hava soluyoruz.

We are breathing pure air.

Bazı temiz giysiler giydim.

I put on some clean clothes.

Temiz bir vicdanım var.

I have a clear conscience.

Tom odasını temiz tutar.

Tom keeps his room clean.

Hiç temiz tabak yok.

There are no clean plates.

Onun köpek yavrusu temiz.

Her puppy is clean.

Sanırım o çok temiz.

I think that's very clear.