Translation of "ölüm" in Dutch

0.009 sec.

Examples of using "ölüm" in a sentence and their dutch translations:

- Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız

We moeten de doodstraf afschaffen.

Ve ölüm ile

en het gebruiken voor hun opbouw.

Ölüm cezasını kaldırmalıyız.

We zouden de doodstraf af moeten schaffen.

Ölüm cezasını kaldıracağım.

Ik zal de doodstraf afschaffen.

Ölüm cezası kaldırılmalıdır.

De doodstraf zou afgeschaft moeten worden.

Ölüm sessizliği vardı.

- Er was een doodse stilte.
- Er was doodse stilte.
- Er heerste doodse stilte.

Ölüm oranı düştü.

Het sterftecijfer is gedaald.

Ölüm tehlikesini atlattım.

Ik ontsnapte aan de dood.

- Ölüm kalım meselesi.
- Bu bir yaşam ve ölüm meselesi.

Het is een kwestie van leven en dood.

Bebek ölüm oranlarını azaltma

slopende aandoeningen te genezen, kindersterfte te verminderen

Yaşam ve ölüm gibi.

en leven en dood.

O, ölüm cezasına çarptırıldı.

Hij werd ter dood veroordeeld.

Bütün bunlar “Ölüm geliyor, kesin.

Ze zeggen allemaal: “De dood komt eraan, het is zeker.

Birçok ülke ölüm cezasını kaldırdı.

Veel landen hebben de doodstraf afgeschaft.

Avrupa birliği ölüm cezasını kaldırmıştır.

De Europese Unie heeft de doodstraf afgeschaft.

Sanık ölüm cezasına mahkûm edildi.

De beschuldigde werd ter dood veroordeeld.

O, bir ölüm kalım meselesidir.

Het is een kwestie van leven of dood.

Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm.

Iedereen wachtte hetzelfde lot - de dood.

ölüm riski ile ilişkili olduğunu biliyoruz.

ook verband houdt met overlijdensrisico.

ölüm riskiniz o kadar yüksek olur.

hoe hoger je overlijdensrisico.

Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.

- De oorlog bracht dood en vernietiging teweeg in de stad.
- De oorlog bracht dood en vernieling in de stad.

Bazı fotoğraflar ölüm tehlikesi altında çekildi.

- Sommige van deze foto's zijn met levensgevaar genomen.
- Enkele foto's zijn genomen op gevaar van eigen leven.

Doğum ve ölüm oranları neredeyse eşitti.

De geboorte- en sterftecijfers waren bijna gelijk.

"Ama ölüm tehdidi ikimizin de gölgesinde gizli."

"maar voor ons allebei ligt de dreiging van de dood in de schaduwen op de loer."

Bazı çalışmalar ölüm oranını bile etkilediğini gösteriyor,

Sommige studies geven zelfs aan dat het de sterftecijfers beïnvloedt,

Birçok ülkede, ölüm cezası en ağır cezadır.

In veel landen is de doodstraf de zwaarste straf.

140 kiloluk bir ölüm makinesi. Beni fark etmedi.

Bijna 150 kilo... ...vechtmachine. En hij heeft me niet gezien.

Onunla ilgili ayırt edici şeylerden ikisi, ölüm sahnelerine,

Twee van de onderscheidende dingen zijn de fascinatie voor scènes van de dood, met

ünlü ölüm şarkılarına, ünlü son stantlara duyulan hayranlıktır .

beroemde death songs, met beroemde laatste stands, al dat soort dingen.

Ancak gripte ölüm oranı daha da düşük: %0.1.

De dodelijkeheidsgraad van de gewone griep ligt op 0,1%.

Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.

Wanneer alleen maar de dood overblijft, is de laatste toevlucht om voor voedsel te bedelen.

Teknik olarak konuşursak, ölüm, İspanyol kasabası Lanjarón'da yasaklanmıştır.

Technisch gezien is sterven verboden in het Spaanse plaatsje Lanjarón.

Yaşlı insanların bir numaralı ölüm sebebi emekliliktir derler.

Men zegt dat doodsoorzaak nummer één onder oude mensen pensionering is.

Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.

Zij veroorzaakten een onnoemelijke hoeveelheid dood en vernietiging.

Bu küçük ölüm tuzağından daha korkunç yılan az bulunur.

...dat slangen niet veel angstaanjagender worden dan deze kleine dodelijke val.

Ne kadar çok uyursanız, ölüm riskiniz o kadar düşük

Het is niet zo dat hoe meer je slaapt,

Ve ölüm anını tam yumurtaların çatlayacağı zamana göre ayarlıyordu.

...en timet haar dood precies voor het uitkomen van die eieren.

Halatın aniden kopması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

...dat touw knapt. Dat is een dodenval.

Ney'in beş Mareşali, ölüm cezasına oy veren büyük çoğunluk arasındaydı.

Vijf van Ney's collega Marshals behoorden tot een grote meerderheid die voor de doodstraf stemden.

Görmek için Eski İskandinav destanlarından beş ünlü ölüm sahnesine bakacağız .

ons kunnen vertellen over de 'Viking-mentaliteit'.

Bu dünyada ölüm ve vergiler hariç hiçbir şeyin kesin olduğu söylenemez.

In deze wereld kan niets zeker genoemd worden, behalve de dood en belastingen.

Kayanın halatı bir anda koparması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

...dat touw knapt. Dat is een dodenval.

Sonunda Viking zihniyetiyle ilgili beni etkileyen şey , ölüm karşısındaki meydan okuma değil

Wat me uiteindelijk opvalt aan de Viking-mentaliteit is niet zozeer het verzet tegen de

Bu kadar çabuk düşünebilmesi ve böyle ölüm kalım kararlarını alabilmesi gerçekten olağanüstü.

Hoe ze zo snel kan denken en die beslissingen kan nemen... Het is ongelooflijk.

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

En dan heeft de haai een van haar armen te pakken... ...en doet hij een death roll.

Düştü. Ünlü Viking'e korkunç bir ölüm vermeye karar veren Hıristiyan kralı Ella tarafından esir alındı

Hij werd gevangengenomen door zijn christelijke koning Ella, die besloot de beroemde Viking

90'lı yıllarda; İrlanda, Macaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, İsviçre ve Gürcistan'da ölüm cezası kaldırıldı.

In de jaren 90 schaften Ierland, Hongarije, Roemenië, Tsjechië, Slowakije, Zwitserland en Georgië de doodstraf af.