Translation of "Ödünç" in Dutch

0.013 sec.

Examples of using "Ödünç" in a sentence and their dutch translations:

Ödünç vermek ya da ödünç almak istemiyorum.

Ik wil noch uitlenen noch lenen.

Yastığını ödünç aldım.

Ik heb jouw kussen geleend.

Onu ödünç almıştım!

Ik had ’m geleend!

Kalemimi ödünç alabilirsin.

Je mag mijn pen lenen.

- Onu sadece ödünç aldım.
- Onu az önce ödünç aldım.

Ik heb hem enkel geleend.

Radyonu ödünç alabilir miyim?

Mag ik jouw radio lenen?

Makasını ödünç alabilir miyim?

- Kan ik jouw schaar lenen?
- Kan ik uw schaar lenen?
- Kan ik jullie schaar lenen?

Kameramı ona ödünç verdim.

Ik heb haar mijn fototoestel geleend.

Kitabı ondan ödünç aldı.

Ze heeft het boek van hem geleend.

Laptopunu ödünç alabilir miyim?

Kan ik jouw laptop lenen?

Mendilini ödünç alabilir miyim?

Mag ik jouw zakdoek lenen?

Sözlüğünü ödünç alabilir miyim?

- Mag ik jouw woordenboek lenen?
- Mag ik uw woordenboek lenen?

Bisikletini ödünç alabilir miyim?

Mag ik je fiets lenen?

Bıçağını ödünç alabilir miyim?

Mag ik je mes lenen?

Bunu ödünç almam gerekiyor.

Ik moet dit lenen.

Çakmağını ödünç alabilir miyim?

Mag ik je aansteker lenen?

Ben makasımı ödünç aldım.

Ze leende mijn schaar.

Bana bisikletini ödünç ver.

Leen me je fiets uit.

Şemsiyeni ödünç alabilir miyim.

Mag ik je paraplu lenen?

Arabanızı ödünç alabilir miyim?

- Mag ik uw auto lenen?
- Mag ik je auto lenen?
- Mag ik jullie auto lenen?

Tom'un arabasını ödünç almamalıydın.

Je had Toms auto niet moeten lenen.

Şemsiyemi Tom'a ödünç verdim.

Ik heb mijn paraplu aan Tom uitgeleend.

Babamdan ödünç para aldım.

Ik heb geld van mijn vader geleend.

Hiçbir şey ödünç almadım.

Ik heb niets geleend.

Bunu sana ödünç veremem.

Ik kan je dit niet uitlenen.

Çekicini ödünç alabilir miyim?

- Kan ik jouw hamer lenen?
- Kan ik uw hamer lenen?
- Kan ik jullie hamer lenen?
- Mag ik je hamer lenen?

- Ben senin kalemini ödünç alabilir?
- Dolma kalemini ödünç alabilir miyim?

Mag ik je pen lenen?

- Tom'un şemsiyesini sormadan ödünç aldım.
- Tom'un şemsiyesini rica etmeden ödünç aldım.

Ik heb zonder het te vragen Toms paraplu geleend.

Bana sözlüğünü ödünç verir misin?

Kun je mij je woordenboek lenen?

Saç kurutucunuzu ödünç alabilir miyim?

Kan ik uw föhn lenen?

Ona bir CD ödünç verdim.

Ik heb hem een cd geleend.

Kuzenimden 1,000 yen ödünç aldım.

Ik heb 1000 yen geleend van mijn kozijn.

Kitabı bu kütüphaneden ödünç aldım.

Ik heb het boek van deze bibliotheek geleend.

Sana bu kitabı ödünç veremem.

Ik kan je dit boek niet lenen.

Bu kitabı ondan ödünç aldım.

Ik heb dit boek van hem geleend.

Bir kalem ödünç alabilir miyim?

Mag ik een pen lenen?

Ben onları ödünç alabilir miyim?

Kan ik die lenen?

Bisikletini bana ödünç verebilir misin?

Kun je me jouw fiets lenen?

Kurşun kalemini ödünç alabilir miyim?

Kan ik jouw potlood lenen?

Gri takımını ödünç alabilir miyim?

- Kan ik jouw grijze pak lenen?
- Kan ik uw grijze pak lenen?

Onları şehir kütüphanesinden ödünç alıyorum.

Ik leen ze bij de stadsbibiliotheek.

Radyonu bana ödünç verebilir misin?

Mag ik jouw radio lenen?

Mary ailesinden ödünç para istedi.

- Marie vroeg haar familie om een lening.
- Marie heeft haar familie om een lening gevraagd.
- Marie heeft een lening aangevraagd bij haar familie.
- Marie vroeg een lening aan bij haar familie.

Ne sıklıkta ödünç para alırsın?

Hoe vaak leen je geld?

Cep telefonunu ödünç alabilir miyim?

Mag ik je mobiele telefoon even lenen?

Tom bana bisikletini ödünç vermedi.

Tom wilde me niet zijn fiets laten lenen.

"Çoraplarını ödünç alabilir miyim?" "Hayır."

"Kan ik jouw sokken lenen?" "Nee."

Bu kitabı ödünç alabilir miyim?

Mag ik dat boek lenen?

Bu sözlüğü sana ödünç vereceğim.

Ik zal je dit woordenboek lenen.

Bu CD'yi ödünç alabilir miyim?

Kan ik deze cd lenen?

Ödünç para almak mümkün mü?

Is het mogelijk om geld te lenen?

Ben bir masa ödünç aldım.

Ik heb een tafel geleend.

Bir şemsiye ödünç alabilir miyim?

Kan ik een paraplu lenen?

Ben bu kitabı size ödünç vereceğim.

Ik zal u dit boek lenen.

Bana 10,000 yen ödünç verebilir misin?

Kunt ge mij tienduizend yen lenen?

Ben senin kalemini ödünç alabilir miyim?

Kan je me je balpen lenen?

Kız arkadaşına yeni daktilosunu ödünç verdi.

Het meisje leende haar vriendin haar nieuwe schrijfmachine uit.

Bir kurşun kalem ödünç alabilir miyim?

Kan ik een potlood lenen?

Biz Pfirsichbaeumchen'den Almanca sözlükleri ödünç alırız.

We lenen Duits woordenboeken van Pfirsichbaeumchen.

Lütfen dolma kalemini ödünç alabilir miyim?

Mag ik alsjeblieft je pen lenen?

Bana bir kurşun kalem ödünç ver.

Leen me een potlood.

Tom'un arabamı ödünç almasına izin vermeyeceğim.

Ik laat Tom niet mijn auto lenen.

O bana iki kitap ödünç verdi.

- Hij heeft mij twee boeken geleend.
- Hij leende me twee boeken.

Ödünç alabileceğim bir tişörtün var mı?

Heb je een T-shirt dat ik kan lenen?

Affedersin, bir kalem ödünç alabilir miyim?

Sorry, mag ik een pen lenen?

Bu sabah Tom'un telefonunu ödünç aldım.

Ik heb Toms telefoon vanochtend geleend.

Saç kurutma makinesini ödünç alabilir miyim?

Mag ik de haardroger lenen?

Cep telefonunu ödünç alabilir miyim, lütfen?

- Kan ik alsjeblieft je mobiel lenen?
- Kan ik alsjeblieft je telefoon lenen?

Saç kurutma makineni ödünç alabilir miyim?

Mag ik de haardroger lenen?

Ben bir çekiç ödünç alabilir miyim?

Zou ik een hamer kunnen lenen?

Sizden biraz para ödünç alabilir miyim?

Kan ik wat geld van je lenen?

Senden elli dolar ödünç almak istiyorum.

Ik zou graag vijftig dollar van je willen lenen.

Tom kitaplarını Mary'ye ödünç vermeyi sevmiyor.

Tom houdt er niet van zijn boeken aan Maria uit te lenen.

Tom eldivenlerini ödünç almama izin verdi.

Tom liet me zijn handschoenen lenen.

Ben bir şemsiye ödünç alabilir miyim?

Kan ik een paraplu lenen?

Tom Mary'den bir kalem ödünç aldı.

- Tom leende een potlood van Mary.
- Tom heeft een potlood van Mary geleend.

Bir bardak şeker ödünç alabilir miyim?

Kan ik een kopje suiker lenen?

Ödünç alabileceğim bir silgin var mı?

Heb jij een gum die ik kan lenen?

Ödünç parayı ne zaman iade edeceksin?

Wanneer ga je het geleende geld teruggeven?

Dairemi kiraya verdim, bir araba ödünç aldım

verhuurde mijn flat, leende een auto

Bugün senin tenis raketini ödünç alabilir miyim?

Kan ik uw tennisracket lenen vandaag?

Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?

Kunt ge mij uw fiets lenen voor enkel dagen?

Bir banka bize faizle ödünç para verir.

Een bank leent ons geld tegen rente.

Kitabı bitirdiği zaman bana ödünç vereceğini söylüyor.

Hij zegt dat hij mij het boek zal lenen als hij ermee klaar is.

Bana ödünç verdiğin dergi çok ilgi çekici.

Het tijdschrift dat je me geleend hebt is erg interessant.

İstediğin herhangi bir zaman arabamı ödünç alabilirsin.

Je mag mijn auto lenen wanneer je het maar wil.

İngilizce Fransızcadan gelen birçok ödünç kelimeye sahiptir.

Het Engels heeft veel woorden uit het Frans overgenomen.

Ödünç alabileceğim bir Fransızca sözlüğün var mı?

Heb jij een Frans woordenboek dat ik zou kunnen lenen?

Tom sık sık arkadaşlarından para ödünç alır.

Tom leent vaak geld van zijn vrienden.

Tom bir arkadaştan bir araba ödünç aldı.

Tom leende een auto van een vriend.

Mary kütüphaneden ödünç aldığı kitabı iade etti.

Mary bracht het boek terug dat ze geleend had uit de bibliotheek.

Tom'un bana biraz ödünç para vermesini istedim.

Ik vroeg Tom me wat geld te lenen.

Tom sık sık arabanı ödünç alır mı?

Leent Tom vaak jouw auto?

Bana bir kurşun kalem ödünç verir misin?

Mag ik een potlood van je lenen?

Tom biraz para ödünç almak istediğini söyledi.

Tom zei dat hij wat geld wil lenen.