Translation of "Alabilir" in Dutch

0.008 sec.

Examples of using "Alabilir" in a sentence and their dutch translations:

Onu alabilir misin?

Kun je het oppakken?

Numaranı alabilir miyim?

Mag ik je nummer?

Siparişinizi alabilir miyim?

Kan ik uw bestelling opnemen?

Tom'u alabilir misin?

Kun je Tom ophalen?

İsteyen onu alabilir.

Wie het wil, mag het meenemen.

- Bu sözlüğü ödünç alabilir miyim?
- Bu sözlüğü alabilir miyim?

- Mag ik dit woordenboek lenen?
- Kan ik dit woordenboek lenen?

Hesabı alabilir miyim, lütfen?

Mag ik de rekening alstublieft?

Radyonu ödünç alabilir miyim?

Mag ik jouw radio lenen?

Makasını ödünç alabilir miyim?

- Kan ik jouw schaar lenen?
- Kan ik uw schaar lenen?
- Kan ik jullie schaar lenen?

Bir tornavida alabilir miyim?

Kan ik een schroevendraaier hebben?

O biraz zaman alabilir.

Het kan even duren.

Laptopunu ödünç alabilir miyim?

Kan ik jouw laptop lenen?

Size içki alabilir miyim?

Kan ik een drankje voor jullie halen?

Faturayı alabilir miyim, lütfen?

Mag ik de rekening, alstublieft?

Mendilini ödünç alabilir miyim?

Mag ik jouw zakdoek lenen?

Biraz kahve alabilir miyim?

- Mag ik wat koffie?
- Koffie, alstublieft.

Bir yastık alabilir miyim?

Kan ik een kussen krijgen?

Sözlüğünü ödünç alabilir miyim?

- Mag ik jouw woordenboek lenen?
- Mag ik uw woordenboek lenen?

Telefon numaranızı alabilir miyim?

- Mag ik je telefoonnummer?
- Mag ik je nummer?

Bisikletini ödünç alabilir miyim?

Mag ik je fiets lenen?

Bıçağını ödünç alabilir miyim?

Mag ik je mes lenen?

Biraz çay alabilir miyim?

Mag ik wat thee?

Bir köpek alabilir miyim?

Kan ik een hond voor mezelf kopen?

Çakmağını ödünç alabilir miyim?

Mag ik je aansteker lenen?

Şeker alabilir miyim, lütfen?

Mag ik alsjeblieft de suiker?

Beni gelip alabilir misin?

Kom je me ophalen?

Bu portakalı alabilir miyim?

Mag ik deze sinaasappel?

Şemsiyeni ödünç alabilir miyim.

Mag ik je paraplu lenen?

Arabanızı ödünç alabilir miyim?

- Mag ik uw auto lenen?
- Mag ik je auto lenen?
- Mag ik jullie auto lenen?

Bunu satın alabilir miyim?

- Kan ik dat kopen?
- Mag ik dat kopen?

Kuşlar koku alabilir mi?

Kunnen vogels ruiken?

Çekicini ödünç alabilir miyim?

- Kan ik jouw hamer lenen?
- Kan ik uw hamer lenen?
- Kan ik jullie hamer lenen?
- Mag ik je hamer lenen?

Biraz tereyağı alabilir miyim?

Kan ik wat boter hebben?

Şu parmağınızı alabilir miyim?

Mag ik deze vinger hebben?

- Ben senin kalemini ödünç alabilir?
- Dolma kalemini ödünç alabilir miyim?

Mag ik je pen lenen?

- Bir kağıt torba alabilir miyim?
- Kağıt bir torba alabilir miyim?

- Mag ik een papieren tas?
- Zou ik een papieren zak mogen hebben?

- Ben biraz daha süt alabilir miyim?
- Biraz daha süt alabilir miyim?

Mag ik nog wat melk?

Yiyecek bir şey alabilir miyim?

Kan ik iets te eten krijgen?

Ben bir ısırık alabilir miyim?

- Mag ik een hapje?
- Kan ik een hapje nemen?

Saç kurutucunuzu ödünç alabilir miyim?

Kan ik uw föhn lenen?

Ben sabahleyin duş alabilir miyim?

Mag ik 's ochtends een douche nemen?

İçecek bir şey alabilir miyim?

Kan ik u iets te drinken aanbieden?

Bir fincan kahve alabilir miyim?

Mag ik een kopje koffie?

Bir kalem ödünç alabilir miyim?

Mag ik een pen lenen?

Gerçekten bunların hepsini alabilir miyim?

- Mag ik dit allemaal echt nemen?
- Mag ik dit allemaal echt krijgen?
- Mag ik die echt allemaal hebben?

Ben onları ödünç alabilir miyim?

Kan ik die lenen?

Şimdi anahtarı alabilir miyim, lütfen?

Kan ik nu de sleutel hebben?

Kurşun kalemini ödünç alabilir miyim?

Kan ik jouw potlood lenen?

Gri takımını ödünç alabilir miyim?

- Kan ik jouw grijze pak lenen?
- Kan ik uw grijze pak lenen?

Cep telefonunu ödünç alabilir miyim?

Mag ik je mobiele telefoon even lenen?

"Çoraplarını ödünç alabilir miyim?" "Hayır."

"Kan ik jouw sokken lenen?" "Nee."

Biraz borç para alabilir miyim?

- Mag ik wat geld lenen?
- Zou ik wat geld kunnen lenen?

Bu kitabı ödünç alabilir miyim?

Mag ik dat boek lenen?

Bu CD'yi ödünç alabilir miyim?

Kan ik deze cd lenen?

- Biraz sürebilir.
- Biraz zaman alabilir.

Het kan wel even duren.

Ondan bir parça alabilir miyim?

Mag ik een hapje?

Bir şemsiye ödünç alabilir miyim?

Kan ik een paraplu lenen?

O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir.

Die wolf ruikt mij van kilometers afstand.

Artık evinin konforunda IV antibiyotiğini alabilir:

Hij kan nu de IV antibiotica eenvoudig thuis toegediend krijgen:

Ben senin kalemini ödünç alabilir miyim?

Kan je me je balpen lenen?

Bir kurşun kalem ödünç alabilir miyim?

Kan ik een potlood lenen?

Japonca bir başvuru formu alabilir miyim?

Kan ik een aanvraagformulier in het Japans krijgen?

İçecek sıcak bir şey alabilir miyim?

Kan ik iets warms krijgen om te drinken?

Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?

Mag ik alstublieft een glas water?

Ben bir bardak su alabilir miyim?

Mag ik een glas water?

Lütfen dolma kalemini ödünç alabilir miyim?

Mag ik alsjeblieft je pen lenen?

Bir parça kek daha alabilir miyim?

Mag ik nog een stuk taart hebben?

Teşekkür ederim, biraz daha alabilir miyim?

- Dankuwel, kan ik een beetje meer krijgen?
- Dank je wel, kan ik nog een beetje krijgen?

Bir bardak daha bira alabilir miyim?

Kan ik nog een biertje krijgen?

Affedersin, bir kalem ödünç alabilir miyim?

Sorry, mag ik een pen lenen?

Biraz daha su alabilir miyim, lütfen?

Kan ik nog een beetje water krijgen, alstublieft?

Saç kurutma makinesini ödünç alabilir miyim?

Mag ik de haardroger lenen?

Cep telefonunu ödünç alabilir miyim, lütfen?

- Kan ik alsjeblieft je mobiel lenen?
- Kan ik alsjeblieft je telefoon lenen?

Bir fincan çay alabilir miyim, lütfen?

Kan ik alsjeblieft een kopje thee krijgen?

Saç kurutma makineni ödünç alabilir miyim?

Mag ik de haardroger lenen?

Bir diş fırçası alabilir miyim lütfen?

Mag ik alsjeblieft een tandenborstel?

Ben bir çekiç ödünç alabilir miyim?

Zou ik een hamer kunnen lenen?

Sizden biraz para ödünç alabilir miyim?

Kan ik wat geld van je lenen?

Bir bardak bira alabilir miyim, lütfen?

Mag ik een glas bier hebben, alstublieft?

Ben bir şemsiye ödünç alabilir miyim?

Kan ik een paraplu lenen?

Tom için de bilet alabilir misin?

Kan je ook voor Tom aan een ticket geraken?

Bir bardak şeker ödünç alabilir miyim?

Kan ik een kopje suiker lenen?

Bugün senin tenis raketini ödünç alabilir miyim?

Kan ik uw tennisracket lenen vandaag?

Trene bindikten sonra bir bilet alabilir misin?

Kan men een treinkaartje kopen na het instappen?

Benim için de bir tane satın alabilir misin?

Kan je er ook één voor mij kopen?

- Telefon numaranızı alabilir miyim?
- Bana telefon numaranı verir misin?

- Mag ik je telefoonnummer?
- Kan ik je telefoonnummer krijgen?
- Mag ik je nummer?

"Telefon numaranı alabilir miyim?" "Evet! O 1234-5678'dir."

"Mag ik jouw telefoonnummer?" "Ja! Het is 1234-5678."

Ben soğuğa karşı çok duyarlıyım. Bir battaniye daha alabilir miyim?

Ik ben gevoelig voor kou. Mag ik nog een deken hebben?

O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir. Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!

Die wolf ruikt mij van kilometers afstand. Hij zal mijn geur al wel hebben opgepikt.

- Tepeleme pilav alabilir miyim lüten?
- Bana büyük porsiyon pilav getirin lütfen.

Ik wil een grote portie rijst, alstublieft.

"Anne, bir bisküvi alabilir miyim lütfen?" "Hayır, alamazsın; öğünler arasında yememen gerekir"

"Mama, mag ik een koekje eten?" "Nee, dat mag je niet. Je hoort niet tussen de maaltijden te eten."