Translation of "Suyun" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Suyun" in a sentence and their arabic translations:

suyun yerlere aktığını,

والماء ينسكب على الأرض،

suyun akacağı güzergahta,

بذات المسار الذي ستسلكه المياه للنزول

Suyun kalorisi yoktur.

الماء به صفر سعرات حرارية.

Suyun sıfır kalorisi vardır.

الماء به صفر سعرات حرارية.

O suyun tadı güzel.

مذاق هذا الماء طيب.

Bu suyun tadı güzeldir.

مذاق هذا الماء طيب.

Besinlerindeki karbonu suyun derinliklerine taşıyorlar,

فتجلب الكربون في طعامها إلى أعماق المياه،

Onlar suyun kenarında kamp yaptılar.

خيموا على حافة الماء.

Hiç şişelenmiş suyun var mı?

هل لديكم ماء معدني؟

üzerlerine gelen ek suyun ağırlığından taşarlarsa?

ماذا لو انفجرت تلك البحيرات تحت وزن الماء الإضافي؟

Suyun başında başka devler de var.

‫ثمة مخلوقات عملاقة أخرى هنا أيضًا.‬

Buz tabakası altında suyun saklı olduğu,

هو أنه هناك ماء سائل مخفي داخل الصفيحة الجليدية،

Kısa bir süre sonra suyun dibini boylamıştım.

وسرعان ما أصبحتُ تحت الماء،

Suyun çok az olduğu Batı Teksas'ta yaşıyorum.

أعيش في غرب (تكساس)، حيث المياه شحيحة بالفعل.

Ağaçların, taşların ve suyun ruhuna duydukları saygı,

واحترام الأرواح التي تعيش في الأشجار والصخور والمياه،

Suyun içinde kambur balinaların inanılmaz seslerini duyabiliyorsun.

‫أصوات الحيتان الحدباء العجيبة‬ ‫تلك القادمة من المياه.‬

Suyun ne kadar saf olduğunu kontrol ettiler.

فحصوا مدى نقاوة الماء.

Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.

‫وأريد أن أكون حذراً ‬ ‫بحيث أبعد ظلي‬ ‫عن سطح المياه.‬

Saladin buzlu suyun getirilmesini emreder ve krala sundu.

أمر صلاح الدين بجلب الماء البارد وتقديمه للملك

Gelen suyun yüksekliği 10 katlı bir binayı geçebiliyor

يمكن أن يتجاوز ارتفاع المياه الواردة مبنى من 10 طوابق

Atlas iyimser olamazdı. Buzlu suyun denizlere ve okyanuslara

اطلس لم يستطع ان يكون متفائلاً. عندما اكد ان مياه الجليد ستتدفق

suyun üzerinde bir sürü dalga oluşturmak için taş atabilirim.''

لكن أستطيع إلقاء حجرة بالنهر لتترك العديد من الأثر."

Vaha su demektir ve suyun olduğu yerde yaratıklar bulunur.

‫الواحة تعني المياه ‬ ‫وبالتأكيد ستجد فيها كائنات.‬

Yağmur yağdığında suyun kanalize olup burada birikeceğini hayal edebilirsiniz.

‫يمكنك أن تتخيل عندما تهطل الأمطار،‬ ‫كل هذه المياه ستتجه إلى الأسفل وتتجمع هنا.‬

Bu yüzden suyun üstünde bir yer bulmak daha mantıklı olur.

‫نريد أن نكون في مكان عال، خارج المياه.‬

Ufak bir ahşap bungalovumuz vardı. Suyun en yükseldiği noktanın altındaydı.

‫كان لدينا ذلك الكوخ الخشبي الصغير،‬ ‫تحت علامة منسوب المياه الأعلى للمد فعليًا.‬

Suyun sıcaklığı sekiz, dokuz dereceye kadar düşüyor. Soğuk, nefesini kesiyor.

‫تنخفض درجة حرارة المياه‬ ‫إلى 8 أو 9 درجات مئوية.‬ ‫البرودة تحبس أنفاسك.‬

Çocuk suyun soğuk olup olmadığını görmek için ayak parmaklarını okyanusa daldırdı.

الطفل غمس اصابع قدميه في المحيط ليرى اذا كان الماء بارداً.

Ya da su olan tünelden gidebiliriz. Suyun olduğu yerde yaratıklar da vardır.

‫أو نتقدم من خلال النفق المائي.‬ ‫حيث يكون هناك ماء تكون هناك كائنات.‬