Translation of "çünkü" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "çünkü" in a sentence and their arabic translations:

çünkü

لان

Çünkü ben,

لأنني،

Çünkü kolay.

لأن الأمر أسهل بهذا الشكل.

Yoktur çünkü

لأنه لا يوجد

çünkü haklısınız

لأنك على حق

Gitmez! çünkü

لا تذهب! لان

çünkü insanlar sihre,

لأن الناس لا يتعاملون مع السحر بنفس كمية

Çünkü beyni bozulmuştu.

لأن دماغة قد كسر

Çünkü kazanmayı beklemiyordun.

لم تعتقدوا أنه يمكنكم أن تربحوا .

Çünkü: "Beklenti + eylem

بسبب "التوقع + الفعل

çünkü iyileşmekle ilgilenmiyordum.

لأنه لم يكن لدي أي رغبة في التحسن.

Çünkü dikkat sistemini,

لأنها تنشط الانتباه،

çünkü onları ölçemezsiniz.

لأنك لن تستطيع سبر أغوارها.

çünkü acele etmemek

لأنّه أخذ كل ما أحتاجه من وقتي بلا استعجال

çünkü reddedilmekten korkarım.

لأنني أخشى الرفض.

çünkü Zonguldak'tan Isparta'ya,

من زونجولداك إلى اسبرطة،

çünkü yeniden görüşeceksiniz.

لأنكم ستتقابلون مجددًا.

Çünkü kan kırmızı.

لون الدم هو أحمر.

çünkü teknolojinin kendisi

لأن التكنولوجيا ذاتها، تشكل عائقًا

Muhteşemdir, çünkü sanattır.

إنها مدهشة لأنها فن.

Çünkü bu mücadeleyi...

لأنّ هذه المعركة...

Çünkü biz liderdik.

لأنّنا كنّا قادة،

çünkü Gladio operasyonunu

لأنّني كنت على علم بـ"عملية غلاديو"،

Çünkü bana göre

لأنه بالنسبة لي،

Çünkü böyle yaparak

لأن القيام بذلك

Anne kuralıdır çünkü

حكم الأم بسبب

Çünkü parasıyla böbürleniyordu

لأنه كان يتباهى بأمواله

Çünkü su içerken

لأنه أثناء شرب الماء

Çünkü Şaman adetidir

لأنه رقم الشامان

çünkü çekirdek soğumuş

لأن القلب قد برد

Çünkü inancınız yok

لأنه ليس لديك إيمان

'Çünkü orada' dedi.

قال "لأنها موجودة".

Çünkü yanınızda oturan kişinin

لأنه من المحتمل أن يكون

çeşitlilik yaşamın tadıdır çünkü.

لأن الاختلاف نكهة الحياة.

Çünkü bu dikkatle incelenmiş,

لأن تحت هذه الأكواب،

Çünkü o hiçbir şeydi

لأنه لا شيء

Çünkü sorular sorulmayabilir de

لأنّ الأسئلة قد لا تطرح فقط،

Çünkü Louis bir erkek.

لأن لويس رجل !

çünkü bunu hak ediyorum.

لأني أستحق الإحترام.

Çünkü yeterince hata yapıyorum

لأنني اقترف ما يكفي من الأخطاء،

Çünkü o zamanlar öyleydi.

لأن تلك كانت الطريقة الرائجة في ذلك الوقت

Çünkü ben öyle yorumluyorum.

لأنني سأفسرها بتلك.

Çünkü görüyorsunuz hepimiz geriliriz,

لأنّنا جميعًا نتوتّر.

Çünkü kendiniz olmak devrimseldir.

فأن تكون نفسك هو أمرٌ ثوري.

çünkü özel zamanımız vardı

لأن لدينا وقتًا حصريًا معًا،

çünkü ortaya çıktı ki

لأنه اتضح أن

Çünkü kariyerimi kaybetmekten korkarım.

لأنني أخشى من فقدان مسيرتي المهنية.

çünkü deneyimini başkalarına aktaramadı.

لأنه لم يستطع تمريرها.

çünkü emisyonların durdurulması gerekiyorsa

لأن إن كان على الانبعاثات أن تتوقف،

çünkü o kurallar değişmeli.

لأن القوانين يجب أن تتغير.

Çünkü şimdi olduğumuz yer

لأننا حيث نوجد الآن،

çünkü umursayıp umursamadığınızı anlayabilirler

لأنه يمكنهم اكتشاف إذا كنت تهتم،

çünkü matematikte iyi olmanın

لأنه يمكنني رشوة الطلاب

çünkü güç tüketicinin elinde.

لأن المستهلك في وضع قوة.

Çünkü, hayvanlar alemine baktığımızda

لأنه وكما تعلمون، عندما ننظر إلى مملكة الحيوانات،

Çünkü Amerika Birleşik Devletleri'nin

لأن نوعية الهواء سيئة جدًا

çünkü sadece internete bağlanarak

لأنه ببساطة عندما تتصل بالشبكة،

Çünkü Hindukuş-Himalaya dağları,

ذلك لأن (هندو كوش) جبال الهيمالايا،

Çünkü ışık yayılırken dağılır.

هذا بسبب أن الضوء ينتشر بمعنى إنه يتبعثر.

Çünkü sanatsal bir ifadeyi

لأن ذلك يحول اللمسة الفنية

Çünkü o eğitimsel tasarımın

لأنني أردت من البيئة التعليمية

çünkü hemen sonrasında tutuklandık.

لأنّنا دخلنا السجن بعد ذلك.

Çünkü çoğunluk tarafından seçiliyorsan

فإن كانت السلطة بيد الأغلبية،

çünkü güvenli ve karşılanabilir

لأنني رأيت بأم عيني

çünkü erkeklik keşfi üzerindeyim

لأنني اكتشفُ رجولتي،

Çünkü tüm gezegeni etkiliyorlar.

لأنها تأثر على كل الكوكب نوعا ما عند مستوى محدد.

çünkü fizik modellerden oluşur

لأن الفيزياء كلها تتعلق بالأنماط،

çünkü kötü alışkanlık edinir

لأنها تحصل على عادة سيئة

çünkü sonuçlarını bildiği için

لأنه يعرف العواقب

çünkü atalarımız ne demiş?

لأن ماذا قال أسلافنا؟

çünkü sistem çökmüş olacak!

لأن النظام سوف يتعطل!

Çünkü kararlar ortak alınır

لأن القرارات تتخذ بشكل مشترك

Çünkü herkesin saygısı kendinedir

لأن احترام الجميع هو احترامهم

Sürekli değişiyor. Çünkü akışkan

يتغير باستمرار. لأن السوائل

Çünkü gidişat bunu gösteriyor

لأن الاتجاه يظهر هذا

çünkü ona hayranlık duyuyorlar.

ويدفعهم لذلك إعجابهم بها.

Evlendik çünkü birbirimizi seviyoruz.

تزوّجنا لأنّنا نحبّ بعضنا البعض.

Çünkü mevcut durum kötü.

لأن الوضع الحالي سيء

Çünkü benim dedem bankacıydı.

لأن جدي كان موظفًا بنكيًا.

Çünkü dünya çok değişti.

لأن العالم تغيّر كثيرًا.

- Çünkü köpekler kedilerden daha sadıktır.
- Çünkü köpekler, kedilerden daha sadıktırlar.

لأن الكلاب أكثر وفاء من القطط.

çünkü koca sesiyle ortama hükmederdi.

لأنها كانت ترفع صوتها قائدة الغرفة.

çünkü biz sadece konu öğretmiyoruz

لأننا لا ندرَس المواد فقط،

çünkü bence sihrin büyük kısmının

لأنها تعرض مشكلة

Çünkü çocuklarımızın çocuklarının sporları izlemesini

لأننا لا نريد أبناء أبنائنا

Sinirlendim, çünkü hassasım bu konuda.

غضبت، لأني حساس في هذا الموضوع.

çünkü orada birilerine ulaşmaya çabalamak

وصل إلى آخرين موجودين هنا وهناك

çünkü pozitif bilgi, iyi hissettirir

لأن المعلومات الإيجابية تجعلك تشعر بشكل جيد

çünkü negatif bilgi kötü hissettirir

لأن المعلومات السلبية تجعلنا نشعر بشكل سيء

Çünkü o annenin odasından çıktığımda

لأنّه عندما خرجتُ من غرفة الأم تلك،

Çünkü sanırım buna cevabımız var

لأنني أعتقد أن لدينا الإجابة عن ذلك...

Çünkü 2017'den bu yana

وهذا لأنه منذ 2017،

Çünkü dil sadece bir araçsa

لأن في حال كانت اللغة مجرد أداة،

çünkü önemli olan şey duyguların.

لأن مشاعرك مهمة.

çünkü öğrencilerimle konuşurken öyle giyinirdim.

لأنه ذلك ما كنت أرتدي حين أقابل طلابي.

Telefonumu kaldırdım, çünkü kenar mahalledeydik.

فأخفيت هاتفي لأننا بالأحياء الفقيرة.

Çünkü güvenli alanımı kaybetmekten korkarım,

لأنني أخشى من فقدان المساحة الآمنة،

Umutlarımın kırılmasından çok korkuyordum çünkü.

لأنني كنت خائفة من كسر آمالي

En sevdiğim şeydi o çünkü.

لأنها كانت الشيء المفضل لدي.