Translation of "Sert" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Sert" in a sentence and their arabic translations:

Çok sert polisleri vardı.

كانت الشرطة قاسية.

Kendi durumunun sert gerçekleriyle yüzleşti.

متمسكاً بإيمانه أنه سيبقى حياً في النهاية.

Gerçek şu ki sert, çetin

‫قاس وصلب وجاهز للعراك‬

Sert kelimeler için özür dilerim.

اعذريني عن الكلمة الوقحة.

İşsizlik oranında sert bir düşüş yaşandı.

قلَّت نسبة البطالة بشكلٍ كبير،

Daha sert bir şekilde geri püskürtür.

ويكررون ذات الأساطير التي تبدو علمية.

Onun sert cezalara maruz kalmasını sağladı.

جعله عرضة للعقوبات الوحشية

Uyandırmıyorum , seni Hilda'nın sert sporuyla uyandırıyorum. "

أنا أوقظك على رياضة هيلدا الصعبة ".

Bu ekmek bir taş kadar sert.

هذه الخبزة صلبة كالصخر.

Büyük Depresyon, Sami'nin ailesini sert vurdu.

لقد وجّه الكساد الكبير ضربة قويّة لعائلة سامي.

Çok sert, rekabetçi bir süreç bizi şekillendirdi.

تشكلنا من خلال منهج وهو التنافس بلا رحمة.

Yönetti, ancak mümkün olduğunca sert önlemlerden kaçındı.

في إشبيلية ، على الرغم من تجنب الإجراءات القاسية حيثما أمكن ذلك.

Sert çekirdeği uzak mesafeden uçmasına yardımcı olur,

قلبه الصلب يساعده على الطيران بعيدًا ،

Sert ve dramatik bir değişimle karşı karşıyayız biliyoruz.

نحن نعلم أننا نواجه تغيرا جذريا وقاسيا.

Merkezdeki çarpışma Memlük atlıları ve Haçlı askerlerinin sert ve

وكان القتال أشد دموية في الوسط، حيث كانت القوات المملوكية والصليبية المحمَّلة

Her kolunun dibinde, sert kabukları aşabilecek bir delici var.

‫عند قاعدة كل تلك الأذرع،‬ ‫هناك مثقاب يمكنه الحفر في صدفة قوية.‬

Sanırım erkek intiharı konusunda sormamız gereken bazı sert sorular var.

أعتقد أن هناك بعض الأسئلة الصعبة التي نحتاج أن نسألها حول انتحار الرجال.

Herkesin bildiği gibi sert olan askerleri onu sevmekten çok saygı

من المعروف أنه قاسٍ ، كانت قواته تحترمه أكثر من أن تحبه ، في

Tüm yumuşakçaları yakalaması çok kolay ama inanılmaz sert kabukları var.

‫كل الرخويات التي تصطادها،‬ ‫هي حيوانات يسهل اصطيادها،‬ ‫لكن لديهم أصداف قوية للغاية.‬

Sert, yetenekli bir çavuş oldu ve Devrim Savaşları'nın oluşumunda yeni bir

أصبح رقيبًا قويًا وقديرًا ، وفي التحضير للحروب الثورية ، انضم إلى جيش

Norveç Kralı olarak Harald 'sert hükümdar' cesur, acımasız ve iyimserdi… ve

بصفته ملك النرويج ، كان هارالد "الحاكم المتشدد" شجاعًا وقاسيًا ومكتسبًا ... وفي عام

Zamanın normal mobil süvari çarpışmalarının aksine sert, kanlı bir yakın dövüş gerçekleşiyordu.

والتي أدت إلى مشاجرة دموية، على عكس لقاءات سلاح الفرسان المعتادة في ذلك الوقت

Ciddi alay ve sert eleştirilerle karşı karşıya kaldıkları bu evlilik sözleşmelerinin resimlerini

الزواج هذه والتي واجهوها بسخريةٍ شديدة ونقدٍ لاذع حيث

Askeri yeteneklerinden dolayı övgü gördü. Fakat kendisinin sert ve korkusuzca Müslüman olmayı istememesi

وأشاد بخصائصه الجنونية لكن خشنته ومقاومته الشجاعة رفض بأن يسلم

Aşağı Elbe Nehri'ni ve Napolyon'un stratejik kuzey kanadını güvence altına alan sert ve etkili bir Hamburg valisiydi

حيث قام بتأمين نهر إلبه السفلي والجناح الشمالي الاستراتيجي لنابليون. قام بتنظيم