Translation of "Maruz" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Maruz" in a sentence and their arabic translations:

Müzikle aynı şekilde maruz kalmıyor.

تعاملهم مع الموسيقى.

Amaç olduğu sporlara maruz kalmayacaklar.

هدفها الإضرار بأدمغة الآخرين

çok fazla saldırıya maruz kaldılar.

الكثير من العنف في حياتهن.

Tehlikeli şekilde soğuğa maruz kalıyor.

‫إنه مكشوف بشكل خطير.‬

Haçlı ordularının yapmasına maruz kaldılar

لقد تعرضوا لأعمال الجيوش الصليبية

Yani, devre seviyesinde maruz bırakma terapisi.

أي دفع العملية العلاجية إلى مستوى الدوائر.

Onun sert cezalara maruz kalmasını sağladı.

جعله عرضة للعقوبات الوحشية

Gelince , enfeksiyona maruz kaldıktan üç ila

عن الاعراض لذلك الفيروس فهي تبدأ بالظهور خلال ثلاثة الى

O çocuk Fransızcaya 15.000 saat maruz kaldı,

أمضت ١٥٠٠٠ ساعة تتحدث بالفرنسية،

Vücudumuzda maruz kaldıkları koşulları çok temsil etmiyordu.

لما تتعرض له الخلايا في أجسامنا.

Aşırı derecede sarı rengine maruz kalmak bebekleri ağlatıyor.

في حين أن النظر لكميات كبيرة من اللون الأصفر يجعل الأطفال يبكون.

Bunların merkezindeki yoksul halk, bu etkiye maruz kaldı.

فقد حازت المناطق الفقيرة باسوأ ما في الأمر

Bu zararlı risklere kendilerini ne kadar maruz bırakırlarsa

هو أنه كلما زاد تعرضهم لهذه المخاطر،

Ve birçok insan belirli gürültü seviyelerine maruz kalıyor.

والعديد من الناس معرضون لمستويات من الضوضاء ذات الصلة.

Yoksul ve eşcinsel çocuklar zorbalığa daha çok maruz kalıyor,

الأطفال الفقراء و المثليون من الأرجح أن يتعرضوا للتنمر

Aynı zamanda okulda büyük ihtimalle zorbalığa maruz kalan çocuklar.

ينتمون أيضاً إلى المجموعات الأكثر عرضة للتنمر في مدرسة.

Onlar işte yeryüzüne ulaşıyor ve biz onlara maruz kalıyoruz

يصلون إلى الأرض في العمل ونحن معرضون لهم

maruz kaldı . Pasifik Okyanusu'ndaki adalardan oluşan Tuval ve Kibati,

فيضاناتٍ دمرت الشعاب المرجانية ودمرت المحاصيل. فيما تعد توفال

Ama virüse daha az maruz kalarak bu riski azaltacağımızı biliyoruz.

لكننا نعلم أنك تستطيع تقليل خطر إصابتك، بتعرضك لعدد أقل من الفيروسات.

Yani biz her yıl kanser riskine %10 daha fazla maruz kalıyoruz

لذلك نحن معرضون لخطر الإصابة بالسرطان أكثر بنسبة 10٪ كل عام

Yörüngede birden çok yer çekimi ve etki alanına maruz kalmıştır üstelik

وقد تعرضت للعديد من مناطق الجاذبية والصدمات في المدار

Henüz hasta olmak için virüse ne kadar maruz kalınması gerektiğini bilmiyoruz

نحن لا نعلم بعد كمية الفيروسات التي يجب أن تتعرض لها لتصاب بالمرض،

Virüse maruz kalmanızı sınırlayacak şekilde davranışınızı değiştirmek riski tamamen yok etmeyecek.

تغيير عاداتك للحد من التعرض للفيروس لن يقلل نسبة الخطر للصفر،

Bununla birlikte, Soult'un artık kendisini düşman ateşine maruz bırakmaya daha az meyilli olduğu

ومع ذلك ، لوحظ أن سولت كان الآن أقل ميلًا إلى تعريض نفسه لنيران العدو ،

Vlad'ın görüşününe göre, onlar daha iyi bir öteki dünya için dünyevi acılara maruz bırakıldılar

في نظر فلاد ( هؤلاء يجب ان تنظف الارض من عالتهم لحياة أفضل )

Trebia'nın soğuk sularını geçtikten sonra, askerleri aç, ıslanmış, ve neredeyse dondurucu olan soğuk havaya maruz bir şekilde durmakta.

بعد عبور نهر تريبيا البارد، كان رجاله يعانون من الجوع ويقفون في طقس شبه متجمد خاصة وأن ثيابهم مبللة بالكامل