Translation of "Satın" in Arabic

0.013 sec.

Examples of using "Satın" in a sentence and their arabic translations:

Ne satın aldınız?

ماذا اشتريت؟

Mutluluğu satın alamazsın.

لا يمكنك شراء السعادة.

Sami'nin satın almamı istediği her şeyi satın almadım.

لم أشترِ كلّ ما طلبه منّي سامي.

Yemek satın almak istiyorum.

أريد أن أشترى غذاء.

Kıyafetleri nerede satın alırsın?

من أين تشتري ملابسا؟

Arabayı satın alacak mısınız?

هل ستشتري السيارة؟

Ne satın almak istiyorsun?

ماذا تريد أن تشتري؟

Gıdayı satın almam gerekiyor.

يجب أن أشتري الطعام.

Ekmek satın almayı unutma!

لا تنس شراء الخبز!

- Kullanılmış bir telefon satın aldım.
- İkinci el bir telefon satın aldım.

اشتريت جوال مستعمل.

Ama satın al tuşuna tıklamayın.

ولكن لا تقم بالضغط على زر الشراء.

Bir satın alıma gönüllü oldum.

حيث عملت صحفية لأكثر من 20 عامًا.

Cep telefonuyla bile satın alıyor.

في بعض الأحيان على هواتفهم النقالة.

PillPack, Amazon tarafından satın alındı,

لقد استحوذت أمازن على الصيدلية الإلكترونية

Bir animasyon stüdyosu satın alıyor

يشتري استوديو للرسوم المتحركة

O, kitapları nerede satın aldı?

أين اشترت كتبا؟

Ben bir kitap satın aldım.

إشتريت كتاباً.

- Bunu alacağım.
- Bunu satın alacağım.

سأشتري ذلك.

O, kitapları nereden satın alıyor?

من أين تشتري الكتب؟

Zengin olsaydım onu satın alırdım.

لو كنت غنياً, كنت أود أن أشتريه.

Neden bu arabayı satın aldın?

لم اشتريت هذه السيارة؟

Ben bir araba satın aldım.

اشتريت سيارة.

O elbiseyi nereden satın aldın?

- من أين أشتريتَ هذا الثوب؟
- من أين إشتريتِ هذا الثوب؟

Bu kitabı satın aldın mı?

هل اشتريت الكتاب؟

Ona bir saat satın aldım.

اشتريت له ساعة.

Neden bu kitabı satın almak istiyorsunuz?

لماذا تريد شراء هذا الكتاب؟

Ben iki şişe süt satın aldım.

اِشتريت زجاجتَي حليب.

Peter bir erkek kedi satın alıyor.

توم يشترى قِط.

Bu şapkayı bana babam satın aldı.

اشترى لي أبي هذه القبعة.

Satın almayı planladığın araba kaç para?

كم ثمن السيارة اللتي تنوي أن تشتريها؟

Babam bana bir bisiklet satın aldı.

اشترى لي أبي دراجةً.

Tom bir ev satın almak istiyor.

يودّ توم شراء منزلًا.

Ona güzel bir elbise satın aldım.

اشتريت لها فستاناً جميلاً.

Fadıl, Kahire'de bir ev satın aldı.

اشترى فاضل منزلا في القاهرة.

Leyla evi satın almaya karar verdi.

قرّرت ليلى أن تشتري ذلك المنزل.

Sami'nin parası ona mutluluğu satın alamaz.

لا يمكن لمال سامي أن يقتني له السّعادة.

Sami, Leyla'ya kıyafet satın almak istedi.

كان سامي يريد أن يشتري ملابسا لليلى.

- Tom altı odalı bir ev satın aldı.
- Tom, altı odaya sahip bir ev satın aldı.

اشترى توم بيتا بستة غرف.

Daha süslü, daha pahalı kıyafetler satın aldım.

اشتريت ثياباً فاخرة وغالية.

Ve şirketi en büyük rakibimiz satın aldı.

وقد تم شرائها من قِبَل أكبر منافسينا.

O, fakirdi ve bir ceket satın alamadı.

كان فقيراً ولم يستطع شراء المعطف.

Ben bunu Amerika Birleşik Devletleri'ndeyken satın aldım.

لقد اشتريت هذا عندما كنت في الولايات المتحدة.

Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.

اشتريت سيارة جديدة الاسبوع الماضي.

Arkadaşım sarı renkli bir araba satın aldı.

اشترى صديقي سيّارة لونها أصفر.

Ben et, peynir ve domates satın alacağım.

انا سوف اشتري لحم وجبنة وبندورة

Tom çok ucuz bir kamera satın aldı.

اشترى توم كاميرا رخيصةً جدا.

Tom altı odalı bir ev satın aldı.

اشترى توم بيتا بستة غرف.

Fadıl taşrada yeni bir ev satın aldı.

اشترى فاضل منزلا جديدا في الرّيف.

Leyla, pazardan bir İran halısı satın aldı.

اشترت ليلى بساطا إيرانيّا من السّوق.

Tom o gömleği ne zaman satın aldı?

متى اشترى توم هذا القميص؟

Tom bu yumurtaları ne zaman satın aldı?

متى اشترى توم هذه البيضات؟

- Turistler sık sık bu dükkandan hediyelik eşya satın aldılar.
- Turistler çoğunlukla bu dükkandan hediyelik eşya satın aldılar.

غالباً ما يشتري السياح الهدايا التذكارية من هذا المتجر .

Paso de la Arena'da bir ev satın almışlar.

اشتريا منزلاً هناك في "باسو دي لا أرينا".

Böylece bu sahte, kusurlu araba parçalarını satın alarak

ولسوف يبيعوني قطع سيارات مزيفة ومعيبة

Ilk iş olarak bir otel satın almak istiyor

يريد شراء فندق أول شيء

Zengin olsam, ben güzel bir ev satın alırım.

لو كنتُ غنياً, أود أن أشتري منزلاً جميلاً.

Erkek arkadaşı için bir hediye satın almak istiyor.

إنها تريد شراء هدية لصديقها.

Tom otomatik satış makinesinden bir içki satın aldı.

اشترى توم شرابا من آلة البيع الآلي.

Ben bu kitabın iki kopyasını satın almayı umuyorum.

آمل أن أحصل على نسختين من هذا الكتاب.

İnsanlar ne yaptığını değil neden yaptığını satın alıyor.

فالناس لا يشترون ما تصنع بل يشترون سبب صنعك له.

Mary parti için yeni bir elbise satın aldı.

ابتاعت ماري فستانًا جديدًا للحفلة.

Bizim annemiz bize bir köpek yavrusu satın aldı.

امنا اشترت جروا لنا.

O kot pantolonu satın almıyoruz. Parasını sokağa atıyoruz.

لن نشتري سراويل الجين هذه. هذا تبذير فادح للمال.

"O zaman otobüs satın alalım, atla deve değil" dedim.

قلت: "لنأتي بالحافلات، ليس أمرًا عسيرًا".

Ama Metropolitan Müzesi bunu 1.2 milyon dolara satın almıştı

لكن متحف متروبوليتان اشتره مقابل 1.2 مليون دولار

Bunu kaçak yollarla 1.2 milyon dolara satın aldığını açıkladı

أعلن أنه اشترى هذا بشكل غير قانوني مقابل 1.2 مليون دولار

Yani diyorlar ki yeryüzündeki para bunu satın almaya yetmiyor

لذلك يقولون أن المال على الأرض لا يكفي لشرائه

Ve yönetim kurulu Next şirketini satın almaya karar verdi

وقرر المجلس شراء الشركة التالية

- Nereden bir bilet alabilirim?
- Nerede bir bilet satın alabilirim?

أين يمكنني أن أشتري تذكرة؟

O, karısı için bir inci kolye satın almak istiyor.

يريد شراء عقد لؤلؤ لزوجته.

- Dün bir kitap aldım.
- Dün bir kitap satın aldım.

إشتريت كتاباً بالأمس.

Ah! Zengin olsaydım, kendime İspanya'dan bir ev satın alırdım.

آه! لو كنت غنياً لاشتريت لنفسي بيتاً في إسبانيا.

O eski arabayı satın almayı ciddi olarak düşünüyor musun?

هل أنت تفكر جديا في شراء هذه السيارة القديمة؟

Fadıl, Leyla'nın parasını bir ev satın almak için kullandı.

استعمل فاضل مال ليلى لشراء منزل.

- Bir ev almak istiyorum.
- Bir ev satın almak istiyorum.

أريد أن أشتري منزلًا

Hepsi silah ve cephane ya da patlayıcı malzemeleri satın alan

جميعها تذهب لتمويل معسكرات تدريب ارهابية،

Şimdilerde rakip gördüğü şirketleri hemen bünyesinde satın alıyor onu geliştiriyor.

في الوقت الحاضر ، يشتري الشركات التي يراها على الفور ويطوره.

Kulüp, onu geri çekmek için tişörtün arkasındaki araziyi satın aldı.

اشترى النادي للتو الأرض خلف صندوق الإنطلاق ، من أجل سحبها ،

Baktı ki Google Video'ya rakip Youtube var,Youtube'u da satın aldı.

اتضح أن هناك منافسًا لـ Youtube لـ Google Video ، كما اشترى Youtube.

- Bu benim dün aldığım kol saati.
- Dün satın aldığım saat budur.

هذه هي الساعة التي اشتريتها امس .

- Yarın bir cep telefonu alacağım.
- Yarın bir cep telefonu satın alacağım.

سأشتري هاتفا خلويا غدا.

Saatimi kaybettim, bu yüzden şimdi başka bir tane satın almak zorundayım.

أضعت ساعتي فعليّ الآن أن أشتري واحدة أخرى.

Oldukça pahalı bir bilet satın almak ve bir orkestra bulmak zorunda değilsiniz.

ليس عليك شراء تذكرة غالية والبحث عن أوركسترا.

Ve kendisine bir tane yatırımcı bulup hemen bu istediği oteli satın alıyor

ويجد مستثمر واحد ويشتري هذا الفندق على الفور

- Dün bir kitap aldım.
- Dün kitap aldım.
- Dün bir kitap satın aldım.

إشتريت كتاباً بالأمس.

- Kırmızı bir spor araba aldım.
- Ben kırmızı bir spor otomobil satın aldım.

اِشتريت سيارة رياضية حمراء.

Komitesi aracılığıyla bir dizi Rami hayır kurumunun satın alınmasından ve bunun üzerine Beşar'ı

غسيل الاموال التي اسستها هي ووضع بشار على رأسها مع استمرار

- "O bir saat mi aldı?" "Evet, aldı."
- "O saat mi satın aldı?" "Evet, öyle."

"هل اشترت ساعةً؟" "أجل".

- Onu bugün mü yoksa dün mü satın aldınız?
- Onu bugün mü yoksa dün mü aldın?

أشتريتها اليوم أم البارحة؟