Translation of "Yavaş" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Yavaş" in a sentence and their arabic translations:

Kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir,

كتبٌ كُتبت لتُقرأ ببطء،

Küçük adımlarla yavaş yavaş ilerliyordun.

لقد كنتي تمشين ببطء، وخطواتك بطيئة.

Teknik bilgilerimize yavaş yavaş giriyorum

أنا أدخل معلوماتنا الفنية ببطء

Yine yavaş yavaş çözülerek ilerliyorlar.

أنها تتقدم ببطء عن طريق حل.

Yavaş konuşmak.

التحدث ببطئ

Yavaş yavaş tüm hayvanları önemsemeye başlıyorsun.

‫فتبدأ رويدًا رويدًا تهتم بكل الحيوانات.‬

Yavaş yavaş, kendi yazılarındaki iyileşmeyi fark edeceksin.

قليلًا قليلًا، ستلاحظ تحسنا في كتابتك.

Zamanla ve yavaş yavaş daha iyi oldum.

ببطء و مع مرور الوقت ٬ بدأت أتحسن

Yavaş, acele etmeden.

ببطء، لا تستعجلي.

Maria yavaş yürür.

ماريا تمشي بُبطء.

Sami yavaş ilerledi.

كان سامي يتحرّك ببطؤ.

Hikâyelerin yavaş okunmasının gerektiğini

وأنّ هذه القصص أرادت أن تكون بطيئة.

Metabolizmaları da inanılmaz yavaş.

الكسلان لديه انخفاض فى عملية الإيض بشكل غريب.

Durun, yavaş olun çocuklar.

‫مهلاً، رويداً.‬

O kadar yavaş yani

بطيء جدا

Salyangozlar yavaş hareket eder.

تتحرك الحلزونات ببطء.

Lütfen daha yavaş konuşun.

من فضلك تكلم ببطئٍ أكثر.

Daha yavaş gitmeye çalış.

حاول الذهاب ببطء أكثر.

Güneşin güçlenmesiyle... ...yeni yaşamlar başlar ve zorluklar yavaş yavaş unutulur.

‫بازدياد سطوع الشمس،‬ ‫تبدأ حياة جديدة وتُنسى المصاعب ببطء.‬

Asil Osmanlı süvarileri Haçlılara saldırdı ve yavaş yavaş mevzilerini kuşattı.

هاجمت نخبة سلاح الفرسان العثماني الصليبيين، وأحاطوا بموقفهم تدريجياً.

Yavaş bir dönme hızı oldu.

ومعدل دوران بطيء.

Ve yavaş şoförler hakkında da

والسائقين البطئين

Bu çok yavaş bir süreç.

إنها عملية بطيئة جداً.

Cezaevindeki hayat, yavaş bir ölümdür.

الحياة في السّجن موت بطيء.

Macar Eflak'ın birlikleri yavaş yavaş Tuna'ya çekildi ve yıl sonunda Nicoplos'u geri aldı.

تم صد الهجوم المجري-الأفلاقي المشترك تدريجياً عبر نهر الدانوب،

Bence, daha yavaş teknolojik gelişmeler isteyebileceğin

أظن من الممكن وجود بعض المساحات المحدودة

çok ama çok yavaş bir şekilde.

ببطءٍ شديدٍ جدًا.

Ben daha yavaş bir şeyle iyiyim.

أبقى أنا هنا أفضّل شيئًا أبطأ.

Ve çok yavaş bir şekilde ilerliyor

وتتقدم ببطء شديد

Başlattı , yavaş yavaş düşmanın sol kanadını sürerek… Avusturya'nın geri çekilmesini kaçınılmaz hale getirmeye yardımcı oldu.

الخاص ، وقادت تدريجياً في الجناح الأيسر للعدو ... مما ساعد على جعل الانسحاب النمساوي أمرًا لا مفر منه.

Dünya'da bazen bazı şeyler yavaş hareket edebilir.

أشياء أحياناً تتحرك ببطء هنا على الأرض.

Ancak çok yavaş hareket ettiği için eleştirildi.

لكنه تعرض لانتقادات لأنه تحرك ببطء شديد.

Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.

إن موته البطيء المؤلم أزعج نابليون بشدة.

Ama gerçek şu ki, bu garip, yavaş hayat

ولكنّ الواقع هو أن هذه الحياة العجيبة البطيئة

Devasa ve yavaş ilerliyor -- millyar ton ve yüzyıllar.

إنه عملاق ويتحرك ببطء-- فكر في جيجا طن وقرون من الزمان.

Yani aslında ulaşım çok daha yavaş olmuş olsaydı

لذلك إذا كان النقل أبطأ بكثير

Wagram Savaşı'nın ilk gününde İmparator, Davout'u yavaş saldırısı nedeniyle eleştirdi.

في اليوم الأول من معركة فجرام ، انتقد الإمبراطور دافوت بسبب هجومه البطيء.

- Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?

أيمكنك أن تتحدث ببطئ من فضلك؟

GG: Yani daha geniş kanatları var, o yüzden daha yavaş çırpıyorlar.

غريغ غيج: إذن لديهن أجنحة أكبر، ولذا يرفرفن بشكل أبطأ.

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

‫ضخامة حجم الذكر العجوز‬ ‫تعني أنه أقل مرونة من البقية.‬

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

‫ولكنه طريق بطيء،‬ ‫وهذه مشكلة للدواء في هذا الحرّ.‬