Translation of "Dişi" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Dişi" in a sentence and their arabic translations:

Bir dişi.

‫أنثى.‬

Dişi hâlen kararsız.

‫لم تحسم أمرها بعد.‬

Dişi, mesajı alıyor.

‫فهمت الأنثى الرسالة.‬

Yakınlarda bir dişi var.

‫ثمة أنثى قريبة.‬

Bir dişi daha geldi.

‫أنثى أخرى.‬

Dişi olduğunu biliyoruz, değil mi?

نعلم أنها الإناث، صحيح؟

Dişi, yolu çok iyi biliyor.

‫إنها تعرف الطريق عن ظهر قلب.‬

Dişi lider burnunu takip ediyor.

‫تتبع الأم الحاكمة أنفها.‬

Bir dişi, diğerlerinden ayrı düşüyor.

‫انفصلت أنثى عن الآخرين.‬

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

‫لدى اللبؤة الآن الأفضلية.‬

Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.

‫فقدت الأنثى المنعزلة معركتها مع الأسود.‬

Bir dişi kurt o çocuğu aldı

أخذت ذئب ذلك الطفل

Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.

‫تصعّب الأجواء المضيئة الصيد على اللبؤة.‬

Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.

‫يمكنها الرؤية...‬ ‫بينما الغوناق عمياء تقريبًا.‬

Dişi kaplumbağalar tam da bu anı bekler.

‫هذا ما كانت تنتظره إناث السلاحف.‬

Bu dişi ileride on metre büyüklüğü aşabilir.

‫هذه الأنثى تستطيع بلوغ طول‬ ‫يربو عن الـ10 أمتار.‬

Bir fil sürüsü, dişi liderlerinin öncülüğünde ilerlemekte.

‫يتحرك قطيع من الفيلة بقيادة الأم الحاكمة.‬

Ama dişi lider yakında su olduğunu biliyor.

‫لكن الأم تعلم أن الأسرة قريبة من الماء.‬

Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.

‫يكاد يبلغ أشد الإرهاق.‬ ‫لكنه يعلم أنها قريبة.‬

Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.

‫بعد طردها بيوضها،‬ ‫يطلق الذكور دفقات من الحيوانات المنوية.‬

Bu dişi, eşini de bu şekilde bulmuş olabilir.

‫وبها ستجد شريكها.‬

...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.

‫يمكن للأم الحاكمة التواصل مع القطيع‬ ‫في الجهة الأخرى من البلدة.‬

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

‫يمكن لكل أنثى إنجاب أكثر من 100 جرو.‬

Elbette, dişi yaban arısının yumurtalarını incir çiçeğinin içine bırakması,

بلا ريب فالتين يصبح تيناً

Dişi, düetine en iyi eşlik eden erkeği seçme eğiliminde.

الأنثى تميل لاختيار أفضل ذكر يغني معها ثنائياً

Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.

‫لبؤة وجماعتها المكونة من 13 فردًا‬ ‫قد خرجت للصيد.‬

Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.

‫نجاة هذه الجماعة الشابة‬ ‫تعتمد على قيادة لبؤتها.‬

Kendi acemi sürüsünün yarattığı kargaşa dişi için avantaja dönüşüyor.

‫تستغل الفوضى‬ ‫الناتجة من الجماعة الهاوية لمصلحتها.‬

Dişi, zehirli dişini bir geçirdi mi yolun sonu gözükür.

‫عضّة واحدة من تلك الأنياب‬ ‫كفيلة بإنهاء الأمر.‬

Ev kedisi büyüklüğündeki dişi kolugo doyurucu bir yemek olacaktır.

‫حجمها كقطة منزلية،‬ ‫ستكون وجبة جيدة.‬

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

‫قريبًا، ستخسر اللبؤة الأفضلية‬ ‫التي وفّرتها لها الليالي الظلماء.‬

Işıkları, zemindeki kanatsız dişilere işaret göndermektedir. Dişi, pirinç tanesi kadardır.

‫ضوؤها إشارة‬ ‫لليراعات الإناث عديمة الأجنحة على الأرض.‬ ‫إنها بحجم حبة أرز.‬

Hâlâ yavrularını emziren ve kendi iştahı da epey açık olan dişi...

‫أثناء رعاية صغيرها‬ ‫واستبداد الجوع بها،‬

Ki bunlar saç kılı, tırnak örnekleri, süt dişi ve DNA içermektedir.

والتي تشمل عينات من الشعر، أضافر، أسنان لبنية وحمض نووي

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

‫باستمرار خفوت ضوء القمر،‬ ‫عليها الاستفادة إلى أقصى قدر‬ ‫من أحلك الليالي.‬

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.

‫يكشف التصوير الحراري خطة مميزة.‬ ‫تفصل اللبؤة نفسها عن الجماعة غير المنظمة.‬

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

‫يراعة الحبار هذه‬ ‫تهاجر لمئات الأمتار من الهاوية.‬

...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.

‫من السهل ألا ترى اقتراب عدوها منها.‬ ‫قد تكون هذه أفضل فرصة للبؤة.‬

Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.

‫وزنها أكبر منه بـ20 بالمئة،‬ ‫لذا يستهلك تثبيتها كل قواه.‬