Translation of "Belki" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Belki" in a sentence and their arabic translations:

Belki gibi, sadece belki,

أقول ربما، فقط ربما.

- Belki de hastaydı.
- Belki rahatsızdı.

ربّما كان مريضا.

Belki sizi,

لربما سيسألونني عنكم،

Belki bazen.

أحيانا في بعض الأوقات.

Belki evlenmemeliydik.

ربما لم يكن علينا الزواج.

- Belki de öldü.
- Belki de ölmüştür.

ربما يكون قد مات.

belki elli, belki yüz yıl sonra çocuklar

ففي خلال خمسين سنة، مائة سنة،

Belki hayatınızda, dünyanızın

ربما كانت هناك لحظة في حياتكم

belki de uykuyu

ربما يجب أن تفكر في النوم

Belki de değil.

‫ربما لا.‬

Belki de almazsınız.

ربما لا.

Belki şöyle diyorsunuz,

وربما تفكر،

Belki televizyonu kapatmalısın.

لربّما عليك إطفاء التلفاز.

Belki yanlış anladın.

لعلك أسأت الفهم.

Belki de haklısınız.

- ربما أنت محق.
- لربما كنت محقاً.

Belki hava güzeldir.

لعلّ الجوّ جميل.

Belki de Fadıl'dır.

ربّما هذا فاضل.

Ve belki, belki bu çocuk daha önce sizdiniz.

وربما كان أحد منا في موقف مشابه لهذا الطفل من قبل.

Belki ara vermeniz gerekiyordur.

ربما ستحتاجون أن تبتعدوا عنها قليلًا.

belki bir araya koymaya.

ربما وضعها معاً...

Belki de beni anlayabilirsiniz.

فربما بإمكانكم سماعي.

Yarısını bırakmış. Belki beğenmemiştir.

يترك نصفها ممتلئاً. ربما لا يحبّها.

Belki bir ateş yakabiliriz

‫ربما يمكننا إشعال نار صغيرة هنا،‬

Belki bir leş falandır.

‫ربما جثة أو شيء من هذا القبيل.‬

belki de bir engel.

وقد يكون ذلك عائقًا.

belki de bir anı

ربما لحظة

belki de seçimleri kaybedecek

ربما سيخسر الانتخابات

Belki yarın kar yağacak.

- من الممكن أن تثلج غداً.
- لربما تساقط الثلج غداً.

Belki Tom seni seviyor.

ربما توم يحبك.

Sanırım belki yardım edebilirim.

أظن أنه يمكنني أن أساعد.

Belki de o doğrudur.

- لعل ذلك صحيح.
- ربما يكون ذلك صحيحا.

Belki Tom'u bizimle götürmeliyiz.

ربما علينا جلب توم معنا.

Belki o yarın gelecek.

لربما جاءت غداً.

Belki bir seçeneğim yok.

أعتقد أنه لا خيار لي.

Belki de kavga etmişlerdir.

ربّما تشاجرا.

Belki bir gün anlayacaksın.

ربما ستفهم يومًا ما.

Belki de bizimle kalabilirsin.

بإمكانك ربّما أن تبق معنا.

Belki adil olmayan bir şekilde?

ربما ظلمًا؟

Ve belki, belli noktaya kadar

و ربما، لمجموعة معينة،

Belki de biliyor olmanız gerekiyor.

ربما كان عليك أن تعرف الإجابة.

"Sanırım belki de ikisi." derdiniz.

كنتم لتقولوا، "أعتقد ربّما أنّ كلاهما على حد سواء."

belki sekiz saniye bile yok.

للاستماع إلى الشخص الذي أمامي.

Belki, bir umut eşitlik sağlanabileceğini

بإمكانكم تصديقنا

Belki de öyle olduğunu düşündüm.

أو هذا ما ظننت.

Belki bir leş falan bulmuşlardır.

‫ربما جثة أو شيء من هذا القبيل.‬

Belki benim gibi sizlere de

ربما تربيتم، مثلي،

Hatta belki sağlık lensiyle bakmalıyız.

أو حتى بخضوعه إلى نظرة طبية.

belki de işimizi kaybetmemek için.

أو حتى للحفاظ على وظائفنا.

"belki sana bir şarkı söyleyerek"

ربما سأستطيع مساعدتك وأغني لك أغنية،

belki de ondan cesaret aldı

ربما تطلب منه الشجاعة

belki de oynarım neden olmasın

ربما ألعب لماذا لا

belki de hala yeriz. Denemedim

ربما ما زلنا نأكل. أنا المحاكمة

Veya belki de bunu düşünüyordur

أو ربما يعتقد ذلك

belki de anlatılmak istenen şey

ربما ما يجب شرحه

Belki bizimle gelsen iyi olur.

ربما من الأفضل أن تأتي معنا.

Belki kitaplarımın nerede olduğunu biliyorsun.

ربما أنت تعلم أين هي كتبي.

Belki Tom bir şey biliyordur.

ربما توم يعرف شيئاً.

Belki Tom bir şey gördü.

ربما توم رأى شيئاً.

Belki seni unutsam iyi olur.

ربما لكان من الأفضل لو كنت قد نسيتك.

Belki de sorun sensin, Tom.

ربما أنت المشكلة يا توم!

Belki ben bunun gerisinde kalabilirim.

ربما أستطيع دعم هذا.

Belki de senin söylediklerin doğrudur.

من الممكن أن يكون ما تقوله صحيح.

Belki bundan bir ders çıkarırsın.

ربّما ستتعلّم درسا من ذلك.

Belki de Fadıl'la kavga etmişti.

ربّما تشاجرت مع فاضل.

Belki de onu unutmamız gerek.

ربّما ينبغي أن ننسى الأمر.

Strese belki üzüntüye kapıldıysanız elinizi kaldırın.

بيوم سبب لكم الإحساس بالتوتر والقلق.

Belki de beklediğimiz kestirme yol burasıdır.

‫ربما يكون الطريق المختصر‬ ‫الذي كنا نرجوه.‬

Belki de bana bir şans vereceklerdi.

وربما يعطونني فرصة.

Ay'ı açıklamanın yolu belki de buydu.

ربما هذا هو السبيل لتفسير نشأة القمر.

Bunu anlatırsan belki bana farklı davranırlar."

فربما ستتغير معاملتهم لي."

Belki bu beni biraz taraflı yapıyor

ربما هذا ما يجعلني منحازا قليلاً

belki yeni ilaçlar, yepyeni ulaşım araçları

ربما أدوية جديدة، أو وسائل مواصلات جديدة،

Veya belki de girişteki ışık anahtarı

أو ربما مفتاح الضوء في غرفة جلوسكم

Belki de pek çok gezegenin kaderinde

لكن ربما هذا قدَر العديد من الكواكب

Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.

حسنًا، ربما كان تنظيف المحيط عديم الجدوى.

Belki de orangutanlar sandığımızdan daha gececidir.

‫ربما قردة إنسان الغاب‬ ‫مخلوقات ليلية أكثر مما نعتقد.‬

Havalimanı. Belki bunu tekrar denemeniz gerek.

‫المطار.‬ ‫ربما يحسن بك أن تكرر المحاولة.‬

Belki de WWE tecrübem ideal değildi.

ربما لم تكن تجربتي مع (الدبليو دبليو إي) مثالية.

Yeni nesil belki bunların hiçbirini bilmiyor

ربما لا يعرف الجيل الجديد أيًا من هؤلاء

Beli 300 belki 500 belkide 1000

الخصر 300 ربما 500 ربما 1000

Belki de kendi zamanına geri dönüyor

ربما يعود إلى وقته

belki Asma o popüler kuvöz arasında

اوساط الموالين للنظام السوري لكن الضربة الاولى اتت لاسماء في

Belki o iyi bir öğretmen olacak.

لربما أصبح معلماً ماهراً.

Belki bir Fransız yemeğini tercih ederdiniz.

ربما، كنت لتفضل طبقًا فرنسيا.

Ve sonunda, belki de önemli değil.

وفي النهاية ، ربما لا يهم.

Belki de Tom'u partiye davet etmemeliyim.

ربما علي أن لا أدعوا توم إلى الحفلة.

Belki Tom'u nerede bulabileceğimi bana söyleyebilirsin.

- ربّما تخبرني عن مكانٍ أجد فيه توم.
- ربّما تخبرينني عن مكانٍ أجد فيه توم.

Üzgünüm beyler. Belki bir dahaki sefere.

آسف يا رفاق. ربّما في المرّة القادمة.

Belki bana onun nerede olduğunu söyleyebilirsin.

- ربّما يمكنك أن تخبرني أين هي.
- ربّما بإمكانك أن تخبرني عن مكان وجودها.

Belki de özel olarak konuşmak istiyorsun.

- أتريد التّحدّث على انفراد؟
- ربّما تريد التّحدّث على انفراد.

Belki de onu şimdi yapman gerekir.

ربما يجب ان تفعل ذلك الآن.

çünkü belki bilirsiniz, duygusal açıdan değişken biriyim.

لأنه كما تعلمون أنا غير مستقر عاطفيًا.

Ya da belki, bu bir illüzyon mu?

أو ربما هذا وهم؟

Altı veya yediden sonra, "Belki de olmuyor."

بعد 6 أو7 سأكون: "ربما لا!"

Belki de tüm kıtaları gezmeyi hayal etmiştiniz.

ربما حلمت بالسفر لكل قارة.

Ama belki de ''kalbi kırık'' dediğimiz zaman

هناك طريقة أفضل، على الأرجح،

üç, dört, belki beş yıl çok çalıştık,

درسناها بكد لثلاث، أربع أو خمس سنوات،

Belki neden harekete geçmek için zaman varken

ربما سيسألون لماذا لم تقوموا بفعل شيء

Belki de tasması bir kayaya falan takılmıştır.

‫ربما علق الطوق‬ ‫في صخرة أو ما إلى ذلك.‬