Translation of "çalışmaya" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "çalışmaya" in a sentence and their arabic translations:

çalışmaya gelmişlerdir

جاؤوا للعمل

çalışmaya sarılın,

الزموا العمل،

çalışmaya yeni başlamıştım.

عندما ضربت زلازل كرايست تشيرش.

Dolayısıyla çalışmaya başladık.

وقد بدأنا العمل.

Çalışmaya devam edin.

واصِل العمل.

Priya ile çalışmaya başladığımda,

حين بدأت العمل مع "بريا"،

çalışmaya daha yeni başlamıştım

في جامعة جونز هوبكنز.

Onlar derhal çalışmaya başladılar.

بدأوا العمل على الفور.

Seninle çalışmaya can atıyorum.

أنا أتتطلع لأعمل معك.

O çalışmaya devam etti.

- استمرت في العمل.
- بقيت تعمل.

Ben çalışmaya devam ettim.

تابعت العمل.

Küçük bir atolyede çalışmaya başladı

بدأت العمل في ورشة صغيرة

İngilizce çalışmaya ne zaman başladınız?

متى بدأتَ دراسة اللغة الانجليزية؟

Ben Korece çalışmaya yeni başladım.

قد بدأت لتوّي بتعلّم الكوريّة.

O zaman muhtemelen jeoloji çalışmaya başlamalıyım.

ومن ثمّ، ينبغي أن أبدأ دراسة الجيولوجيا.

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

حين بدأت العمل في البحث عن أصل القمر،

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

بدأ أبي بالعمل لدى خدمة السكك الحديدية العامة.

Pazar günü çalışmaya ihtiyacın var mı?

هل عليك أن تعمل يوم الأحد؟

Neden bu klinik için çalışmaya gelmiyorsun?

لماذا لا تأتي كي تعمل في هذه العيادة؟

Dania bir striptiz kulübünde çalışmaya başladı.

بدأت دانيا تعمل في نادٍ للتّعرّي.

Sevdiğimiz şeyleri yapmaktan çok çalışmaya zaman harcarız.

نمضي وقتًا أطول بالعمل عن ذلك الذي نخصصه لأحبائنا.

Sara ile ilk çalışmaya başladığımda, çok zordu.

حين بدأت العمل مع سارة، كان صعبًا جدًا.

Yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

والنظر إلى أعمالكم من وجهة نظر القارئ.

Şimdi şu enkazı bulmaya çalışmaya devam edeceğiz.

‫الآن سنعود لمحاولة العثور على ذلك الحطام.‬

Daha sonrasında babasının emlak firmasında çalışmaya başlıyor

ثم يبدأ العمل في شركة عقارات والده

- Onun çalışmasına gerek yok.
- Çalışmaya ihtiyacı yok.

إنها لا تحتاج إلى أن تعمل.

- Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.

لن تستطيع أي من أجهزة الحاسوب الاستمرار في العمل مع بطاقة محروقة.

Uzun zaman önce 70'lerde çalışmaya başladığında insanların

عندما بدأ دراسته منذ السبعينيات

Bazıları ben bu dünyaya çalışmaya mı geldim derken

يقول البعض جئت إلى هذا العالم للعمل

Ama bu kopukluk bir çalışmaya yılları adamaya vesile olur.

لكن هذا الإنفصال سيتطلب منك قضاء سنوات على دراسة ما

Sözleşmeyi imzalayarak, beş yıl daha kendimi orada çalışmaya adadım.

- بتوقيعي للعقد، ألزمت نفسي بالعمل هناك لخمس سنوات أخرى.
- بتوقيعي للعقد، عاهدت نفسي بالعمل هناك لخمس سنوات أخرى.

- Bu şekilde çalışmaya alışkın değilim.
- Bu tür işe alışkın değilim.

لست معتادا على هكذا عمل.

Tom'u Fransızca çalışmaya ikna etmeye çalışmak için daha fazla zaman harcamak istemedim.

لم أرغب ببذل مزيد من الوقت لإقناع توم بدراسة الفرنسية.

Tom'u daha çok çalışmaya teşvik etmek için en iyi yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?

ماذا تعتقد أفضل طريقة لتشجيع توم علىَ دراسة المزيد؟

Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

لكل شخص الحق في العمل، وله حرية اختياره بشروط عادلة مرضية كما أن له حق الحماية من البطالة.

- Bu araba ötekinden daha iyi bir performansa sahip.
- Bu araba ötekinden daha iyi bir çalışmaya sahip.

أداء هذه السيارة أفضل من تلك.