Translation of "Vendría" in Turkish

0.036 sec.

Examples of using "Vendría" in a sentence and their turkish translations:

Mike dijo que vendría.

Mike, geleceğini söyledi.

Pensé que vendría solo.

Onun yalnız geleceğini düşündüm.

Él dijo que vendría.

- O geleceğini söyledi.
- Geleceğini söyledi.

Me preguntó si ella vendría.

Bana onun gelip gelmediğini sordu.

Pensé que él no vendría.

Ben onun gelmeyeceğini düşündüm.

Dijo que vendría y vino.

Geleceğini söyledi ve geldi.

Pensé que él vendría pronto.

Onun yakında geleceğini sandım.

Ella me prometió que vendría.

O, bana geleceğine dair söz verdi.

Si él lo supiera, vendría.

Onu bilseydi, gelirdi.

Creí que Tom no vendría.

Tom'un gelmeyeceğini düşündüm.

No pensé que él vendría.

Onun geleceğini düşünmedim.

Yo pensé que él vendría.

Onun geleceğini düşündüm.

Pensaba que vendría con nosotros.

Bizimle geleceğini düşünüyordum.

Yo pensaba que él vendría.

Onun gelmesini umuyordum.

Me prometió que vendría temprano.

O bana erken geleceğine söz verdi.

- Asumimos que ella vendría con nosotros.
- Dimos por sentado que ella vendría con nosotros.

Biz onun bizimle geleceğine kesin gözüyle baktık.

Pero el verdadero éxito vendría aquí

ama asıl başarı burada gelecekti

Lo llamé para confirmar que vendría.

Geleceğinden emin olmak için onu aradım.

¿Dijo Tom cuándo vendría de visita?

Tom ne zaman ziyarete geleceğini söyledi mi?

Pensé que Tom vendría a recogerme.

Tom'un beni almaya geleceğini düşündüm.

Él me prometió que vendría aquí.

O, buraya gelmek için bana söz verdi.

Di por supuesto que ella vendría.

Onun geleceğine kesin gözüyle bakıyordum.

¿A qué horas dijo que vendría?

O, ne zaman geleceğini söyledi?

Prometió que vendría, pero no vino.

O, gelmek için söz verdi, ve gelmedi.

El chico dijo que vendría un lobo.

Çocuk bir kurtun geleceğini söyledi.

Tom le dijo a Mary que vendría.

Tom, Mary'nin geleceğini söyledi.

Aún tengo hambre. Me vendría bien una comida.

Hâlâ açım, bu yüzden bir öğün yemeliyim.

Él me prometió que vendría a las tres.

O saat üçte geleceğine bana söz verdi.

Ella me prometió que vendría a las tres.

O saat üçte geleceğine bana söz verdi.

Él me prometió que vendría a las cuatro.

O, bana dörtte geleceğine söz verdi.

Una cervecita sí que me vendría bien ahora.

Soğuk bi' bira olsa iyi giderdi.

Tom pensaba que Mary vendría a su fiesta.

Tom Mary'nin partisine geleceğini düşünüyordu.

¿Qué le hizo pensar que Tom no vendría?

Tom'un gelmeyeceğini sana ne düşündürdü?

Si yo fuera ella, vendría por aquí. ¡Está oscureciendo!

Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!

Definitivamente, me vendría bien un poco más de energía.

Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

Definitivamente, me vendría bien un poco más de energía

Kesinlikle daha fazla enerjiye ihtiyacım olduğunu hissediyorum.

Nunca imaginé que tanta gente vendría a mi fiesta.

- Partime o kadar çok kişinin geleceğini asla düşünmedim.
- Partime pek çok sayıda insan geleceğini asla hayal etmedim.

- Sabía que este momento llegaría.
- Sabía que este momento vendría.

Bu anın geleceğini biliyordum.

Él se equivocaba al pensar que ella vendría a verle.

O, onun geleceğini düşünmede yanılıyordu.

Tom llamó para decirle a Mary que vendría más tarde.

Tom geç kalacağını Mary'ye söylemek için aradı.

Si el trabajador no lo importara, nunca vendría a estos días

eğer işçi ithal etmeseydi bugünlere hiç gelemeyecekti

- Él me prometió que vendría temprano.
- Él me prometió venir temprano.

O, erken gelmek için bana söz verdi.

Si él supiera que estoy aquí, vendría en seguida adonde mí.

Burada olduğumu bilseydi, hemen yanıma gelirdi.

- Pensé que vendría a la iglesia con nosotros, pero decidió quedarse en casa.
- Pensaba que vendría a la iglesia con nosotros, pero decidió quedarse en casa.

Onun bizimle kiliseye geleceğini düşündüm ama o evde kalmaya karar verdi.

- Prometió que vendría, pero no vino.
- Él prometió venir, pero no lo hizo.

O gelmek için söz verdi, ama gelmedi.

Tom le dijo a su jefe que Mary no vendría a trabajar ese día.

Tom Patronuna Mary'nin o gün işe gelmeyeceğini söyledi.