Examples of using "Supiera" in a sentence and their turkish translations:
Keşke bilsem.
Yüzmeyi bilmek istiyorum.
Keşke onun nerede olduğunu bilsem!
Keşke Fransızca konuşabilsem.
Keşke bunu nasıl yapacağımı bilsem.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
- Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.
- Her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- O her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
Bilsem, size söylerim.
O, cevabı bilmiş olabilir.
Onu bilseydi, gelirdi.
Keşke şimdi cevabı bilsem!
Keşke senin gibi şarkı söyleyebilsem.
Gerçeği bilsem, sana söylerim.
Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.
O, sanki bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.
Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
Her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
Onun bundan haberdar olması imkansız.
Bilsem bile, sana söyleyemem.
Bilsem, size söylerim.
Bu resmi kimin yaptığını keşke bilsem.
O her şeyi biliyor gibi davranıyor.
Tom'un okuyabildiğini bilmiyordum.
Keşke nasıl daha fazla para kazanabileceğimi bilseydim.
Ken her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
Onun adresini bilsem, ona yazarım.
Betty sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
Dick sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
Sanki sırrı biliyormuş gibi konuşur.
Biz onun haberi olmadan onu geri almayı başardık.
Gerçeği bilse, bize söyler.
Gerçeği bilsem, sana söylerim.
Annemin bilmesini istemedim.
Keşke senin kadar iyi şarkı söyleyebilsem.
Tom, Mary'nin bilmesini istemiyordu.
Şifreni bilen başka biri var mıydı?
Telefon numarasını bilse, onu arayabilir.
Dünyadaki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
Keşke gerçekten Tom'un çantamı nereye koyduğunu bilsem.
"Tom buraya ne zaman varacak?" "Gerçekten bilmeyi isterim."
Tom'un bize ne olduğunu bilmesini istedim.
O, sanki onun hakkında bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.
Keşke senin konuştuğun kadar iyi Fransızca konuşabilsem.
Tom sadece bilmiyor gibi davranıyor.
Keşke Tom kadar iyi Fransızca konuşabilsem.
Tom nasıl yapacağını bilseydi zaten onu yapardı.
Neden oraya gittiğimi kimsenin bilmesini istemiyorum.
Neler olduğunu bilmiyormuş gibi davrandım.
Tom Mary'nin onun zengin olduğunu bilmesini istemiyordu.
Ama İspanyolca olarak, anlamadı yani...
Mary nasıl yüzeceğini bilse, o, plaja daha sık gider.
Sorunun cevabını bilsem sana söylerim.
Nasıl bilmem gerekiyordu?
Tom ondan nefret etmediğini Mary'nin bilmesini istiyordu.
ve Okuloma'nın da bilmediğimi bilmesini istemiyordum,
Mary nasıl yüzeceğini bilse, o, plaja daha sık gider.
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
Burada olduğumu bilseydi, hemen yanıma gelirdi.
Eğer gerçeği bilseydi, Tom'un eşi muhtemelen onu terk ederdi.
Tom Mary'nin ne olduğunu bilmemesine dayanamadı.
İnsanlar, yaşadığımız yer, sorunlarımız ve çabalarımız hakkında daha fazla bilgi edindikçe...
otuz sekizi 1980 yılına kadar elverişsiz hale gelebilir
Tom hiç kimsenin Mary ile çıktığını bilmesini istemiyordu.
Tom cevabı bilmiyormuş gibi davrandı.
Keşke yüzebilsem.
Tom gerçeği biliyordu ama onu bildiğini kimseye bildirmedi.
Keşke Tom kadar iyi Fransızca konuşabilsem.
Hannibal ordunun kendisine yaklaştığını, Servilius henüz Flaminius'un kaybettiğini öğrenmeden öncesinde biliyordu.
- Keşke ben de Susie kadar iyi piyano çalabilsem.
- Keşke Susie kadar iyi piyano çalabilsem.
Tom arkadaşlarından hiçbirinin onun bir uyuşturucu kaçakçısı olduğunu bilmesini istemiyordu.