Translation of "Trono" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Trono" in a sentence and their turkish translations:

Él heredará el trono.

O tahta çıkacak.

Pero muchos buscaron su trono.

Ancak çoğu onun tahtını aradı.

El príncipe alcanzó el trono.

Prens tahta geçti.

El sucesor al trono fue asesinado.

Tahtın varisi öldürüldü.

1066 puso su mirada en el trono inglés.

1066'da gözünü İngiliz tahtına dikti.

¿Cuál príncipe es el legítimo sucesor al trono?

Hangi prens tahtın meşru varisi?

El primogénito del rey es el heredero del trono.

Kralın en büyük oğlu tahtın varisidir.

El día que nació alguien, el día que él estaba en el trono

biri doğduğu gün biri tahta çıktığı gün

Uno de los reyes de Inglaterra abdicó al trono para casarse con una plebeya.

İngiltere krallarından biri, halktan biriyle evlenmek için tahttan çekildi.

Cuando él y sus seguidores regresaron al año siguiente para reclamar el trono, se encontraron

O ve takipçileri ertesi yıl tahtı geri almak için döndüklerinde,

Se confirma su derecho divino al trono la noche siguiente con un espectacular cometa en el cielo nocturno.

Ertesi akşam, tahtın ilahi hakkı, gece gökyüzünde muhteşem bir kuyruklu yıldız tarafından teyit edildiğini iddia eder.

Dios no es un ser limitado que se sienta solo en un trono de oro en las nubes. Dios es la conciencia pura y está dentro de todo. Entendiendo esta verdad, aprende a aceptar y amar a todos por igual.

Tanrı altın bir tahtta bulutların içinde yalnız oturan sınırlı bir kişi değildir. Tanrı her şeyin içinde yaşayan saf Bilinçtir. Bu gerçeği anlamak için, herkesi eşit kabul etmeyi ve sevmeyi öğrenin.