Examples of using "Puso" in a sentence and their turkish translations:
O bir şapka giydi.
O, prezervatif kullandı mı?
O bir şikayette bulundu.
Işık kırmızıya döndü.
Onun yüzü kızardı.
Tom cüppesini giydi.
O, ne zaman hastalandı?
O bunadı.
Tom birden öfkelendi.
Tom sinirli oldu.
Artık bu ciddi.
Çorap giydi.
Tom ciddileşti.
Tom çoraplarını giydi.
Javier kızardı.
Yağmur yağmaya başladı.
O tedirgin oldu.
Bu yüzden küçük bir fabrika kurdu
Tavuk beş yumurta yumurtladı.
O, temiz pantolon giydi.
O, kırmızı ceketi giydi.
O, kazağını giydi.
Tom bir tuzak kurdu.
Tom paltosunu giydi.
Tom gözlüklerini taktı.
Tom bir kravat taktı.
Tom ayakkabılarını giydi.
Tom gömleğini giydi.
Işık kırmızıya döndü.
O çok kötü oldu.
Şimdi o çıldırdı.
Bu beni çok üzdü.
Ekmek sertleşti.
Bu sadece çirkinleşti.
O, şapkasını taktı.
Öğretmen, onu yoklamada "yok" yazdı.
O, şapkasını giydi.
Tom ayakkabılarını giydi.
Tom zaten masayı hazırladı.
Tom bir ceket giydi.
Oyun heyecan verici oldu.
Tom koşmaya başladı.
Tom öksürmeye başladı.
Öfkelendi.
- Tom saklanmak için eğildi.
- Tom sakınmak için eğildi.
Beni birazcık üzdü.
Erkek kardeşim arsız oldu.
Ken elbiselerini giydi.
O üzgün bir ifade takındı.
O, tatilde hasta oldu.
O yine ağlamaya başladı.
Hemşire bana bir iğne yaptı.
Mary piyanosunu satışa çıkardı.
Haber onu çok üzdü.
Adam ayağa kalktı.
O onu kutunun içine koydu.
Çok çalıştı, ve hasta oldu.
O, parasını kutuya koydu.
O, fikirlerini uygulamaya koydu.
O evini satışa koydu.
Bu konuya çok önem verdi.
Tom arabaya benzin koydu.
O, bir melodiyi ıslıkla çalmaya başladı.
O, evini satışa koydu.
Bir yabancı benimle konuştu.
Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.
O, dışarı çıkar çıkmaz, yağmur yağmaya başladı.
Tom inanmadığını gözleriyle ifade etti.
Gözlerini çevirdi.
- Gözlerini döndürdü.
- Gözlerini çevirdi.
Birisi içkime bir şey koydu.
- Tom çantaya ne koydu?
- Tom torbaya ne koydu?
Doktor bana iğne yaptı.
O çarşafları yatağın üzerine koydu.
O, meme başlarını deldirdi.
Tom bazı giysiler giydi.
Sadece onu görmek beni gerdi.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Yer sarsılmaya başladı.
O, ona büyük bir gülücük verdi.
Tom masaya bazı çiçekler koydu.
Birdenbire çok mutlu oluverdi.
Tom biraz güneş losyonu sürdü.
O, dergisini masaya koydu.
Tom arabasını satışa koydu.
Anahtarı çantasına koydu.
Tom eski bir tişört giydi.
Dışarı çıkmadan önce paltosunu giydi.
Mary vazoya bazı çiçekler koydu ve sonra vazoyu masaya koydu.
- Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.