Examples of using "Sonríe" in a sentence and their turkish translations:
Gülümse.
Lütfen gülümse.
O her zaman bana gülümsüyor.
Tom hiç gülümsemez.
O, hep gülümser.
Tom gülümsemiyordu.
- Doraemon sık sık gülümser.
- Doraemon çoğunlukla gülümser.
O bana nazikçe güler.
Nancy nadiren gülümser.
Gülümse ve mutlu ol!
Şimdi gülümse, sonra ağlarsın!
Tom sık sık gülümser.
Onu her gördüğümde o gülümser.
- O artık bana gülümsemiyor.
- Artık bana gülümsemiyor.
Artık kimse gülecek gibi görünmüyor.
- Gülümse!
- Gülümseyin!
Ona ne zaman baksam gülümser.
Şans cesurdan yanadır.
Tom çok sık gülümsemez.
Onu her gördüğümde o gülümser.
Arkanı dön ve kamera için gülümse.
O neden artık bana gülümsemiyor?
Bu kız her zaman gülümsüyor, ama o mutlu değildir.
Tom her zaman gülümseyen bir tiptir.
Küçük kız, Emily'den başkasına asla gülümsemez.
Mutlu ol ve gülümse!
baktı ki herkes ona gülen adam diyor, oda gülen adam isminde bir film çekti