Examples of using "Menudo" in a sentence and their turkish translations:
Ben çoğunlukla yarı uykudayım.
Çoğunlukla,
Sık sık ağlar mısın?
Sık sık seyahat ederim.
Sık sık yüzer misin?
Ben sık sık bir şeyi berbat ederim.
Sık sık dışarıda yer misin?
- Doraemon sık sık gülümser.
- Doraemon çoğunlukla gülümser.
Ben sık sık efkarlanırım.
Ben sık sık oradaydım.
Biz sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.
Sık sık kötü rüyalar görürüm.
Onu sık sık görüyor musun?
Biz sık sık hatalar yaparız.
Ben sık sık soğuk algınlığına yakalanırım.
- Çoğu zaman televizyon izler.
- Sık sık televizyon izler.
Sık sık hata yaparım.
Tom sık sık gülümser.
Sıklıkla burada kahvaltı ederim.
Tom sık sık kazanır.
Sık sık buraya geliyorum.
Sık sık sinemaya giderim.
Bu ne güçlük!
Sık sık Shakespeare'den alıntılar yapar.
aynı yerde takılır kalırsın.
genellikle aynı özellikleri paylaştılar,
Hasta olduğumuz zaman
daha fazla insan bizi seçecektir.
Biz sık sık balığı çiğ yedik.
İsmini sık sık anardı.
- O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- Kahvaltısını sıklıkla orada eder.
- Kahvaltısını çoğu kez orada yapar.
Kız kardeşim sık sık ağlar.
Sık sık alışverişe gider misin?
O, sık sık aptalca sorular sorar.
Sık sık orada bulundum.
Sık sık sinemaya giderim.
Onun hakkında sık sık düşünürüm.
- Bunu daha sık yapmalıyız.
- Bunu daha sık yapmamız gerek.
Tom sık sık tek başına kahvaltı yer.
Sık sık müzikle çalışırım.
- Sık sık seni düşünüyorum.
- Seni sık sık düşünüyorum.
O sık sık gitar çalar.
Sık sık ağlar mısın?
Sık sık burada bulundum.
Biz sık sık satranç oynarız.
Ben sık sık onu görürüm.
- O, sık sık âşık olur.
- Sık sık âşık olur.
Sık sık hüzünlü müzik dinlerim.
Ben sık sık buradayım.
Ve kızılca kıyametin koptuğu an!
Ondan sık sık haber alır mısın?
Biz sık sık senin şarkı söylediğini duyarız.
Sık sık voleybol oynarım.
Onu çok sık ararım.
Tom sık sık kabus görür.
Tom sık sık filmler indirir.
Sık sık Boston'a gidiyor musun?
Ben çok sık bira içmem.
Ellerinizi sık sık yıkayın!
O sık sık okula geç gelir.
O sık sık yabani kaz kovalamaya gider.
Onunla sık sık tenis oynadım.
O sık sık okula geç gelir.
Bundan eminim çünkü öncesinde bu hep böyle oldu.
Ciddiye alınmamak artık hep karşıma çıkıyor.
Bazen kadın mücadelesine geç katılmış
Zenginler çoğu kez pintidirler.
O, sık sık işe geç kalır.
Ondan sık sık haber alıyor musun?
Pazar günü sık sık tenis oynarım.
Tom çoğunlukla derse gelmez.
O, sık sık okula gelmez.
Tom sık sık arabayı hızlı sürer.
Tom sık sık uykusunda konuşur.
Başın sık sık acır mı?
Onunla çok sık görüşmem.
Tom sık sık Mary ile konuşur.
Tom çok sık gülümsemez.
Burada ne sıklıkta yağmur yağar?
Tom sık sık başkalarına yardım eder.
O sık sık Milton'un sözlerinden alıntı yapar.
Bebekler çoğunlukla düşerler.
O sık sık okula gelmez.
O sık sık Shakespeare'den alıntı yapar.
Sık sık uçar mısın?