Translation of "Llora" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Llora" in a sentence and their turkish translations:

Léelo y llora.

Onu oku ve ağla.

Hasta el diablo llora.

Taş kalpliler bile gözyaşlarına boğulabilirler.

Ella llora sin parar.

O sürekli olarak ağlıyor.

Todo el mundo llora.

Herkes ağlar.

¡Sonríe ahora, llora después!

Şimdi gülümse, sonra ağlarsın!

Mi hermana llora a menudo.

Kız kardeşim sık sık ağlar.

Siempre llora cuando pica cebolla.

O, soğan doğrarken her zaman ağlar.

Siempre llora cuando está borracho.

İçince hep nara atar.

¿Por qué llora ese bebé?

O bebek neden ağlıyor?

Ya no llora el niño.

Bebek artık ağlamıyor.

¿Por qué llora el bebé?

Bebek niçin ağlıyor?

- Ella siempre llora cuando él se emborracha.
- Ella siempre llora cuando él está borracho.

O sarhoş olduğunda o her zaman ağlar.

Él llora casi todos los días.

O neredeyse her gün ağlıyor.

El que no llora no mama.

- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emeksiz yemek olmaz!
- Emek olmadan yemek olmaz.

El niño llora en vez de reír.

Çocuk gülmek yerine ağlar.

Se llora cuando se está muy triste.

Çok üzgün olduğumuz zaman ağlarız.

- Todos están llorando.
- Todo el mundo llora.

Herkes ağlıyor.

Llora: las lágrimas son los pétalos del corazón.

Ağla: gözyaşları kalbin yapraklarıdır.

Tom llora cada vez que oye esta canción.

Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.

- Si tienes ganas de llorar, llora.
- Si querés llorar, llorá.

Ağlamak istiyorsanız ağlayın.

La mujer llora antes del casamiento y el hombre después.

Kadın düğünden önce erkek düğünden sonra ağlar.

- El que no llora no mama.
- El éxito no se alcanza fácilmente.

- Başarı kolayca gelmiyor.
- emeksiz yemek olmaz.

- Lloramos cuando estamos muy tristes.
- Se llora cuando se está muy triste.

Çok üzgün olduğumuz zaman ağlarız.