Examples of using "Deseando" in a sentence and their turkish translations:
Seninle tanışmaya can atıyorum.
Biz size yardım etmek için istekliyiz.
O, gerçekten gitmek istiyor.
O seninle konuşmak için isteklidir.
Seni tekrar görmeye can atıyorum.
O, ünlü olmak için isteklidir.
O eve gitmeyi çok istiyordu.
Törene gitmek istiyorum.
Cevabını almayı dört gözle bekliyorum.
Yarını dört gözle bekliyorum.
Boston'a gitmeyi dört gözle bekliyorum.
Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.
O sizinle gitmeye isteklidir.
Ben kısa sürede sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.
Doğum günüme can atıyorum.
Seninle tekrar çalışmayı dört gözle bekliyorum.
Tom, seni tekrar görmeyi dört gözle bekliyor.
Noel için sabırsızlanıyorum.
Kısa sürede seninle görüşmeye can atıyoruz.
Tom'un sana göstermek için bekleyemediği bir şeyi var.
O, onunla zaman geçirmeye can atıyordu.
Yaz tatilini dört gözle bekliyorum.
Hafta sonu başlayana kadar bekleyemem.
- Ben onun için sabırsızlanıyorum.
- Ben ona can atıyorum.
- Ben onu dört gözle bekliyorum.
O, onunla birlikte yelkenli turuna gitmeye can atıyordu.
Tom, Mary'yi tekrar görmeye can atıyor.
Seni ve aileni görmeye can atıyorum.
Senin dans etmeni izlemeyi dört gözle bekliyorum.
O, onunla tenis oynamaya can atıyor.
Tom bu önümüzdeki hafta Mary'yi görmeye can atıyor.
Partiye can atıyorum.
Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.
- Konsere gitmeyi iple çekiyorum.
- Konsere gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
- Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.
O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu
Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum.
- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.
Somerset'teki küçük yazlıklarında hafta sonunu onunla geçirmeye can atıyordu.
Babamla birlikte ava gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
O, eve gitmeye istekli.
Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.