Examples of using "Revista" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir dergi okuyorum.
Bu dergiyi atma.
Ona bir dergi satın aldım.
- Bu dergiyi okumak ister misin?
- Bu dergiyi okumak istiyor musun?
Time dergin var mı?
Bu dergiyi alabilir miyim?
Dergi ile işin bitti mi?
Japonca derginiz var mı?
Ona bir dergi ödünç verdim.
Odamda bir dergim var.
Dergiye abone olmaya karar verdim.
O dergiyi nereden alabilirim?
O hep bir dergi okur.
Bana bu dergiyi aldığın için sana teşekkür ederim.
Onu bir dergide gördüm.
Yeni dergi ne zaman çıkacak?
Bu dergi, her ay yayınlanır.
Bu dergiyi kaç tane abonesi var?
İşte haftalık bir dergi.
Senin gözde dergin nedir?
"Cross Section" benim en sevdiğim dergimdi.
2005'de bir tıp dergisinde
Dergiyi okumaya dalmıştı.
- Bu son ayın dergisidir.
- Bu, geçen ayın dergisidir.
O, bu ayın dergisi.
Ben bir mağazadan bir dergi satın aldım.
Annem bir dergi okuyor.
Odamda bir dergi var.
O, dergiyi masaya koydu.
Dergiyi niçin okumadın?
İşte aradığın dergi.
O, dergisini masaya koydu.
Ben makaleyi magazin dergisinden kestim.
Aktris dergiye iftira davası açtı.
Time dergisinde bir muhabirdir.
Onun hikayesi bir dergide yayınlandı.
Yeni dergiyi çok ilginç buldum.
Bu bir gazete mi yoksa bir dergi mi?
Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi.
Bu dergiye iki yıldır aboneyim.
Beklerken, dergi okuyarak vakit geçirdi.
Dergi ayda iki kez basılır.
Bu dergiyi okuyamam. Kadınlar için.
O bir dergi okurken bir sandalyeye oturdu.
Dergi senatöre karşı birçok ciddi suçlama yaydı.
Divanda dergi okuyarak oturuyordu.
Yolculuğa çıkacağımda, çoğunlukla, yanıma bir dergi alırım.
Bir Japon dergin var mı?
1990 yılında İngiliz dergisi ''The Lancet''te yayımlandı.
Yayımlanmış mı, yayımlandığı dergi ne kadar titiz ve tutarlı?
Bu dergiyi atma. Ben henüz okumadım.
Kız kardeşim bir moda dergisinin abonesidir.
Aki Yerushalayim, Ladino dilinde yazılmış bir kültür dergisidir.
Ben son zamanlarda herhangi bir kitap veya dergi okumadım.
Ben "La Ondo de Esperanto" dergisini okumaktan hoşlanıyorum.
Tom dergiden Mary'nin resmini kesti.
Bu dergide Juliana giyme tarzından bahsediyor.
O, randevusunun çıkmasını beklerken bir dergi okumuştu.
Bu, sana bahsettiğim dergi.
Derginin son basımı gelecek pazartesi yayınlanacak.
Bu dergi Japonya'daki herhangi bir büyük şehirde mevcut.
Ben de dergideki şarkıcı hakkında okudum.
Ben genellikle "Veja" okurum ama geçen hafta başka bir dergi okudum.
Doktor Martin'in Amerikan Tıp Derneği'nin dergisinde yayımladığı makale.
Odamda bazı dergiler var.
Tom evrak çantasından bir dergi çıkardı ve onu okumaya başladı.
Dergi makalesi yenin değerinin yükseleceğini söyledi.
Dergi gezegendeki en iğrenç böcekleri araştırıyor.
Bu dergiye göre, Japonya'da ekonomik durum yıldan yıla gittikçe kötüleşiyor.
Bu kütüphanede hiç İngilizce dergi var mı?
Tom günün çoğunu yerel bir dergi için bir makale yazarak geçirdi.
- Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- Bu dergiye göre, benim sevdiğim sanatçı gelecek bahar bir jazz müzisyeni ile evlenecek.