Translation of "Pisar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Pisar" in a sentence and their turkish translations:

- Prohibido pisar el césped.
- No pise el pasto.

Çimlere basmayın.

Había un cartel que decía, "Prohibido pisar el césped."

"Çimlere basmayın" diyen bir tabela vardı.

Tom quiere ser la primera persona en pisar Marte.

Tom, Mars'a ayak basan ilk insan olmak istiyor.

Y Neil Armstrong se convirtió en la primera persona en pisar la Luna.

Ve Neil Armstrong Ay'a ilk ayak basan insan oldu

Me gusta ponerme mis botas de agua y pisar los charcos por la calle.

Yağmur çizmelerimi giymeyi ve sokaktaki su birikintilerinde tepinmeyiı severim.

La gente que camina en los arrecifes podría pisar uno que intenta esconderse de depredadores durante el día.

yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.