Translation of "Prohibido" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Prohibido" in a sentence and their turkish translations:

Prohibido pasar.

- Yaklaşmayın!
- Yaklaşma!

Prohibido nadar.

Yüzmek yasaktır.

¡Prohibido fumar!

Sigara içilmez!

Estrictamente prohibido.

Kesinlikle yasaktır.

Está prohibido.

Bu yasaklanmıştır.

Prohibido entrar.

Girmek yasaktır.

- Fumar está estrictamente prohibido.
- Está estrictamente prohibido fumar.

Sigara içmek kesinlikle yasaktır.

Está prohibido bailar.

Dans etmek yasak.

Fumar está estrictamente prohibido.

Sigara içmek kesinlikle yasaktır.

Aquí está prohibido fumar.

Burada sigara içmek yasak.

Está prohibido pescar aquí.

Burada balık tutmak yasaktır.

Está prohibido estacionar aquí.

Burada parketme yasaktır.

Está prohibido fumar aquí.

Burada sigara içmemelisin.

Está estrictamente prohibido fumar.

Sigara içmek kesinlikle yasaktır.

- Fumar está prohibido en el tren.
- Está prohibido fumar en el tren.

- Trende sigara içmek yasaklanmıştır.
- Trende sigara içmeye izin verilmez.

Tú tienes prohibido fumar aquí.

Burada sigara içemezsin.

Está prohibido sacar fotos acá.

Burada fotoğraf çekmek yasaktır.

Tengo prohibido usar este teléfono.

Bu telefonu kullanmam yasak.

Está estrictamente prohibido fumar aquí.

Burada sigara içmek kesinlikle yasaktır.

- Está prohibido cazar en los parques nacionales.
- Está prohibido cazar en parques nacionales.

Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.

- Está prohibido dar de comer a las palomas.
- Está prohibido alimentar a las palomas.

Güvercinleri beslemek yasaktır.

Está prohibido fumar en el trabajo.

Çalışırken sigara içmeye izin verilmez.

Está prohibido usar comercialmente esta información.

Bu bilgiyi ticari amaçlı kullanmak yasak.

- Apostar está prohibido.
- Apostar es ilegal.

Kumar yasa dışı.

En esta área está prohibido cazar.

Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.

Está prohibido hablar en la biblioteca.

Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.

Mendigar está prohibido por la ley.

Dilencilik kanunen yasaktır.

¿Está prohibido el autostop en Australia?

Avustralya'da otostop yasak mı?

Está prohibido nadar en este lago.

Bu gölde yüzmeye izin verilmez.

Está prohibido pescar en este río.

Bu nehirde balık tutmaya izin verilmez.

Está prohibido nadar en este río.

Bu nehirde yüzmeye izin verilmez.

¿Por qué está prohibido pescar aquí?

Neden burada balık tutmaya izin verilmez?

En esta zona está prohibido fumar.

Bu alanda sigara içmek yasaktır.

Aquí está prohibido malgastar el agua.

Burada suyu boşa harcamak yasal değildir.

Está prohibido cazar en parques nacionales.

Milli parklarda avlanmaya izin verilmez.

Está prohibido pescar en este lago.

Bu gölde balık tutmaya izin verilmez.

Está prohibido fumar en esta estación.

Bu tren istasyonunda sigara içmeye izin verilmez.

Pero hay una condición, está prohibido alejarse

ama bir şart var uzaklaşmak yasak

O está prohibido hacer una ceremonia similar

veya buna benzer tören yapmak haramdır

Este comportamiento está prohibido por el Islam

İslamiyet'e göre haram olan bu davranış

Las mujeres tienen prohibido salir de noche

kadınların gece sokağa çıkması yasaklanmıştır

Los menores tienen prohibido fumar por ley.

Yasayla küçüklerin sigara içmesi yasaklanmıştır.

Apague su cigarro. Está prohibido fumar aquí.

Sigaranızı söndürün. Burada sigara içmek yasaktır.

Está prohibido leer libros en esta biblioteca.

Bu kütüphanede okumak yasaktır.

Los empleados tienen prohibido ver las Olimpiadas.

Çalışanların Olimpiyatları izlemesi yasaktır.

Está prohibido leer libros en la librería.

Bu kitapçıda kitap okumak yasaktır.

Llorar ha sido prohibido desde aquella vez.

O zamandan beri ağlamak yasaklandı.

El aborto está prohibido en numerosos países.

Kürtaj birçok ülkede yasaktır.

Está prohibido fumar en el interior del cine.

Sinemada sigara içmeye izin verilmez.

- Prohibido pisar el césped.
- No pise el pasto.

Çimlere basmayın.

Está prohibido en la mayoría de los países.

Bu çoğu ülkede yasaklanmıştır.

Está prohibido fumar en los restaurantes de California.

Kaiforniyadaki restoranlarda sigara içmek yasaklanmıştır.

Mendigar en la calle está prohibido por ley.

Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır.

Ahora fumar está prohibido en todos los vuelos nacionales.

Sigara içmek artık tüm yerli uçak seferlerinde yasaklandı.

Había un cartel que decía, "Prohibido pisar el césped."

"Çimlere basmayın" diyen bir tabela vardı.

Fumar está prohibido en todas las salas del restaurante.

Sigara içmek, restoranın her bölümünde yasaktır.

Ahí no dice que está prohibido, sino que es obligatorio.

Onlar bunun orada yasak olduğunu söylemezler. Aslında onun zorunlu olduğunu söylerler.

No puedo sacarle una foto a este edificio. Está prohibido.

Bu binanın bir fotoğrafını çekemezsin.Yasak.

Técnicamente, morir está prohibido en la ciudad española de Lanjarón.

Teknik olarak konuşursak, ölüm, İspanyol kasabası Lanjarón'da yasaklanmıştır.

No dijo que estaba prohibido, no dijo que era gratis, dijo, ¡hazlo!

yasak demedi serbest de demedi üstü kapalı yahu yapın işte bir şeyler daha sonra bana getirmeyin dedi

En la Unión Europea está prohibido amputarle las garras a los gatos.

Avrupa birliğinde kedilerin pençesini sökmek yasaktır.

Los mormones han prohibido la poligamia pero algunos de ellos todavía la practican.

- Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.
- Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.

Sí, algunas compañías en los Estados Unidos han prohibido este programa para sus empleados.

evet Amerika'da bazı şirketler çalışanlarına bu programı yasakladı

- Apague su cigarro. Está prohibido fumar aquí.
- Apague su cigarrillo. No se permite fumar aquí.

Sigaranı söndür. Burada sigara içmeye izin verilmez.

Ellos sacrificaban el cerdo prohibido, y le daban muerte a todos los que se negaran a comer.

Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.

- Los visitantes no pueden alimentar a los animales.
- Está prohibido dar comida a los animales.
- Está prohibido dar de comer a los animales.
- No se puede dar de comer a los animales.
- Los visitantes no pueden dar de comer a los animales.

Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.