Examples of using "Perdone" in a sentence and their turkish translations:
Allah'ım affet beni!
- Beceriksizliğimi affedin.
- Sakarlığımı affet.
- Affedersiniz.
- Özür dilerim.
İzinsiz girdiğim için üzgünüm.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Aptalca soru için üzgünüm.
Yalvarırım affet beni.
Affedersiniz. Yumurtalar nerede?
Affedersiniz, pencereyi açabilir miyim?
Kusura bakmayın ama bozuk param yok.
Affedersiniz, bu kadın kim?
Affedersiniz, asansör nerede?
Tanrının beni affedeceğine dair dua ediyorum.
Affedersiniz, ama kütüphane nerede?
- Lütfen beni affet.
- Affedersiniz.
Affedersiniz, sizin adınızı yakalayamadım.
Affedersiniz fakat ben bunu ısmarlamadım.
Affedersiniz ama Central Park'a nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?
Sözünüzü kestiğim için bağışlayın.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Affedersiniz, ama bana istasyonun yolunu söyleyebilir misiniz?
Affedersiniz, çamaşır makinesini nasıl kullanacağımı bana gösterir misiniz?
Her zaman düşmanlarını affet. Hiçbir şey onları daha fazla rahatsız edemez.
Tom kendini Mary'ye affettirmek için ne söylemeli?
Affedersiniz! En yakın istasyona nasıl gidebilirim?
Affedersiniz ama bana istasyona giden yolu söyler misiniz?
Mary'ye kendini affettirmek için Tom ne söyleyeceğini biliyor.
Affedersiniz, ben kayboldum.
Affedersiniz, ama pencereyi açabilir miyim?
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bana istasyona giden yolu söyleyebilir misiniz?
Affedersiniz, hesabımdaki parayı çekebilir miyim acaba?
Yalvarırım beni affedin.
- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.
- Lütfen geç kalışımı bağışlayın.
- Lütfen geç geldiğim için beni bağışlayın.