Examples of using "Usted" in a sentence and their turkish translations:
Önce siz buyurun.
Aç mısınız?
Meşgul müsünüz?
Siz yiyorsunuz.
Buyurun.
Gitmeye hazır mısın?
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Aç mısın?
Bana yardımcı olabilir misiniz?
Kör müsün?
- Siz deli misiniz?
- Siz arkadaşlar deli misiniz?
Herhangi bir dine inanıyor musun?
Nerede yazıyorsunuz?
şaşıracaksınız
Beklemek ister misiniz?
Nasılsınız?
Bilgiçlik taslıyorsun.
Üzgün müsün?
Hiç bozuk paran var mı?
- Size telefon var.
- Telefona istendiniz.
Nasıl birisiniz?
Yine mi sen?
Sen dindar mısın?
Küstahsın.
Onunla oynamak ister misin?
Fransızca anlıyor musun?
Ne düşünüyorsun?
Sizin için bekleyeceğim.
Bira içer misiniz?
Sen eleştirildin.
Sen çift dilli misin?
Çok fazla şey biliyorsunuz.
Ne kadarına iddiaya giriyorsunuz?
Ahtapot yer misin?
Ne zaman geldiniz?
Boyunuz ne kadar?
Onları anlıyor gibi görünüyorsun.
Sen Macar mısın?
Onu tanımalısın.
Rusça biliyor musunuz?
İngilizce konuşur musunuz?
Çince konuşur musunuz?
Esperanto konuşur musunuz?
Latince konuşur musunuz?
Katalanca konuşur musunuz?
Yorgun musunuz?
İtalyanca konuşur musunuz?
Haklısın.
Bir Japon vatandaşı mısınız?
Sen kimsin?
- Dileğin nedir?
- Ne istersin?
- Ne dilersin?
- Sigara içiyor musunuz?
- Sigara içiyor musun?
- Sigara kullanıyor musun?
- Sigara içer misiniz?
İspanyolca öğretiyor musun?
Almanca konuşur musunuz?
- Arapça öğretiyorsun.
- Arapça öğretiyorsunuz.
- Arapça öğretirsiniz.
- Arapça öğretirsin.
Girebilirsin.
Dolmalık biber yer misin?
Japon musunuz?
Fransızca konuşur musunuz?
- Deli misin?
- Delirdin mi sen?
- Bana yardım edebilir misin?
- Bana yardımcı olabilir misiniz?
O ata binme. O seni atacaktır.
Yüzüne gözüne bulaştırma.
Rahat mısın?
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
İspanyolca konuşabiliyor musun?
Sen kaybettin.
Siz yeni gelen öğretmen olmalısınız.
- Sen Tom değil misin?
- Siz Tom değil misiniz?
- Sen Tom olmayasın?
Sizinle konuşabilir miyim?
Konseri kaydettin mi?
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
Sen güvenilirsin.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
O sen misin?
Sizinle konuşmak istiyor.
Sizin için çalışıyoruz.
Telefonunuz var mı?
Sizinle dans edebilir miyim?
Anahtara ihtiyacın var mı?
Bir iş istiyor musunuz?
Takip ediliyorsunuz.
Sen burada yenisin.
Sen özel değilsin.
Onun nerede doğduğunu biliyor musun?
" Almanca biliyor musunuz? " "Hayır, bilmiyorum"
Pimi sökün.
Bir ana yemek olarak ne istersiniz?
Yarım tavuk ister misin?
Fikrinizi somut bir biçimde ifade edin.
Bu patatesleri kaynatın.
Emirlerimi yerine getir!
Paranın üstünü say.
Biletlerin var mı?
Yürüyüşe gidiyor musun?
Dürüstçe mi konuşuyorsun?