Translation of "Oficial" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Oficial" in a sentence and their turkish translations:

- Esto es oficial.
- Es oficial.

Bu, resmidir.

Está muerto. Es oficial.

O öldü. Bu resmi.

Soy oficial de policía.

Ben bir polis memuruyum.

Esta noticia es oficial.

Bu haber resmîdir.

Este es el sitio oficial.

Bu, resmi web sitesidir.

Insultado al oficial de la corte

mahkeme görevlisini aşağılamış

Un oficial francés recordó más tarde:

Bir Fransız subay daha sonra şunları hatırladı:

El comienzo oficial es el sábado.

Resmî açılış cumartesi günü.

El oficial alentó a sus hombres.

Polis memuru adamlarını teşvik etti.

Todavía soy tu oficial al mando.

Ben hâlâ senin komutanınım.

Tom fue mi oficial al mando.

Tom benim komuta subayımdı.

Este no es un asunto oficial.

Bu resmi bir konu değil.

El oficial de policía esposó al sospechoso.

Polis, şüpheliyi kelepçeledi.

¡El Esperanto, lengua oficial de Europa, ya!

Esperanto şimdi, Avrupa Birliği'nin resmî dili olmalı!

El oficial a cargo me dejó entrar.

Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.

Ella se enamoró de un joven oficial.

- Genç bir subaya aşık oldu.
- Genç bir memura aşık oldu.

Es el primer viaje oficial del ministro.

Bu, bakanın ilk resmi gezisi.

Hay 250 copias disponibles de nuestra tienda oficial.

Resmi dükkanımızdan 250 tane kopya temin edebilirsiniz.

El idioma oficial de Angola es el portugués.

Angola'nın resmi dili Portekizcedir.

¿Cómo llegaste a ser un oficial de policía?

Nasıl bir polis memuru oldun?

El tailandés es la lengua oficial en Tailandia.

Tayca, Tayland'ın resmî dilidir.

El tailandés es la lengua oficial de Tailandia.

Tayca Tayland'ın resmî dilidir.

El noruego es la lengua oficial de Noruega.

Norveççe Norveç'in resmî dilidir.

La lengua oficial de Granada es el inglés.

Grenada'nın resmi dili İngilizcedir.

El oficial al mando dijo que se quedarían.

Komutan kalacaklarını söyledi.

Donde Lannes demostró ser un oficial valiente y activo.

Doğu Pireneler cephesinde İspanyollarla savaşmak için gönderildi .

La lengua oficial de Israel es el hebreo moderno.

İsrail'in resmi dili Modern İbranicedir.

El español solía ser la lengua oficial de Filipinas.

İspanyolca eskiden Filipinler'in resmi diliydi.

Demostró ser un oficial de estado mayor talentoso y diligente.

Yetenekli ve gayretli bir kurmay subayı olduğunu kanıtladı.

El galés es un idioma oficial en Gales y Chubut.

Galce, Galler ve Chubut'ta resmi bir dildir.

El oficial ordenó a los soldados atacar la posición fortificada.

Subay askerlerin müstahkem pozisyonunda saldırması için emretti.

Nota que su oficial superior podría haber cometido un error crucial.

kıdemli subayının kritik bir hata yapmış olabileceğini fark ediyor.

Cada vez que un policía, médico o cualquier oficial del estado

Bir polis, doktor veya devlet memuru

El atrapador oficial de víboras busca a diario su peligroso botín:

resmi yılan yakalayıcısı, riskli bir ödül için her gün avlanıyor.

Enérgico y carismático, sus camaradas lo eligieron de inmediato como oficial.

Enerjik ve karizmatik, yoldaşları tarafından hemen subay seçildi.

Y Davout pronto demostró ser un oficial valiente, muy organizado y enérgico.

ve Davout çok geçmeden cesur, son derece örgütlü ve enerjik bir subay olduğunu kanıtladı.

Lo acompañó el coronel Henri Jomini, un oficial suizo y teórico militar.

İsviçreli bir subay ve askeri teorisyen olan Albay Henri Jomini ona eşlik etti.

Dan fue el primer oficial en llegar a la escena del crimen.

Dan olay yerine varan ilk polis memuruydu.

Y eso ayudó en gran medida a poner fin a la política oficial.

ve bu, resmi politikanın büyük ölçüde sone ermesini sağladı.

También se ganó elogios por intentar evitar que su oficial al mando, el

Ayrıca, komutanı General Dumouriez'in Avusturyalılara sığınmasını

La capital de España es Madrid y su idioma oficial es el español.

İspanya'nın başkenti Madrid'tir ve resmi dili İspanyolca'dır.

Maduro fijó la tasa oficial de cambio a 10 bolívares por dólar (USD)

Maduro; resmi döviz kurunu '1 Amerikan doları 10 bolivar'a eşit' olarak sabitledi

Tom sacó su licencia de conducir y se la entregó al oficial de Policía.

Tom ehliyetini çıkardı ve polis memuruna uzattı.

Cuando estalló la guerra, Ney fue nombrado oficial y asistente de campo del general Lamarche:

Savaş çıktığında, Ney subay oldu ve General Lamarche'a yardımcı oldu:

La confianza en sí mismo y el porte de Soult significaron que pronto fue nombrado oficial.

Soult'un kendine olan güveni ve tavrı, yakında bir subay olduğu anlamına geliyordu.

Ataviado como un oficial otomano de alto rango al frente de su séquito, Vlad se aproxima al

Karlı bir günde yüksek kademeli Osmanlı subayı olarak giyinmiş olan Vlad

El oficial le informó a Bob que su solicitud por un permiso de estacionamiento había sido rechazada.

Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.

El cristianismo vino a Armenia a comienzos del siglo primero, y se convirtió en religión oficial en el año 301.

Hristiyanlık Ermenistan'a birinci yüzyılın başında geldi ve 301 yılında resmi din oldu.