Translation of "Mueve" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Mueve" in a sentence and their turkish translations:

Él se mueve rápido.

O hızla hareket eder.

Luego se mueve al azar y se mueve dentro del sistema solar

daha sonrasında ise rastgele hareketler ederek güneş sisteminin içerisinde ilerliyor

Mi perro mueve la cola.

Benim köpek kuyruğunu sallıyor.

El auto se mueve rápido.

Araba hızlı hareket ediyor.

El dinero mueve el mundo.

- Dünyayı döndüren şey paradır.
- Dünyayı para döndürür.

El amor mueve el mundo.

- Dünyayı döndüren sevgidir.
- Dünyayı döndüren aşktır.

Que se mueve en la oscuridad.

Zifiri karanlıkta ava çıkmış.

- ¡Continúa!
- Mueve el culo.
- Apresúrese.
- Apúrese.

Acele et!

La fila se mueve muy despacio.

- Sıra çok yavaş ilerliyor.
- Kuyruk çok yavaş ilerliyor.

Vaya, esta cosa no se mueve.  ¡Cielos!

Tanrım, bu yerinden oynamak istemiyor. Tanrım!

Y miren. La llama también se mueve.

Bakın, alev de ona göre hareketleniyor.

Que mueve la humedad por la atmósfera.

bu da nemin atmosferde hareket etmesini sağlar.

Pero se mueve hasta metros de altura

fakat metrelerce yüksekliğe taşınıyor

La gente se mueve firmemente hacia espacios salvajes.

insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.

- Te toca a ti.
- Mueve tú.
- Mueves tú.

Hamleni yap.

Cuando el perro está alegre mueve la cola.

Köpek mutlu olduğunda kuyruğunu sallar.

- La tierra se mueve alrededor del sol.
- La Tierra orbita al Sol.
- La Tierra se mueve orbitando alrededor del Sol.

Dünya güneşin yörüngesinde döner.

Si viera el sol, sabría hacia dónde se mueve.

Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm

El aire que se mueve ahora en la nariz.

şu anda burun deliklerinizde gezinen hava.

Y de nuevo porque se mueve rápido y rápido

ve yine seri ve hızlı hareket ettiği için

Por favor, mueve esta piedra de aquí a allí.

Lütfen bu taşı buradan şuraya taşıyın.

- La fe mueve montañas.
- La fe puede mover montañas.

İnanç dağları taşıyabilir.

Y miren. La llama se mueve también. Una corriente. Claramente.

Bakın, ateş de ona göre hareketlendi. Kesinlikle bir hava akımı var.

- El dinero mueve el mundo.
- Poderoso caballero es Don Dinero.

- Para konuşur.
- Parası olan konuşur.

La Tierra se mueve en una órbita alrededor del Sol.

Dünya güneşin etrafında bir yörüngede hareket eder.

- Hazte a un lado.
- Deja sitio.
- Mueve el culo.
- Deja pasar.

Kenara çekil!

Y, a medida que la tecnología se mueve cada vez más rápido,

Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de

Y si la presa se mueve a la derecha de la libélula,

Eğer av yusufçuğun sağına doğru hareket ederse

Escipión se mueve al sur de nuevo, siendo atrapado a campo abierto.

Scipio açık alanda yakalanmak istemeyerek tekrardan güneye doğru hareket ediyor.

- La tierra se mueve alrededor del sol.
- La Tierra orbita al Sol.

Dünya, Güneş'in etrafında döner.

Cuando se trata de baile, nadie se mueve mejor que Michael Jackson.

Dans etmek söz konusu olduğunda hiç kimse Michael Jackson gibi hareket edemez.

Ahora la placa de Anatolia se mueve 2.5 cm anualmente hacia el oeste

şimdi Anadolu levhası batıya doğru yılda 2,5 cm ilerliyor

Conforme se mueve la columna, una niebla baja envuelve el lago y al valle.

Yürüyüş kolu ilerledikçe, hafif bir sis gölü ve vadiyi sarıyor.

Se mueve como una reina y muestra que tiene el ritmo en la sangre.

O bir kraliçe gibi hareket eder ve kanında ritmi olduğunu gösterir.

Luego él mueve su línea cerca de 1 km hacia los romanos que se aproximan.

Ardından ana hattını 1 kilometre kadar Romalılara yaklaştırıyor.

En una panorámica, la cámara se mueve tan rápido que la imagen se vuelve borrosa.

Yıldırım geçişinde, kamera çok hızlı hareket eder ve görüntü flulaşır.

- El dinero mueve el mundo.
- El dinero rige el mundo.
- El dinero gobierna el mundo.

Para dünyayı yönetir.

- La Tierra gira de oeste a este.
- La Tierra se mueve de oeste a este.

Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.

La placa africana, por otro lado, se mueve 1,5 cm al año hacia la dirección noroeste.

Afrika levhası ise kuzeybatı yönüne doğru yılda 1,5 cm ilerliyor

La diferencia entre cómo el aire se mueve en interiores, versus al aire libre es enorme.

Havanın içerideki ve dışarıdaki hareketinin arasında devasa bir fark var.

Así es como esta escena de "Snake Eyes" de 1998 se mueve de una sola toma

Böylelikle, 1998 yapımı 'Snake Eyes' filmindeki bu sahnede olduğu gibi, bir sahneden

3) Y tan pronto y descansen sus tropas él se mueve para asegurar la lealtad de las tribus gálicas.

3) Ve ordusu dinlenir dinlenmez, Galyalı birliklerin bağlılığını güvence altına almak.

Conforme la lucha se mueve al norte, los veloces hombres de caballería se enfrascan en ataques de golpe y carrera.

Muharebe kuzeye doğru ilerledikçe, hızlı süvari birlikleri vur kaç taktikleri uygulamaya başladılar.

- Mi papá no hace nada en casa.
- En casa, mi padre no mueve ni un dedo.
- En casa, mi padre no hace nada.

Babam evde hiçbir iş yapmaz.