Translation of "Fila" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Fila" in a sentence and their turkish translations:

- Ponte en la fila.
- Póngase en la fila.
- Pónganse en la fila.
- Ponte en fila.

Sıraya girin.

¿Para qué hacés fila?

- Niçin sıraya giriyorsun.
- Ne için sıraya giriyorsun?

Por favor, poneos en fila.

Lütfen art arda sıraya girin.

Ellos estaban parados en fila.

Onlar bir sırada duruyorlardı.

Formen fila para el almuerzo.

- Öğle yemeği için sıraya geç.
- Öğle yemeği için sıraya geçin.

Estoy esperando en la fila.

- Sırada bekliyorum.
- Kuyrukta bekliyorum.

Es el quinto de la fila.

O, kuyruktaki beşinci adam.

La fila se mueve muy despacio.

- Sıra çok yavaş ilerliyor.
- Kuyruk çok yavaş ilerliyor.

Ellos esperaron en fila el bus.

Onlar sırada otobüs beklediler.

Prefiero sentarme en la última fila.

Son sırada oturmayı tercih ederim.

Tengo algunas entradas para la fila 15.

15. sırada birkaç biletim var.

¿Dónde está el final de esta fila?

Bu sıranın sonu neresi?

Tom es la última persona de la fila.

Tom kuyruktaki son kişi.

Hicimos fila para conseguir las entradas para el concierto.

Biz konsere bilet almak için sıraya girdik.

Tom siempre se quiere sentar en la primera fila.

Tom her zaman ön sırada oturmak ister.

Una larga fila de camellos se trasladaba hacia el oeste.

Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu.

Le seguimos en fila india hasta llegar a la cabaña.

Kulübeye yetişinceye kadar onu tek sıra izledik.

Frente a la tienda había una larga fila de espera.

- Dükkanın önünde uzun bir kuyruk oluştu.
- Mağazanın önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu.

Una hermosa mujer estaba sentada una fila delante de mí.

Önümdeki bir sırada güzel bir kadın oturmuştu.

Todos cayendo en la fila como se indica por el holograma,

hologramın yönlendirmesiyle tek sıra hâlinde düşüyorlar,

Tom les dijo a los chicos que se pusieran en fila.

Tom çocuklara sıraya girmelerini söyledi.

Poníamos siete fichas en una fila, luego rodamos la pelota e intentamos derribarla

yedi tane kiremidi üst üste dizerdik sonra top yuvarlayıp yıkmaya çalışırdık

A Tom y Mary usualmente les gusta sentarse al frente de la fila.

Tom ve Mary genellikle ön sırada oturmaktan hoşlanırlar.

- Se paró al final de la fila.
- Se paró al final de la línea.

Sıranın sonunda durdu.

Tom pidió a Mary que mirara de conseguir asientos de primera fila para el concierto de Lady Gaga.

Tom Mary'den Lady Gaga konserinde ön sıra koltuklardan almanın bir yolunu bulmasını istedi.

El rey Olaf muere luchando en la primera fila y es derribado por una serie de golpes de lanza

Kral Olaf ön saflarda savaşırken öldürüldü ve bir dizi mızrak ve balta darbesiyle yere