Translation of "Sistema" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Sistema" in a sentence and their turkish translations:

- Nos encanta el sistema.
- Amamos el sistema.

Sistemi seviyoruz.

La ira afecta el sistema inmunológico, y el sistema cardiovascular.

Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.

Se eliminara del sistema?

sistemden çıkarılırsa nasıl olur?

Golpeando nuestro sistema educativo

eğitim sistemimize ket vurulması

Saldría del sistema solar

güneş sisteminin dışına kadar çıkacaktı

Fuera del sistema solar

güneş sisteminin dışarısına doğru

El sistema está podrido.

Sistem çok kötü.

El sistema está funcionando.

Sistem çalışıyor.

Un sistema subcortical profundo

derin bir sub kortikal sistem

Es un buen sistema.

Bu iyi bir sistem.

El sistema funcionaba bien.

Sistem iyi çalıştı.

Subsidió comida, mejoró el sistema educativo, construyó un sistema de salud envidiable

Gıdaya para yardımı yaptı, eğitimi geliştirdi sistem, kıskanılacak bir sağlık sistemi inşa etti

Si mi sistema inmunológico falla

Tutukluk yapan bağışıklık sistemim

Usa un sistema llamado CompStat.

CompStat denen bir sistem kullanıyor.

El sistema religioso dinero comerciante

ağalık sistemi başlık parası din tüccarları

Bueno, rodeando el sistema solar

peki, güneş sistemini çevreleyen

Rodeando completamente el sistema solar

güneş sistemini böyle tamamen çevreleyen

Porque el sistema se bloqueará!

çünkü sistem çökmüş olacak!

Finalmente comprendo el sistema óseo.

Sonunda iskelet sistemini anlıyorum.

Ellos suprimieron el viejo sistema.

- Eski sistemden kurtuldular.
- Eski sistemi kaldırdılar.

No es un sistema piramidal.

Bu bir piramit şeması değil.

El sistema está en mantenimiento.

Sistem bakım altında.

Es un sistema que funciona.

- Bu çalışan bir sistem.
- Bu çalışan bir sistemdir.

Este sistema tiene defectos obvios.

Sistemin belli eksiklikleri var.

El sistema es un fraude.

Sistem hileli.

Es un sistema muy peligroso.

Bu çok tehlikeli bir sistem.

Y anclando regiones del sistema respiratorio,

ve solunum sisteminin parçalarını yerine sabitleyip

Se necesitará un cambio de sistema

köklü bir sistematik değişime ve geleneksel olarak

Eran genes asociados al sistema inmunológico,

bağışıklık sisteminizle alakalı genler,

Pero, ¿cómo suena nuestro sistema solar?

Peki ya bizim güneş sistemimiz nasıl duyuluyor?

¿Cómo entra en el sistema solar?

güneş sisteminin içerisine nasıl geliyor

sistema de ventilación, temperatura y humedad

havalandırma, sıcaklık ve nem sistemi

Se está evaluando el sistema educativo.

Eğitim sistemi şu anda inceleme altında.

Este sistema de calefacción quema aceite.

Bu ısıtma sistemi petrol yakar.

Tenemos un buen sistema de calefacción.

İyi bir ısıtma sistemimiz var.

¿Cuál es tu sistema operativo favorito?

Favori işletim sistemin nedir?

Tom explicó como funcionaba el sistema.

Tom sistemin nasıl çalıştığını açıkladı.

Podemos crear un sistema de patentes moderno

21. yüzyılın gereklerini karşılayan

No hay un sistema de defensa pública,

Bir kamu avukatı sistemi yok

Y el sistema de casta en India.

kırabilmemiz için bir yol.

El sistema de China visto desde fuera,

Dışarıdan görüldüğü üzere Çin'in sistemi

Nuestro sistema podría permitir esto no invasivamente.

Bizim sistemimiz bunu cerrahi girişim olmadan yapabilir.

sistema de llanto derechos de las mujeres

ağalık sistemi kadın hakları

Había demasiados planetas en el sistema solar

güneş sistemi oluşurken çok fazla gezegen vardı

El sistema educativo necesita ser más flexible.

Eğitim sisteminin daha fazla esnek olması gerekir.

Detectamos un defecto importante en el sistema.

Biz sistemde büyük bir hata belirledik.

El sistema está funcionando muy bien ahora.

Sistem şimdi çok iyi çalışıyor.

Nuestro sistema educativo requiere ser seriamente reformado.

Eğitim sistemimizin ciddi şekilde yenilenmesi gerekiyor.

No encontré ningún dato en el sistema.

Sistemden herhangi bir veri bulmadım.

Desearía poder descifrar cómo derrotar al sistema.

Keşke sistemi nasıl kullanacağımı bilebilsem.

Hay un fallo en el sistema eléctrico.

Elektrik sisteminde bir arıza var.

Tom le explicó el sistema a Mary.

Tom sistemi Mary'ye açıkladı

En un sistema injusto. Y hay que reconocer

ve kabul etmeliyiz ki

Si eres tan infeliz con el sistema económico,

Madem ekonomik sistemden bu kadar rahatsızsın

Es el sistema de respaldo de la vida,

Sizin yaşam destek sisteminiz

Esta música proviene el propio sistema en sí.

bu müzik sistemin kendisinden geliyor.

Nuestro sistema puede ser extraordinario al encontrar sangre.

Sistemimiz kanı tespit etmede de olağanüstü olabilir.

Con nuestro sistema, pueden imaginar detectar cánceres temprano,

Yani bizim sistemimizle müdahele etmesi kolayken

He inventado un sistema que llamo el abstractómetro

Soyutluk-ölçer dediğim bir sistem oluşturdum

Para visitar cada sistema planetario en la galaxia.

galaksideki tüm gezegen sistemini ziyaret edebilir.

Y si esta nube cubre el sistema solar

ve bu bulut güneş sistemini kaplıyorsa

Puede empujar cometas al interior del sistema solar

kuyruklu yıldızları güneş sisteminin iç kısmına doğru itebiliyor

Pero ni Berthier ni su sistema eran perfectos:

Ancak ne Berthier ne de sistemi mükemmeldi:

Ya sabes, Google tiene un sistema operativo Android.

Hani Google'ın bir işletim sistemi varya Android.

Neptuno es el octavo planeta del sistema solar.

Neptün, güneş sisteminin sekizinci gezegenidir.

Puedes resolver esto como un sistema de ecuaciones.

Sen bunu bir denklemler sistemi olarak çözebilirsin.

Android es un sistema operativo desarrollado para celulares.

Android , telefonlar için tasarlanmış bir işletim sistemidir.

Linux es un sistema operativo gratis, deberías probarlo.

Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.

El sistema nervioso central consta de cuatro órganos.

Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.

Esta enfermedad afecta principalmente al sistema nervioso central.

Bu hastalık esas olarak merkezi sinir sistemini etkiler.

Diseñé un sistema de desplazamiento enganchado al garfio izquierdo

sol kancam için bir kayış sistemi tasarladım.

Y su relación con el sistema de derecho penal

ve ceza adalet sistemindeki ilişki,

La magia sucede aquí, en este sistema de cámaras.

Sihir burada, bu kamera sisteminde oluyor.

¿qué sistema de alcantarillado tendría la ciudad del futuro?

geleceğin şehirlerinde kanalizasyon sistemi nasıl?

De que nunca había pedido al sistema que cambiase.

ben hiçbir zaman sisteme değişmesini söylemiyordum.

Cuestionando la legitimidad de todo el sistema legal estadounidense.

bu da tüm Amerikan yargı sisteminin güvenilirliği hakkında şüphe uyandırıyor.

Y cómo funciona el sistema legal criminal en sí.

nasıl işlediğine dair fikirlerimizi ortaya çıkardı.

Cada uno es un sistema de apoyo vital independiente,

Bunların hepsi bağımsız yaşam destekleri

Esta vez el problema está en nuestro sistema judicial

davacı filminde ise bu sefer sorun bizim yargı sistemimizde dedi

Muchos países del mundo están utilizando este sistema ahora

dünyada da bir çok ülke şu anda bu sistemi kullanıyor

Y al mismo tiempo, el sistema puede manejar todo

ve aynı zamanda da sistem her şeyi kaldırabiliyor

Necesitas conocimiento técnico para entender cómo funciona este sistema.

Bu sistemin nasıl işlediğini anlamak için teknik bilgiye ihtiyacınız var.

Júpiter es el planeta más grande del sistema solar.

Jüpiter güneş sisteminde en büyük gezegendir.

Ningún sistema de seguridad es a prueba de fallos.

Hiçbir güvenlik sistemi güvenli değildir.

Tom ha desarrollado un nuevo sistema para aprender inglés.

Tom İngilizce öğrenme için yeni bir sistem geliştirdi.

Tomás instaló un sistema de alarmas en su casa.

Tom evinde bir alarm sistemi kurdu.

Los necesitamos en el sistema legislativo local, estatal y nacional,

Bunu yerel, eyalet ve ulusal yasama sistemimize dahil etmeliyiz

Sobre si el sistema que creamos para promover el progreso

gelişimi teşvik etmesi için kurduğumuz sistemin

Que a menudo nuestro sistema escolar perpetúa la brecha social.

ve çoğunlukla okul sistemimiz sosyal bölünmeyi sürdürüyor,

Abajo: la realidad del sistema de inmigración de EE. UU.

Aşağısı: ABD göçmenlik sistemi gerçekleri.

Así que en lo que respecta a tu sistema inmunitario,

Bu sebeple, bağışıklık sisteminize gelince,

El sistema de justicia criminal no va de proporcionar justicia,

belli insanların ve belli toplumların hakları korunurken

Basándose en un error de un sistema de reconocimiento facial.

ve yüz tanıma sistemindeki bir hata yüzünden banka soygunu ile suçlandı.

Decadencia del sistema de salud pública y falta de medicamentos,

halk sağlık hizmetlerinin gerilemesi,

Esto es todo lo que queda... ...del sistema de rieles.

El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.

No podía cambiar lo que el sistema creía sobre mí,

Ben bile sistemin benim hakkımda inandığı şeye inanırken

Mientras yo creía lo que el sistema creía sobre mí.

sistemin hakkımda düşündüğü şeyi değiştiremezdim.

Durante ese verano, cambiamos todos los cables del sistema eléctrico.

Ve o yaz tüm elektrik sistemini baştan döşedik.

Son soluciones dentro de un sistema de soluciones de reducción.

Bunlar Drowdown projesi içerisindeki çözümler.