Translation of "Matando" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Matando" in a sentence and their turkish translations:

Literalmente nos está matando.

Bizi kelimenin tam manasıyla öldürüyor.

Estoy matando el tiempo.

Zaman geçiriyorum.

Están matando al planeta.

Gezegeni öldürüyorlar.

La espalda me está matando.

Sırtım beni öldürüyor.

El secreto te está matando.

Sır seni öldürüyor.

Mis piernas me están matando.

Bacaklarım beni öldürüyor.

Estos zapatos me están matando.

Bu ayakkabılar beni öldürüyor.

Este trabajo me está matando.

Bu iş beni öldürüyor.

Este dolor me está matando.

Ağrı beni öldürüyor.

Solo está matando el tiempo.

O sadece zaman öldürüyor.

Entonces la soledad nos está matando

Yalnızlık bizi öldürüyor

Atacando y matando a miles a la vez

binlercesi aynı anda saldırıyor ve öldürüyor

Anglia y Northumbria y matando al Rey Ella.

Anglia ve Northumbria'yı kasıp kavurdu ve Kral Ella'yı öldürdü.

El volcán hizo erupción repentinamente, matando a muchas personas.

Volkan aniden fışkırdı, birçok kişiyi öldürdü.

Han estado matando a personas negras a través del Covid.

bütün yollarıyla hem görmekte hem yaşamaktayız.

¿Qué es lo que te está matando de la risa?

Seni bu kadar çok güldüren nedir?

- Sólo estoy pasando el rato.
- Sólo estoy matando el tiempo.

Sadece zaman öldürüyorum.

Una bomba de tiempo estalló en el aeropuerto matando a trece personas.

Havaalanında saatli bir bomba patladı, on üç kişi öldü.

En la Europa civilizada todavía se siguen torturando y matando toros por diversión.

Uygar Avrupa'da, boğalar eğlence için hala işkence edilip öldürülüyorlar.

"Un simple soldado raso es más feliz que yo", se quejó Berthier, "todo este trabajo me está matando".

"Basit bir özel benden daha mutludur," diye şikayet etti Berthier, "Tüm bu iş yüzünden ölüyorum."

El avión explotó y se hundió en el océano, matando a todas las personas que iban a bordo.

Uçak patladı ve okyanusa düştü ve uçaktaki herkes öldü.