Examples of using "Espalda" in a sentence and their turkish translations:
Arkamı kollayın.
- Onun sırtı bronzlaşıyordu.
- Onun sırtı bronzlaştı.
Sırtınızı dik tutun.
Sırtım hala ağrıyor.
- Sırtım hâlâ acıyor.
- Sırtım hala ağrıyor.
Sırtınızı açın.
Sırtım ağrıyor.
Sırt problemlerim var.
Sırtım ağrıyor.
Onun sırtına masaj yaptı.
Ben sana tekrar sırtımı dönmeyeceğim.
O beni sırtımdan bıçakladı!
Sırtım beni öldürüyor.
O, bana arkasını döndü.
- Sırtım hâlâ acıyor.
- Sırtım hala ağrıyor.
Lütfen sırtımı yıkayın.
Sırtımı düzeltemiyorum.
Mary sırtını bize döner.
Onun sırtı kaşınıyor.
Biri sırtıma tekme attı.
Sırtın hâlâ ağrıyor mu?
Ona arkanızı dönmeyin.
alıyorlar sırtlarına bitlerini devam
Sırtımda bir şeyin süründüğünü hissettim.
Birisi sırtıma vurdu.
Tom'un sırtı ağrıyor.
O bana sırtını döndü.
Sırtımdaki ağrı kötüleşiyor.
Ellerini sırtımdan çek.
Sırtımda bir ağrı hissediyorum.
Sırtımda biraz ağrım var.
Sırtım yumrularla dolu.
Sırtını Tom'a dönme.
O, onu sırtından bıçakladı.
Tom sırtında bir ağrı hissetti.
Kız adama sırtını döndü.
O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
O, sırtında bir bebek taşıdı.
O, sırtında bir çanta taşır.
Arkandayım.
Eğer hayat sırtını sana dönerse...
Tek başıma sırtıma masaj yapamam.
O, sırtında bir ağrı hissetti.
Ona sırtımı kaşıyıp kaşımayacağını sordum.
Ağır çantayı sırtımda taşıdım.
Bebeği sırtında taşıyordu.
Sırtımda kötü bir ağrı var.
Mary sırtını Tom'a döndü.
O beni arkadan bıçaklamaya çalıştı.
Tom, Mary'yi sırtından bıçakladı.
Tom, Mary'yi sırtında taşıdı.
Tom sırtından vuruldu.
Tom sırt ağrısından yakındı.
Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.
Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
O, eski geleneklere sırtını döndü.
Ben sadece sırtımı incittim.
Tom sırt ağrısından şikâyet ediyordu.
Bunlardan biri bana arkadan vurdu.
Tom arkasında bazı belgeler sakladı.
Tom tebriği hak ediyor.
Bize arkadan ateş de ettiler.
ve bir türlü geçmeyen sürekli bir sırt ağrısı başladı.
Bu yüzden onların tavsiyelerine sırtımı dönmeye karar verdim
Sosyoloğun sırtını kaşıma alışkanlığı var.
Anne hasta çocuğun sırtını ovaladı.
Sırtımdaki ağrıyla yaşamayı öğrendim.
O, adamı arkasından aşağılamaya başladı.
Tom, sırtında bir bıçakla öldü.
Baba, daha fazla yürüyemem. Beni omzuna bindirir misin?
Tom'a sırtımı çeviremem.
Tom artık Mary'ye sırt çeviremez.
Mary Tom'un onun sırtına güneş losyonu çalmasını istedi.
Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
O yıllardır sırt ağrısından sıkıntı çekiyor.
Muhtaç arkadaşlarına asla sırtını dönmez.
bazı tırtıllar yine bit gibi sırtında şekerli bir salgı üretiyor
Onun sırtını kaşıma ve tırnaklarını yeme alışkanlığı vardı.
Bütün gündür balık avlıyor olduğum için sırtım ağrıyor.
Sırt ağrısı ile yıllardır sorun yaşıyor.
Tebriklerimize rağmen, o kaşlarını çattı ve uzaklaştı.
Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.
Seç hiç sırtını Japonya'da yapılmış bir sırt kaşıyıcı ile kaşıdın mı?
Bu, elinin biri arkanda bağlıyken biriyle dövüşmek gibidir.
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
Bataklıktan hayatta kalan son filinin sırtında çıkıyor, büyük ihtimalle "Cesur Suriyeli"
Şu anda sırtımın ortası kaşınıyor ve ben oraya ulaşamıyorum. Arrgghh!
O bana arkadan saldırdı.
Bankalar güneşli günde sana şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu günde sırtlarını dönerler.