Translation of "Diferentes" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Diferentes" in a sentence and their turkish translations:

diferentes dosis y diferentes plazos,

test etme üzerinde çalışıyoruz,

Personas diferentes tienen ideas diferentes.

Farklı insanların farklı fikirleri vardır.

Flores diferentes tienen significados diferentes.

Farklı çiçeklerin farklı anlamları vardır.

Son diferentes.

Onlar farklı.

Tenemos diferentes hormonas, tenemos diferentes órganos sexuales,

Farklı hormonlarımız, farklı cinsel organlarımız

Los dados tienen diferentes diseños en diferentes culturas.

Zarlar farklı kültürlerde farklı şekillere sahiptir.

Hay diferentes teorías

Bu konuda farklı teoriler var,

Tenemos diferentes necesidades.

Bizim farklı ihtiyaçlarımız var.

De 60 nacionalidades diferentes.

1400 insanla çalıştık.

Quiere probar cosas diferentes.

farklı şeyler denemek istersin.

Todos eran completamente diferentes,

ve hepsi tamamen farklı olurdu,

Los hechos son diferentes.

Gerçekler aksi yönde.

Estas sillas son diferentes.

Bu sandalyeler farklı.

Estas corbatas son diferentes.

Bu kravatlar farklı.

Sé que somos diferentes.

Farklı olduğumuzu biliyorum.

Ellos tienen diferentes prioridades.

Onların farklı öncelikleri var.

Ellos eran tan diferentes.

Onlar çok farklıydılar.

Son diferentes para cada uno.

Bu bölgeler herkes için farklı.

Donde se reúnen diferentes generaciones

farklı jenerasyonlar bir araya gelir ki

Somos más parecidos que diferentes.

Farklı olduğumuzdan çok daha benzeriz.

Estaría en muchos lugares diferentes

Ben de çok farklı yerlerde olurdum

Tu hombre tiene diferentes cualidades

adamında değişik huyları var

Las cosas son diferentes ahora.

Artık işler farklı.

La tienda vende diferentes productos.

Dükkan farklı ürünler satmaktadır.

Tratamos de aprender cuatro idiomas diferentes,

Fakat biz dört farklı dil öğrenmeye çalıştık

Es decir, no vi cosas diferentes,

Diğer bir deyişle, farklı şeyler görmedim,

Los hombres tienen dos reacciones diferentes.

Erkekler şu iki tepkiden birini veriyor.

Aquí tenemos incluso tres rovers diferentes.

Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.

Versiones ligeramente diferentes de la misma

onun biraz daha farklı versiyonları

Los murciélagos tienen muchas características diferentes

yarasaların çok değişik huyları vardır

Hay muchas especies diferentes de hormigas

karıncaların yine bir çok farklı türü var

Hay muchas personas diferentes en Europa.

Avrupa'da bir sürü farklı insan var.

Estas toallas son de diferentes colores.

Bu havlular farklı renklerde.

Yo colecciono muñecas de diferentes países.

Farklı ülkelerden oyuncak bebekler toplarım.

Esta palabra significa varias cosas diferentes.

Bu kelime birkaç farklı şeyi ifade eder.

Siento que hablamos dos lenguas diferentes.

İki farklı dil konuştuğumuzu hissediyorum.

En Europa hay muchas personas diferentes.

Avrupa'da birçok farklı insanlar var.

China me causó muchas impresiones diferentes.

Çin bana birçok farklı izlenimler verir.

¿A cuántas escuelas diferentes has asistido?

Kaç tane farklı okula devam ettin?

Tom y Mary tienen diferentes gustos.

Tom ve Mary'nin farklı zevkleri var.

En nuestro cuerpo, afecta a diferentes funciones

uyku ve davranış biçimleri,

Los hombres y las mujeres son diferentes.

Erkekler ve kadınlar farklı.

La policía opera en muchos canales diferentes.

polislik bir çok farklı kanalın düzgün işlemesini sağlıyor.

Esta vez con varios objetos diferentes ocultos.

bu sefer farklı çeşitlerdeki birkaç gizli obje ile.

Cerca de 2000 variedades diferentes de ciruelas

yaklaşık iki bin çeşit erik

De lugares tan diferentes, es un milagro.

yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir.

Se tienen que calcular algunas cantidades diferentes.

biraz farklı hesaplar yapmak zorundasınız.

En resumen, no termina contando diferentes características

yani kısacası farklı özellikler saymakla bitmez

16 profesores negros o de diferentes razas,

on altı siyahi veya çok ırklı profesör,

Tus ideas son diferentes de las mías.

Senin fikirlerin benimkinden farklı.

Esta y esa son dos historias diferentes.

Bu ve şu iki farklı hikayedir.

Mamá y yo somos diferentes en todo.

Annem ve ben her yönümüzle farklıyız.

Capacidad y rendimiento son dos cosas diferentes.

Yetenek ve performans iki farklı şeydir.

Mis ideas son diferentes de las tuyas.

Benim fikirlerim seninkinden farklı.

Me gusta comer diferentes tipos de comida.

Farklı yiyecek türlerini yemekten hoşlanırım.

Tom y Mary viven en estados diferentes.

- Tom ve Mary farklı eyaletlerde yaşıyorlar.
- Tom ve Mary farklı devletlerde yaşıyorlar.

En mi país las costumbres son diferentes.

Benim ülkemdeki gelenekler farklıdır.

Puedo añadir muchas frases en diferentes idiomas.

Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.

Dibuja dos círculos concéntricos de diferentes diámetros.

Farklı çaplarda iki eş merkezli daire çizin.

Todos somos estúpidos, pero en diferentes campos.

Hepimiz aptalız, sadece farklı konularda.

Hay diferentes clases de formaciones de nubes.

Çeşitli bulut oluşum türleri vardır.

Una batidora te permite mezclar comidas diferentes.

Bir blender birlikte farklı gıdaların karışımı sağlar.

Sami tiene seis diferentes cuentas de Facebook.

Sami'nin altı farklı Facebook hesabı var.

Muy seguidamente tenemos representaciones de diferentes motivos combinados

Sıklıkla güdülerin kombinasyonları tasvir edilmiş.

Pudimos ver dónde se distribuyen las diferentes especies

Farklı türlerin nerede barındığını

Diversas neuronas codificaban diferentes partes de ese laberinto.

farklı beyin hücreleri labirentin farklı kısımlarını kodlardı.

Y muchos estamos trabajando en probar diferentes fórmulas,

Pek çoğumuz farklı formulleri, farklı dozajları ve farklı zamanlamaları

La IA puede aparecer de muchas maneras diferentes.

Yapay zekâ farklı şekillerde ortaya çıkabilir.

"Sé que nuestras situaciones son diferentes", me escribió,

"Durumlarımızın farklı olduğunu biliyorum," diye yazdı bana,

Hay más de 15 tipos diferentes de pasteles.

15 çeşitten fazla turta var.

El cocinero prepara platos diferentes todos los días.

Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

Leo cinco diferentes clases de revistas cada mes.

Her ay beş çeşit dergi okurum.

Estos dos pantalones están hechos con telas diferentes.

Bu iki pantolon farklı malzemelerden yapılmaktadır.

Y muy diferentes en nuestra mente más externa.

ve zihnimizin üst seviyelerinde çok çok farklıyız.

La lengua se puede usar de diferentes formas.

Dil farklı şekillerde kullanılabilir.

Los elefantes se dividen en 3 diferentes grupos.

Filler üç farklı türe ayrılır.

Tom y Mary tienen diferentes filosofías de vida.

- Tom ve Mary'nin hayat felsefeleri farklı.
- Tom ve Mary farklı hayat felsefelerine sahiptir.

Aunque se usan muchos tipos diferentes de lámparas LED,

Ve birçok farklı LED türü bulunmakta.

Simulaban lo que en realidad sucedería bajo diferentes escenarios

farklı senaryolarda ne olacağını gerçekten gösteriyorlardı,

Jugando diferentes clases de economía social una por una

farklı sosyal ekonomik sınıflarını teker teker oynuyordu

Nuestros entornos de vida son muy diferentes entre sí

yaşam ortamlarımız birbirinden çok farklı

Durante este tiempo participó en tantas obras diferentes que

Bu süre zarfında o kadar çok çeşitli çalışmalarda yer aldı ki

Los ricos son diferentes a ti y a mí.

Zengin, sen ve benden farklıdır.

Esta norma puede ser interpretada de dos formas diferentes.

- Bu kural iki farklı şekilde okunabilir.
- Bu kural iki farklı şekilde yorumlanabilir.

Somos tan parecidos y tan diferentes a la vez.

Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.

Los hombres no son tan diferentes de las mujeres.

- Erkekler kadınlardan çok farklı değiller.
- Erkekler kadınlardan o kadar farklı değiller.

La ley y la política son dos cosas diferentes.

Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.

¿Cuántos tipos diferentes de pizza hay en el menú?

Menüde kaç tane farklı pizza çeşidi var?

Son tan diferentes como el día y la noche.

Gece ve gündüz kadar farklılar.

El Cristianismo y el Islam son dos religiones diferentes.

Hıristiyanlık ve İslam, iki farklı dindir.

Los esquimales tienen 90 palabras diferentes para la nieve.

Eskimoların kar için doksan farklı kelimesi var.

Hay aproximadamente 80 diferentes clases de árboles de mangle.

Yaklaşık 80 farklı türde mangrov ağacı vardır.

- Cada vecindario es diferente.
- Todos los vecindarios son diferentes.

Her semt farklıdır.

Encontró que estas unidades, estas ocho unidades eran muy diferentes

Bu sekiz ekibin hataları konuşmak söz konusu olduğunda diğerlerine kıyasla

Digamos que les muestro videos de manos de diferentes colores

Diyelim ki size farklı renklerdeki eller ve bu farklı renklerdeki ellere batırılan

La escala y las circunstancias de nuestras situaciones serán diferentes,

Vaziyetlerimizin boyutu ve şartları farklı olacak

Lo que estoy tratando de describir son dos mentalidades diferentes.

Söylemeye çalıştığım şey iki tür zihniyet vardır.

Todas estas personas diferentes, conviviendo en armonía como una raza.

Tüm bu insanlar tek bir ırk gibi harmoni içinde birlikteler.