Translation of "Luchando" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Luchando" in a sentence and their turkish translations:

Sigue luchando.

Kavga etmeye devam edin.

- ¡Tenés que seguir luchando!
- ¡Tienes que seguir luchando!
- ¡Tienen que seguir luchando!

Kavga etmeye devam etmelisin.

Están luchando para la libertad.

Onlar özgürlük için mücadele veriyorlar.

Estamos luchando contra el tiempo.

Biz zamana karşı mücadele ediyoruz.

Están luchando hombro con hombro.

Onlar omuz omuza güreş tutuyorlar.

Le hice saber que estaba luchando.

tükeniyor olduğumu bilmesine izin verdim.

O está luchando con la depresión.

şu anda depresyonla mücadele eden kişiler var.

La gente estaba sufriendo y luchando,

İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu,

Ella está luchando por su vida.

Hayatı için savaşıyor.

E instó a Napoleón a seguir luchando.

ve Napolyon'u savaşmaya çağırdı.

Seguiré luchando hasta que alguien me venza.

Biri beni yenene kadar dövüşmeye devam edeceğim.

Ni siquiera sabemos para qué estamos luchando.

Ne için kavga ediyor olduğumuzu bilmiyoruz bile.

Tom murió luchando por lo que creía.

Tom inandığı şeyler için savaşırken öldü.

Él murió luchando en la Guerra de Vietnam.

Vietnam savaşında savaşırken öldü.

Japón sigue luchando para salir de la recesión.

Japonya durgunluktan kurtulmak için hala mücadele veriyor.

Seguro que tiene alguien cercano que sí está luchando.

ona yakın birinin bağımlı olma ihtimali var.

Estamos luchando una guerra con seres de otro mundo.

Biz başka bir dünyadan gelen yaratıklarla mücadele ediyoruz.

Aún seguimos sufriendo y luchando por nuestra libertad y humanidad.

acı çeken ve savaşan siyahi kitleler olarak görüyoruz.

- Ella no quería seguir luchando.
- Ella no quería pelear más.

Artık mücadele etmek istemiyordu.

Quería llegar a otros que también estuvieran luchando con la depresión.

Depresyonla mücadele eden diğer insanlara ulaşmak istiyordum.

Pienso en los alemanes y los rusos luchando contra los estadounidenses,

Amerikalılarla kavga eden Almanlar ve Rusları düşünüyorum.

Que la persona sentada a su lado esté luchando con una adicción,

bir bağımlılıkla boğuşuyor olma ihtimali var

Las tropas de Hannibal se encuentran luchando con fuertes tormentas de nieve.

Hannibal'in kuvvetleri kendilerini ağır tipilerle savaşır halde buldular.

Otros estábamos luchando por Francia, mientras tú bebías té en los jardines ingleses".

ben ve diğerleri Fransa için savaşıyorduk " diye bağırarak onunla yüzleşti .

Kerala por segundo año consecutivo está luchando contra las inundaciones en algunos distritos.

Kerala üst üste iki yıl, bazı bölgelerinde sel baskınları yaşadı.

Están luchando contra los rebeldes, llamados Houthis, que son un grupo proxy iraní.

Ki halihazırda İran destekli Hutilerle de çatışma halindeler.

La nación estaba amargamente dividida por la guerra de Vietnam, los afroamericanos seguían luchando

Ulus, Vietnam'daki savaş yüzünden acı bir şekilde bölünmüştü, Siyah Amerikalılar hala

Rusia se unió a la coalición de poderes Europeos luchando contra la Francia Revolucionaria.

Rusya avrupalı güçlerin İhtilal Fransasına karşı oluşturduğu koalisyona katılmıştır.

Suchet pasó a servir bajo Napoleón en su primera y brillante campaña en Italia, luchando

Suchet , Lodi, Castiglione ve Bassano'da

Durante la retirada posterior, Ney volvió a demostrar sus brillantes habilidades tácticas, luchando contra una

Sonraki geri çekilme sırasında Ney, Wellington'un birliklerini uzakta tutan bir dizi artçı koruma eylemiyle

Ney sirvió en los Países Bajos y en el Rin, luchando en Valmy, Jemappes y Neerwinden;

Ney Hollanda'da ve Ren Nehri'nde Valmy, Jemappes ve Neerwinden'de savaşarak görev yaptı;

En 1799 Soult se estableció como uno de los mejores comandantes de división de Francia, luchando

1799'da Soult , Zürih Muharebesi'nde Masséna'nın komutası altında

El rey Olaf muere luchando en la primera fila y es derribado por una serie de golpes de lanza

Kral Olaf ön saflarda savaşırken öldürüldü ve bir dizi mızrak ve balta darbesiyle yere

Al tanto de que los ejércitos de Mehmed están luchando en Anatolia, Vlad se prepara para incursionar en el territorio otomano.

Mehmed'in ordularının Anadolu'da savaş halinde olduğunu farkeden Vlad Osmanlı topraklarına yağmaya soyunur