Translation of "Llamadas" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Llamadas" in a sentence and their turkish translations:

Hice algunas llamadas.

Bazı aramalar yaptım.

Retenga mis llamadas.

Aramalarımı bekletin.

Quería hacer unas llamadas.

Birkaç telefon konuşması yapmak istedim.

Necesito hacer unas llamadas.

- Birkaç yere telefon etmem lâzım.
- Birkaç telefon görüşmesi yapmam gerekiyor.
- Birkaç arama yapmam lâzım.

Al dirigirse hacia sus llamadas.

Yerlerini seslerinden tespit ediyor.

Voy a hacer algunas llamadas.

Birkaç arama yapacağım.

Yo quería hacer algunas llamadas telefónicas.

Birkaç telefon görüşmesi yapmak istedim.

Tuve que hacer algunas llamadas telefónicas.

Bazı telefon görüşmeleri yapmak zorunda kaldım.

¿Ha habido algunas llamadas para mi?

Benim için herhangi bir arama oldu mu?

Tom no respondió a mis llamadas.

Tom çağrılarıma cevap vermedi.

He comenzado a ocultar mis llamadas.

Aramalarımı taramaya başladım.

Realicé varias llamadas telefónicas a la residencia del señor Yamada, pero nadie respondió las llamadas.

Birkaç defa Bay Yamada'nın evini aradım fakat hiç kimse telefona cevap vermedi.

Sabemos que estas llamadas marcan la diferencia.

Bu aramalar fark yaratacaktır.

E-mails, actividad en internet, llamadas telefónicas

E-postalar, internet aktivitesi, telefon görüşmeleri,

Podríamos construir grandes máquinas, llamadas árboles artificiales,

Havadaki karbondioksiti kazıyacak büyük makineler

Hoy hemos recibido un montón de llamadas.

Bugün bir sürü çağrı aldım.

Tom trabaja en un centro de llamadas.

Tom bir çağrı merkezinde çalışıyor.

Tengo un montón de llamadas que hacer.

Yapacak bir sürü çağrım var.

Y muy pronto, dejé de recibir llamadas telefónicas,

Ve çok geçmeden, telefonumun çalması durdu

Nos llamamos a nosotras, como queremos ser llamadas:

Kendimizi adlandırılmak istediğimiz gibi adlandırıyoruz:

Dificulta más seguir las llamadas de su madre.

Annelerinin sesini takip etmeleri zorlaşıyor.

Son llamadas de larga distancia en la oscuridad.

Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.

¿Por qué Tomás no me devuelve las llamadas?

Tom neden telefon aramalarıma geri dönmüyor?

Tom hace cerca de cincuenta llamadas al día.

Tom bir günde yaklaşık elli telefon konuşması yapar.

Hasta un macho solitario sigue las llamadas de la manada.

Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.

Me encontré con el tema de las llamadas "heridas crónicas".

kronik yara diye adlandırılan bir konuya rastladım.

En nuestra corta historia, hemos contestado a 1,5 millones de llamadas.

Kısa zamanımızda 1,5 milyon arama gerçekleştirdik.

Las llamadas de animales ocultos que se comunican en la oscuridad.

Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.

Aquí hay un ejemplo, solo un fragmento, de una de nuestras llamadas.

Aramalarımızdan küçük bir örnek.

El calamar luciérnaga genera su propia luz mediante células especiales llamadas fotóforos.

Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.

Mi jefe me regañó por hacer llamadas privadas desde el teléfono de la oficina.

Patronum ofis telefonundan özel görüşme yaptığım için beni azarladı.

La policía de Detroit tarda alrededor de 58 minutos en responder las llamadas al 911.

Detroit polisinin 911 aramalarını cevaplaması yaklaşık 58 dakika sürer.

Tom le pidió a Mary que no haga llamadas de larga distancia desde su teléfono.

Tom Mary'den telefonunda hiç şehirlerarası konuşma yapmamasını rica etti.

llamadas a la rendición y condujo a sus hombres en una asombrosa marcha forzada a través del territorio enemigo,

ve adamlarını , gece donmuş Dinyeper Nehri'ni geçerek, şahsen askerleri geri çekerek