Examples of using "Lástima" in a sentence and their turkish translations:
Çok kötü.
- Yazık.
- Ne yazık!
yazıklar olsun diyorum sadece
Ne ayıp!
Sevgi ile merhameti asla karıştırmayın.
Ne acı.
O ona acıdı.
Ne yazık ki o çok genç öldü.
- Bu çok kötü.
- Ne yazık!
- Vah vah!
- Ne yazık ki o gelemiyor.
- Ne yazık ki o gelemez!
Ve biliyor musun? Çok yazık... Uruguay'ı kaybediyor olmaları çok yazık.
Şansıma küseyim ki o peri hiç gelmedi
Onun için üzülmemek elimizde değildi.
- Gelememen çok kötü.
- Ne yazık, gelemiyorsun.
Onu bilmemen üzücü.
Onun için üzülmemek elinde değildi.
Tom, Mary için üzüldüğünü söyledi.
Tom, Mary'nin merhametini istemez.
yaralı ve güvensiz hissetmek yerine
Kız için üzülmemek elimde değil.
Bana kendini benim için üzgün hissettiğini söyleme.
Mary için üzülmemek Tom'un elinde değildi.
Ben onun hikayesini duyduğumda onun için üzüldüm.
Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.
Ne yazık, zayıflamaya ihtiyacım yok.
Ne yazık ki bizimle seyahat edemezsiniz.
Andrea'nın bunu erken bırakması ne ayıp.
Karının gelememesi berbat bir utanç.
Ne yazık ki Mary mizah duygusuna sahip değil.
Ne yazık! O iyi bir profesördü. Huzur içinde yatsın.
Onun partiye gelememesi çok kötü.
Sahibi tarafından kötü muameleye maruz kalan köpeği insan görünce yüreği burkuluyor.
Ne yazık ki gelemezsin.
- Bir bahçemin olmaması ne yazık.
- Ne yazık ki bir bahçem yok.
Piskopos terk edilen göçmenlere acıdı ve onlara yardım etti.
Ne yazık ki Tom gelemeyecek.