Translation of "Hoja" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Hoja" in a sentence and their turkish translations:

No hay vuelta de hoja.

Geriye dönüş yok.

Se está cayendo una hoja.

Bir yaprak düşüyor.

Dame una hoja en blanco.

Bana beyaz bir kağıt parçası ver.

La hoja estaba muy afilada.

Kılıç çok keskindi.

Dame una hoja de papel.

Bana bir kağıt verin.

Ya no hay vuelta de hoja.

Artık geriye dönüş yok.

¿Qué está escrito en esta hoja?

Bu levhada ne yazılıdır?

Plega la hoja por la mitad.

- Yaprağı yarıya katla.
- Yaprağı yarıya katlayın.

Arrancá una hoja de tu cuaderno.

Yazı defterinden bir sayfa kopar.

Deje usted esta hoja en blanco.

- Bu sayfayı boş bırak.
- Bu sayfayı boş bırakın.

¿Presentó usted su hoja de servicios?

Hizmet kaydını gösterdin mi?

¿Me daría una hoja de papel?

Bana bir kağıt verir misin?

Yo estaba temblando como una hoja.

Ben bir yaprak gibi titriyordum.

Copia esta hoja en tu libreta.

Bu sayfayı defterine geçir.

Escriba su nombre en esta hoja.

Bu kağıt parçasına adınızı yazın.

- Escribe tu nombre al final de la hoja.
- Escriba su nombre al final de la hoja.

Kağıdın alt kısmına adınızı yazın.

Tráigame una hoja de papel, por favor.

Lütfen bana bir kağıt getir.

Él le dio una hoja de papel.

Ona bir yaprak kağıt verdi.

¿Puedo escribir en esta hoja de papel?

Ben bu kağıt parçasına yazabilir miyim?

Una hoja seca se cayó al suelo.

Kuru bir yaprak yere düştü.

Ella me dio una hoja de papel.

Bana bir kâğıt yaprak verdi.

Para de escribir y entrega tu hoja.

Yazmayı bırak ve kağıdını teslim et.

Comprimió una hoja de papel en una bola.

Bir yaprak kağıdı ezerek top yaptı.

La hoja de mi cuchillo es muy afilada.

Benim bıçağın ağzı çok keskin.

Escribe en una hoja de papel tus objetivos.

Amaçlarını bir kağıt parçası üzerine yaz.

Él revisó su hoja de examen con atención.

O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.

Envolvé la masa en una hoja de banano.

Bir muz yaprağı ile pastayı sarın.

Y puede tomar hasta un mes procesar una sola hoja,

Tek bir yaprağın sindirimi bir ay sürebilir,

Cambia la forma de las células, y la hoja cae.

hücrelerin şeklini değiştirir ve yaprak düşer.

Y vamos a mirar qué pasa dentro de la hoja

ve bir sinek üzerine konduğunda yaprağın içerisinde

- ¡Coge un folio y escribe!
- ¡Agarrá un hoja y escribí!

Bir sayfa kağıt alın ve yazın!

- Un mapa vial, por favor.
- Una hoja de ruta, por favor.

Bir yol haritası alabilir miyim, lütfen?

El profesor escribió un pequeño comentario en la hoja de cada estudiante.

Öğretmen her öğrencinin kağıdına kısa bir yorum yazdı.

- Trazá una línea en el papel.
- Dibujad una línea en vuestra hoja.

Kağıdına bir çizgi çiz.

- Esta es una hoja de ruta.
- Esto es un mapa de carreteras.

Bu bir yol haritası.

- En otoño caen las hojas de los árboles.
- En otoño cae la hoja.

Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.

- ¿En qué hoja está usted?
- ¿En qué página estás?
- ¿Por qué página vas?

- Hangi sayfadasın?
- Kaçıncı sayfadasın?

Necesito un sobre, una hoja de papel, y un lápiz o un bolígrafo.

Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.

La naturaleza es el único libro que ofrece un gran contenido en cada hoja.

Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.

En una hoja separada, describan a su mejor amigo: edad, dónde vive, profesión, etc.

Ayrı ayrı sayfalara, en iyi arkadaşınızı anlatın; yaşı, nerede yaşadığı, işi gibi...

Los alimentos ricos en vitamina incluyen los vegetales de color verde oscuro, de hoja, alubias, frutos secos y los cereales integrales.

E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.