Translation of "Extranjero" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Extranjero" in a sentence and their turkish translations:

Tom era extranjero.

Tom bir yabancıydı.

Regresé del extranjero.

Yurt dışından döndüm.

Tom es extranjero.

Tom bir yabancı.

Soy un extranjero.

- Ben bir yabancıyım.
- Ben yabancıyım.
- Yabancıyım.

- Se fue al extranjero.
- Él se fue al extranjero.

O yurtdışına gitti.

- ¿Tienes previsto ir al extranjero?
- ¿Tienes pensado ir al extranjero?

Yurtdışına gitmeyi planlıyor musunuz?

- Nunca he viajado al extranjero.
- Nunca he ido al extranjero.

Hiç yurt dışına seyahat etmedim.

Estudio en el extranjero.

Yurt dışında öğrenim görüyorum.

Quiero ir al extranjero.

Ben yurtdışına gitmek istiyorum.

Un extranjero habló conmigo.

Bir yabancı benimle konuştu.

Se fue al extranjero.

O yurtdışına gitti.

¿Tienes algún libro extranjero?

Hiç yabancı kitaplarınız var mı?

Decidió irse al extranjero.

- O, yurt dışına gitmeye karar verdi.
- O, yurtdışına gitmeye karar verdi.

Me voy al extranjero.

Yurt dışına çıkıyorum.

¿Te gustaría ir al extranjero?

Yurt dışına gitmek ister misin?

¿Te gustaría viajar al extranjero?

Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?

Le gusta viajar al extranjero.

O yurt dışında seyahat etmeyi sever.

Quiero estudiar en el extranjero.

Yurt dışında eğitim yapmak istiyorum.

Nunca confíes en un extranjero.

Bir yabancıya asla güvenme.

Decidí estudiar en el extranjero.

Ben yurt dışında öğrenim görmeye karar verdim.

Ken decidió ir al extranjero.

- Ken yurtdışına gitmeye karar verdi.
- Ken yurt dışına gitmeye karar verdi.

Lo siento, soy extranjero aquí.

Üzgünüm, burada bir yabancıyım.

He estado en el extranjero.

Yurt dışındaydım.

¿Eres extranjero? ¿De dónde eres?

Yabancı mısın? Nerelisiniz?

¿Tienes previsto ir al extranjero?

Yurtdışına gitmeyi düşünüyor musunuz?

He estudiado en el extranjero.

Ben yurtdışında eğitim aldım.

Tom está en el extranjero.

Tom yurtdışında.

Un extranjero me enseñó inglés.

Bana bir yabancı tarafından İngilizce öğretildi.

¿Has estado en el extranjero?

Yurtdışında bulundun mu?

Vivir en el extranjero es la mejor forma de aprender un idioma extranjero.

Yurt dışında yaşamak bir yabancı dili öğrenmek için en iyi yoldur.

¿Con qué frecuencia vas al extranjero?

- Yurtdışına ne kadar sıklıkla gidersiniz?
- Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?

Viajar al extranjero es muy interesante.

Yurt dışında seyahat etmek çok ilginçtir.

Estoy pensando en ir al extranjero.

Yurtdışına gitmeyi düşünüyorum.

Nunca he estado en el extranjero.

Yurt dışında hiç bulunmadım.

Nunca ha estado en el extranjero.

- O, hiç yurt dışında bulunmadı.
- O hiç yurt dışına gitmedi.

Él acaba de volver del extranjero.

O az önce yurt dışından döndü.

Ella está casada con un extranjero.

- O bir yabancı ile evli.
- O, bir yabancıyla evli.

Ella está viviendo en el extranjero.

O yurt dışında yaşıyor.

Aprender un idioma extranjero es divertido.

Bir yabancı dil öğrenmek eğlencelidir.

Lamentablemente, ella vive en el extranjero.

Ne yazık ki o yurt dışında yaşıyor.

¿Cuánto tiempo pasaste en el extranjero?

Yurt dışında ne kadar süre kaldın?

Se ha ido solo al extranjero.

- O tek başına yurt dışına gitti.
- Tek başına yurtdışına çıktı.

Ella se ha ido al extranjero.

O, yurtdışına gitti.

¿Tiene experiencia estudiando en el extranjero?

Hiç yurt dışında okudun mu?

Si fuera joven iría al extranjero.

Eğer genç olsaydım,yurtdışına giderdim.

Japón exporta muchos coches al extranjero.

Japonya yabancı ülkelere çokça araba ihraç ediyor.

Es fácil aprender un idioma extranjero.

Yabancı bir dil öğrenmek kolaydır.

Los jóvenes aspiran ir al extranjero.

Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.

Lleva años dominar un idioma extranjero.

Yabancı bir dilde uzmanlaşmak yıllar alır.

El próximo año iré al extranjero.

Gelecek yıl yurtdışına gideceğim.

Viví diez años en el extranjero.

On yıl yurt dışında yaşadım.

Tenemos que comprarlo en el extranjero.

Biz onu yurt dışından satın almak zorundayız.

Esta carta lleva un sello extranjero.

Bu mektup bir yabancı damgası taşımaktadır.

¿Para qué estudias un idioma extranjero?

Niçin yabancı bir dil çalışıyorsun?

Ella decidió estudiar en el extranjero.

Yurt dışında öğrenim yapmaya karar verdi.

Estoy pensando en irme al extranjero.

Yurtdışına gitmeyi düşünüyorum.

Es difícil dominar un idioma extranjero.

Yabancı bir dilde uzmanlaşmak zordur.

- Al ser extranjero, no pude pillar el chiste.
- Como soy extranjero, no pude entender el chiste.

Ben bir yabancı olduğum için, şakayı anlayamadım.

¿Por qué quieres estudiar en el extranjero?

- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

¿Todavía está vuestro tío en el extranjero?

Amcan hâlâ yurt dışında mı?

Es importante que aprendas un idioma extranjero.

Bir yabancı dil öğrenmen önemli.

Es interesante hacerse amigo de un extranjero.

Bir yabancı ile arkadaş olmak ilginçtir.

Hablar bien un idioma extranjero lleva tiempo.

Bir yabancı dili iyi konuşmak zaman alır.

No es fácil aprender un idioma extranjero.

Yabancı bir dil öğrenmek kolay değildir.

Visitar un país extranjero debe ser caro.

Yabancı bir ülkeyi ziyaret etmek pahalı olmalı.

Los tenemos que comprar desde el extranjero.

Onları yurt dışından almak zorundayız.

El extranjero no sabía japonés en absoluto.

Yabancı Japoncayı hiç bilmiyordu.

¿Lo ves? Deberías estudiar un idioma extranjero.

Anlıyor musun? Bir yabancı dil öğrenmelisin.

Sé que Mary se fue al extranjero.

Mary'nin yurtdışına gittiğini biliyorum.

Me gustaría ir algún día al extranjero.

Bir gün yurt dışına gitmek istiyorum.

Nunca antes me había hablado un extranjero.

Daha önce bir yabancı ile hiç konuşmamıştım.

Mi madre me dejó ir al extranjero.

Annem yurt dışına gitmem için izin verdi.

Él es un estudiante de intercambio extranjero.

O bir yabancı değişim öğrencisi.

Tú asistes a conferencias en el extranjero.

Yurtdışında konferanslara katılıyorsun.

¿Vas al extranjero a veces de vacaciones?

Tatillerinizde bazen yurt dışına çıkıyor musunuz?

Esa compañía está gestionada por un extranjero.

Şu şirket bir yabancı tarafından yönetilmektedir.

Él ha renunciado a viajar al extranjero.

O, yurtdışına gitmekten vazgeçti.

Él fue al extranjero el año pasado.

O geçen yıl yurt dışına gitti.

Yuko nunca ha hablado con un extranjero.

Yuko bir yabancı ile asla konuşmadı.

Se fue al extranjero hace dos años.

O, iki yıl önce yurtdışına gitti.