Examples of using "Excusa" in a sentence and their turkish translations:
Sağlam bir bahanesi
Benim bir mazeretim yok.
O benim en sevdiğim bahane.
Bu bir mazeret.
O sadece bir bahane.
O mazeret değil.
Tom'un hiç mazereti yok.
Bir mazerete ihtiyacım yok.
- Hep bir mazeretin oluyor.
- Bahanen her zaman hazır.
Hiçbir bahane duymak istemiyorum.
- O iyi bir bahane.
- O iyi bir mazeret.
O sadece senin bahanen.
ve birtakım konuda talimat almaktansa
Olası bir mazeret olamaz.
Onlar sadece seni kovmak için bir bahane istiyor.
O bir mazeret değil.
Davranışın için mazaret yok.
Öyle bir mazereti kabul edemem.
- Geç kaldığı için bir bahane buldu.
- Gecikmesine bir bahane uydurdu.
Hazırlamalı mıyım?
- Böyle iyi bir bahaneyi nasıl buldunuz?
- Böyle bir bahaneyi nasıl ileri sürdünüz?
Ziyafeti kaçırdığım için bir bahane uydurdum.
İnan bana, o özür işe yaramayacak.
Duymaktan yorulduğun bir bahane var mı?
O, baş ağrısını erken ayrılmanın mazereti olarak kullandı.
Mazareti ne olursa olsun, onu affedemem.
Tom okula geç kaldığı için her zaman aynı eski bahaneyi verir.
Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.
- Ne? Ödevini bir futbol maçı yüzünden yapmadın mı? Bu bir mazeret değil!
- Ne? Ödevinizi bir futbol maçı yüzünden yapmadınız mı? Bu bir mazeret değil!
Onun davranışı için herhangi bir mazeret olduğunu sanmıyorum. Aynı zamanda, onun söylemek zorunda olduğunu dinlememiz gerekiyor.